Carey “imkansız” 2020 Formula 1 takvimini nasıl oluşturacak?

Carey “imkansız” 2020 Formula 1 takvimini nasıl oluşturacak?

 

 

. . .

F1’in CEO’su Chase Carey, pazartesi sabah yayınlamış olduğu mektupta 2020 Formula 1 sezonunu temmuz ayının başında Avusturya’da seyircilere kapalı da olsa başlatmayı planladıklarını açıklamıştı. Carey’nin açıklamasına göre temmuz ile aralık ayları arasında ilk olarak Avrupa, ardından Avrasya, Asya, Amerika ve son olarak Orta Doğu’da yarışların yapılması planlanıyor. Peki takvimin son hali nasıl olacak? Bu konuyla alakalı pek çok söylenti var ve internet üzerinde birçok farklı hesaplama var. Kimileri bu konuda daha iyi bilgi sahibiyken, kimileri tamamen varsayımlar üzerinden ilerliyor. Altı çizilmesi gereken konu, Formula 1’in kendi programının günlük olmasa bile koronavirüs ile ilgili gelişmeler kapsamında haftalık bir şekilde ilerliyor olması. Bu açıdan iki işaret direğinin ortaya çıktığını, yani sezonun başlangıç ve bitiş tarihlerinin ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Carey, 5 Temmuz’da Avusturya’da başlayacaklarını söyledi. Avusturya’da iki yarışlık bir hafta sonu yapılması, ardından Silverstone’da da iki yarışlık bir hafta sonu yapılması planlanıyor. Ancak henüz Britanya Yarış ile ilgili, yarışın seyircisiz yapılacağı dışında bir doğrulama gelmedi. Yıl Orta Doğu’da bitecek. Bu konuda da resmi bir açıklama gelmedi ancak muhtemelen aralık ayının ilk iki haftasında önce Bahreyn, ardından her zamanki gibi Abu Dhabi yıl finali olarak gerçekleştirilecek. Şu an için bütün planlar geliştirilme aşamasında ve son ana kadar da belli olacak gibi görünmüyor. Şu ana kadar Avustralya, Monaco ve Fransa yarışları resmi olarak iptal edildi ve 2020’de yapılmayacaklar. Böylece 22 yarış olması gereken takvim doğrudan 19 yarışa düşüyor. Carey, en iyi ihtimalle 15 ila 18 arasında yarış düzenlemeyi planladıklarını söylemişti. Avusturya ve Britanya yarışlarının çift yarış olacağını düşünürsek, en iyi ihtimal gerçekleşse dahi maksimum 16 farklı pistte yarış olacak gibi görünüyor. Bu Avustralya, Monaco ve Fransa dışında en az 3 pistin daha takvimde yer almayacağı manasına geliyor. İptal edilen yarışlar dışında Bahreyn, Vietnam, Çin, Hollanda, İspanya, Azerbaycan ve Kanada yarışları ertelendiler. Takvimdeki diğer 12 yarış hakkında ise henüz bir açıklama yapılmadı. Ancak şunu söylememiz gerekiyor ki, henüz ertelenmeyen ya da iptal edilmeyen yarışların normal takvimdeki pozisyonlarının artık bir önemi yok. Onların bir çoğunun yeri ve tarihi değişebilir. Singapur Yarış gibi cadde üzerinde geçici pist kurularak yapılan yarışların yeri, eğer gerçekleşecekse diğerlerine göre daha sabit olacak çünkü bu tip yarışlar için hazırlıklar çok uzun sürüyor ve lojistik açıdan daha büyük zorluklar bekliyor. Normal pistler bu konuda daha esnek olabiliyor ancak bu konuda Austin’deki COTA pistinin de bazı kısıtlamaları var. Amerika GP’nin normal tarihi olan 25 Ekim’den 2 hafta sonrasında MotoGP yarışı planlanıyor.  Hava şartlarını da dikkate almak gerekiyor. Formula 1 takviminde yer alacak yarışların bir çoğu, ekim ve kasım aylarında yapılabilecek bölgelerde değiller. Bu yüzden takvimin ötelenebileceği tarih de sınırlı diyebiliriz. Tabii bu, Orta Doğu için geçerli değil. Bu yüzden Bahreyn ve Abu Dhabi yarışları doğrudan aralık ayı için düşünülüyor. Peki takvim nasıl şekillenecek? Charles Leclerc, Ferrari SF90, leads Valtteri Bottas, Mercedes AMG W10, Lewis Hamilton, Mercedes AMG Formula 1 W10, Lando Norris, McLaren MCL34, Kimi Raikkonen, Alfa Romeo Racing C38, and the rest of the field at the start Steve Etherington / Motorsport Images Avusturya ve Britanya’da ikişer yarış yapılırsa, böylece temmuz ayında 4 yarış yapılmış olacak. Carey’nin 18 yarışlık planını düşünürsek, 2 Ağustos ile 13 Aralık tarihleri arasına 14 yarış daha yerleştirilmesi gerekiyor. Şu anda iptal edilmeyen yarışları düşündüğümüzde bunun içinde 17 pist olacak. Birkaç hafta sonunda boşluk ve Ross Brawn’ın daha önce söylediği gibi çalışanlar üzerindeki baskıyı azaltmak için 2 günden oluşan yarışlar yapılırsa, teoride bu süreçte 18 yarış dahi düzenlenebilir. Ancak gerçek teoriden çok farklı. Kaçınılmaz olarak her şey COVID-19 sürecinin gelişimine bağlı olacak. Çünkü bu konuyla alakalı her ülke farklı önlemler alıyor. Durum iyileşmezse, farklı ülkelerde konumlanan takımların seyahat etmeleri pek kolay olmayacak. Hükümetler yavaş yavaş kısıtlamaları hafifletmek istiyorlar. Bu kapsamda okullar, kuaför salonları ya da alışveriş merkezleri yavaş yavaş açılabilir ancak henüz, özellikle seyircili Formula 1 yarışları yapma noktasından çok uzaktayız. Ülkeler de böyle bir risk almak istemeyecektir. Yerel kanunlar durumu nasıl zorlaştıracak? Lance Stroll, Racing Point RP19, leads Daniil Kvyat, Toro Rosso STR14, Antonio Giovinazzi, Alfa Romeo Racing C38, and Nico Hulkenberg, Renault Formula 1 Team R.S. 19 Gareth Harford / Motorsport Images En büyük sıkıntılardan birisi, ülkelerdeki kalabalık grupların toplanması yasağı. Kanada, Belçika ve Hollanda’da bu uygulama en azından ağustos ayının sonuna kadar devam edecek. Yani bu durumda iki Avrupa yarışı Formula 1’in seçeneklerini azaltıyor. Her şey bu şekilde kalırsa, Spa’nın 30 Ağustos tarihinden önce gerçekleştirilme şansı yok.  Yarışların kapalı kapılar arkasında yapılması planı bazı ülkelerde yarış yapılmasına fırsat verse de, taraftarlar olmadan dahi Formula 1 padoğunda binlerce insan yer alıyor.  Bir diğer karmaşık konu ise bazı ülke sınırlarının diğer ülkelere kapatılmış olması ya da belli ülkelerden insanların girişine izin verilmemesi veya zorunlu karantina uygulaması olması. Bu uygulama muhtemelen yakın zamanda bitmeyecek. Bu durumda Formula 1’in art arda 2 ya da 3 yarış yapma planı sıkıntıya düşecek. Mesela şu anda Singapur, Rusya, Çin, Japonya ve Vietnam’a kısa vadede seyahat etmek imkansız ancak eylül ve kasım aylarında ne olacağını kimse tahmin edemiyor. Aynısı Kanada, Amerika, Meksika, Brezilya yani bütün Amerika kıtası yarışları için de geçerli. Formula 1’in kendi personelinin çoğu ve 7 takım İngiltere’den, iki takım İtalya’dan, bir takım İsviçre’den seyahat etmek zorunda. Pirelli ekibinin de İtalya’dan seyahat etmesi gerekiyor ancak gerekli olması halinde sadece Britanya’da yaşayan personelin kullanılabileceği belirtildi. Bunlara ek olarak Honda’nın Japonya’dan gelebilecek personelini, Fransa ve İsviçre’den gelecek FIA personelini, farklı ülkelerde yaşayan pilotları ve farklı bireyleri de ekleyebilirsiniz. Kapalı kapılar arkasında seyircisiz yarışlar yapılsa ve medya olmasa dahi yarışa katılması gereken insan sayısı oldukça fazla. Planlardan birisi, yarışlara katılması gereken bütün insanlar için özel uçuşlar ayarlamak ancak bu bile büyük zorlukları beraberinde getiriyor. Gidilecek ülkelerle prosedürün nasıl uygulanacağı konusunda görüşmeler yapılması gerekiyor. Abu Dhabi ve Bahreyn gibi yarışların doğrudan devletler tarafından desteklendiği ülkelerde bu sorun olmayacaktır ancak Çin, Amerika ve Japonya gibi, Formula 1 yarışının hükümetlerin pek ilgisini çekmediği yerlerde bu konu daha karmaşık bir hal alacaktır. Ancak  bu sorun sadece gidilecek ülkeler için geçerli değil. Yarışlara gidecek personellerin İngiltere ya da İtalya’daki evlerinden ayrılışları ve geri dönüşleri de sıkı karantina prosedürleri devam ederse zor olacak. Doğal olarak büyük resme baktığımızda hemen hemen her şey Formula 1’in kontrolü dışında olacak. Carey, haftalar ilerledikçe, ülkelerdeki kısıtlamaların hafiflemesinin kendilerine yardımcı olacağını umuyor. Yarış organizatörleri bu durumda ödeme yapacaklar mı? Chase Carey, Chairman, F1 Mark Sutton / Motorsport Images Carey’nin özellikle hüküm sürdüğü konu bütün taraflarla olan ticari anlaşmalar. Takvim hikayesinde para paya sahip ve yarışların kapalı kapılar arkasında olsa da mümkün olan en hızlı şekilde en çok yarış yapılması bu açıdan büyük önem taşıyor. Yarış sayısı 15’in altına düşerse, Formula 1 bütün yıl yayını için para ödeyen yayıncılara geri ödeme yapmak zorunda kalacak. Bunun dışında Formula 1’in DHL, Heineken gibi ana sponsorlarının takvim hakkında ne düşündüklerini, anlaşmaların nasıl olduğunu bilmiyoruz. Ancak şu açık ki onlar da markalarının reklamı için mümkün olduğu kadar fazla yarış olmasını istiyorlar. Kısacası, yarışların yapılması Formula 1, dolayısıyla takımlar için para akışı olacağı manasına geliyor. Denklemin bir diğer yerinde yarış ücretleri yer alıyor. Formula 1, bu olağan dışı koşullarda mümkün olan en yüksek geliri elde etmeyi planlıyor.  Takvimdeki 22 yarış, büyük ölçüde 22 farklı iş modeli demek.  Silverstone gibi bazı yarışlar tüzel kişiler tarafından düzenlenirken, birçok ülke yerel, bölgesel ya da ulusal yönetimler tarafından destekleniyor. Bazı yarışlar için önemli olan iki saatlik yarış yayını. Bu yarışlarda seyirci sayısı büyük önem taşımıyor. Yani yarışın yapıldığı şehir ya da ülkenin televizyonda reklamının yapılıyor olması önem taşıyor. Ancak bazı yarışlar için seyirci sayısı önemli. Onlarda bilet satışları, yarışa gelen ve çevrede para harcayan turistler önem taşıyor. Bazı yarışlar seyirci girişine izin verilmese de büyük ölçüde yarış ücretini ödeyecektir ancak seyircinin önemli olduğu yarışlarda muhtemelen yarış ücretinde indirim istenecek. Bu açıdan Silverstone’un yarış ücreti ödemeyeceğini ya da çok az miktarda ödeyeceğini tahmin edersek yanlış olmaz. Seyircinin olmadığı şekilde iki yarış düzenlemek, normalde Silverstone pistinin kaldıramayacağı bir şey.  Avusturya ise farklı bir pozisyonda. Pistin sahibi aynı zamanda Red Bull Racing ve AlphaTauri Formula 1 takımlarının sahibi. Bu açıdan seyirci olmasa bile Red Bull, kendi reklamını yapmış olacak. Yani Red Bull muhtemelen yarış ücreti ödeyecektir ancak normalde ödeyeceği kadar olmayacaktır. Barcelona, Hungaroring, Monza, Spa ve Zandvoort pistleri de muhtemelen ücretsiz ya da çok az ücretle yarış düzenlemek isteyecektir çünkü aksi takdirde onların yarış yapması pek mantıklı bir hamle gibi görünmüyor. Deniz aşırı yarışlar ise iki sebeple Avrupa yarışlarından ayrılıyor. Öncelikle o yarışlara ulaşım daha maliyetli, ikincisi o yarışlar büyük ölçüde hükümetler tarafından destekleniyor. Bu yüzden onlar büyük ölçüde seyirciye değil, televizyon yayınına güveniyorlar. Bu yarışlara gitmenin maliyeti göz ardı edilmemeli. Formula 1’e ait her şey – arabalar, yedek parçalar, bütün ekipmanlar, iki güvenlik arabası ve iki tıbbi araç – 7 adet Boeing 747 ile o yarışlara taşınıyor. Bu açıdan bütün ekipmanların dünyayı uçakla dolaşması çok ciddi paralara mal oluyor. Formula 1, lojistik sebeplerden dolayı Asya, Amerika, Orta Doğu takvimini basit bir şekilde kurmak istiyor. Normalde bu harcamalar, yarış ücretleri ile telafi ediliyor. Bu yüzden Formula 1, deniz aşırı yarışların ücretlerini seyirci olmasa dahi büyük ölçüde aynı tutmak ya da yüksek seviyede tutmak isteyecektir. Şu anda muhtemelen her organizatör ile görüşmeler devam ediyor. Yarış ücretlerini ödemek istemeyen yarışlar muhtemelen takvimden çıkarılacak ya da ikinci plana atılacak, öncelik ödeme yapacaklara verilecek. Hangi yarışların yapılma ihtimali az? Valtteri Bottas, Mercedes AMG W10, leads Max Verstappen, Red Bull Racing RB15, Sebastian Vettel, Ferrari SF90, Lewis Hamilton, Mercedes AMG Formula 1 W10 Alex Albon, Red Bull Racing RB15, Charles Leclerc, Ferrari SF90, Carlos Sainz Jr., McLaren MCL34 and the rest of the pack tab the start Glenn Dunbar / Motorsport Images Bu konuda sorun yaşayacak yarışların başında Austin yer alıyor. Austin yarışı için organizatörler 25 milyon dolar veriyorlar ve aynı zamanda Teksas eyaletinden fon alınıyor. Bu yarışa 10 binlerce insanın gelip o bölgede harcama yapması büyük önem taşıyor. Yani seyircisiz yarış organizatörler için pek olası görünmüyor. Montreal ve Singapur yarışları için net anlaşmalar yok ancak her iki yarışa seyircilerin gelmesi büyük önem taşıyor. Takımlardan edindiğimiz bilgilere göre bu yarışların yapılması pek olası değil ve resmi olarak iptal edilmese de, çoktan Carey’nin listesindeki yerlerini kaybettiler. Özellikle Singapur’un tam olarak şehir içinde olması büyük risk taşımasına neden oluyor. Avustralya’daki gibi her türlü çalışmanın ve ödemenin yapılıp, son dakikada yarışın iptal edilmesi gibi bir senaryo ile karşılaşmak istemiyor Carey. Bu hafta yarış organizatörlerinden birisi, “Singapur Yarış COVID-19 durumunu yakından takip ediyor ve F1 ve hükümet ile açık bir diyalog sürdürüyor.” “2020 F1 takvimi değerlendirme süreci devam ediyor. Singapur Yarış gelişmeleri yakından takip etmeye devam edecek. Bu konuda çalışanların, taraftarların, seyircilerin, yarışa gelen herkesin güvenliği ve sağlığı öncelikli olacak.” dedi. Kanada da yarı kalıcı pist nedeniyle lojistik açıdan zorlayıcı pistlerden birisi. Ayrıca hava şartları nedeniyle Kanada GP’nin diğer Amerika kıtası yarışlarıyla ekim ayının sonunda ya da kasım ayında yapılma şansı yok. Bu yüzden Kanada Yarış henüz resmi olarak iptal edilmese de aslında yapılması beklenmiyor.  Bu konuyla alakalı bir sözcü bana, “Pazartesi günü yapılan açıklamanın, onlarla sürdürdüğümüz görüşmelere paralel olduğunu söyleyebilirim. Ancak Chase Carey bizim için ‘Virüs nedeniyle belirsiz’ diyor. Bu kritik bir konu.” dedi. Lojistik açıdan sallantıda olan bir diğer yarış ise planlanan takvimde Avrasya’dan bahsedilse de Bakü. Organizatörlerin yarışı düzenleyebilmek için 3 ay önceden çalışmalara başlaması gerekiyor ve yarış seyirciye kapalı olarak yapılsa da piste 7000 civarında kişinin geleceğinin dikkate alınması gerekiyor. Hükümet yarışa tam olarak destek verse dahi, uygun zamanda yarış tarihi belirlenmezse, kalan sürede pist hazırlanamayabilir. Yapılması önemli olan cadde yarışlarından birisi ise Vietnam. Vietnam GP, Formula 1 ve ülke için çok büyük önem taşıyor. Yarış ertelendiğinde, pist neredeyse hazırdı. Amerika ve Orta Doğu yarışları arasında kasım ayı ortasında bulunacak bir hafta sonu, Vietnam GP’nin gerçekleşmesi için yeterli olacaktır. Peki pistler hâlâ Formula 1 yarışını düzenlemek istiyor mu? Empty grandstands Glenn Dunbar / Motorsport Images Bütün kanunlar, politik ve finansal değerlendirmeler bir tarafa, dikkate alınması gereken bir diğer konu da ahlaki yönü. Formula 1’i, diğer sporlarla birlikte başlatarak normale dönme çalışmalarının insanları eğlendirme açısından önemli olduğunu söyleyebilirsiniz. Ancak diğer tarafta bazı organizatörler, özellikle de hükümet bağlantılı olanlar mevcut şartlarda yarış düzenlemenin önemsiz olduğunu, bu şekilde vatandaşlarının hayatlarını riske atacaklarını düşünüyor olabilirler. COVID-19 krizi hafifliyor olsa da, devletler kapalı kapılar arkasında olsa dahi etkinlik düzenlemeyi yasaklayabilir. Avustralya Yarış hafta sonunu hatırlayın. İtalya o dönemde krizin yükseldiği ülkelerden birisiydi ve Ferrari ekibinin o yarışa getirilmesi pek hoş karşılanmadı. Son olarak altını çizmemiz gerekirse Carey ve takvim uzmanı Chloe Targett-Adams’ı bütün koşulları düşündüğümüzde imkansız bir görev bekliyor. Sürekli değişen koşullarda bir şeyleri bir araya getirerek takvim oluşturmaya çalışıyor gibi görünüyorlar. Tabii bu konuyla alakalı her şey olabilir. Mevcut pistlerin dışında Imola yarış yapabileceğini söyledi. Eylül ve ekim aylarında planlanan deniz aşırı yarışlarda sıkıntı çıkarsa, son anda tekrar Avrupa’ya dönülebilir ve Imola’da veya daha önce yarış yapılan Red Bull Ring ya da Silverstone’da başka yarışlar yapılabilir. Takvim nasıl olursa olsun, mevcut koşullar dikkate alındığında hiçbir şey kesin görünmüyor ve bir açıklama yapılsa dahi sonrasında değişiklikler yapılabilir ve hiç hesaba katılmayan sıkıntılar ortaya çıkabilir. Bu konuda kendilerine bol şans diliyoruz.
 
tr.motorsport 

En güncel Motorsporları haberleri için sosyal medyada TRmotosports’u takip edin.

facebook.com/TRmotosports
twitter.com/TRmotosports
instagram.com/trmotosports/
linkedin.com/company/trmotosports-com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir