Nostalji – 2006 Monza krizi: Michael Schumacher isteyerek mi emekli oldu?

Nostalji – 2006 Monza krizi: Michael Schumacher isteyerek mi emekli oldu?

 

 

. . .

Schumacher, 2006 sezonunda Alonso ile büyük bir mücadele halindeydi. Tifosinin büyük kahramanı olan Alman yarışçı kariyerinin son demlerindeyken, sporun geleceğini oluşturması planlanan bir İspanyol’a karşı büyük bir mücadele veriyordu.  Monza’ya gelinirken, bir önceki yarış olan Türkiye GP’de Felipe Massa, ilk zaferini almıştı ve podyumu Alonso ile Schumacher tamamlamıştı. Alonso’nun Schumacher ile olan puan farkı 12 puana çıkmıştı ve Alman pilotun şampiyonluk ümitleri tükenmeye başlamıştı. Ancak Şahlanan At’ı ile Michael Schumacher, rakibi Alonso’nun ceza alıp onuncu sırada başlamasına karşı, yarışa ikinci sıradan başlayacaktı.  Yarış sırasında motor patlatan İspanyol pilot, büyük bir darbe almıştı. Michael ise pitler ile beraber Raikkonen’in önüne geçmişti ve yarışı, tribünlerdeki Tifosinin önünde kazanmıştı. Michael Schumacher Fotoğraf: XPB Images Herkes Schumacher’in emekliliği hakkında belirli dedikodulara sahipti, ancak Alman pilotun birinciliğini kutladığı sırada Ferrari Basın Yöneticisi Luca Colajanni, basın mensuplarına Schumacher’in emeklilik açıklamasına dair bilgiler dağıtıyordu. Bunun için neden önceden açıklama dağıtılıyordu ki? Burada ise işin içine Ferrari ve Formula 1 politikaları devreye giriyordu. Bunu yaptıran isim ise, Ferrari Başkanı Luca di Montezemolo’ydu.  Michael Schumacher, Jean Todt ve Ross Brawn, Ferrari’de oldukları süreç boyunca birbirleri ile iyi bir uyum yakalayıp, takımı üst seviyelere çıkarmayı başarmışlardı. Takım bu süreçte 5 şampiyonluk almıştı ve F1’in en dominant takımlarından biri olmayı başarmıştı. Ancak bu süreçte Montezemolo, Todt’un baskın doğasını kabullenmiyordu. Eninde sonunda markanın başkanı kendisiydi ve Todt sadece bir çalışandı. Montezemolo bu baskıyı kırmaya çalışıyordu. Jean Todt’un takımdaki isteği Alman pilotun üzerineydi, Montezemolo ise iki güçlü sürücüyü aynı anda yarıştırma çabasındaydı ve bu yüzden Kimi Raikkonen ile görüşme halindeydi. Michael Schumacher’in bu hesaptaki yeri ise takımdaki tek iyi yarışçı olma isteğiydi. Raikkonen’in yanına gelmesi, onun hevesini kırabilirdi ve Fin yarışçı onu takımda zorlayabilirdi. Bu sebeple Montezemolo, 2006’dan da önce, Raikkonen’in menajeri olan Steve Robertson ile yakın temas halindeydi. Fin pilotun gelmesi, onun için çok önemliydi. Bu yüzden onunla 2005 ortasında gizli bir sözleşme imzaladı. Diğer tarafta ise McLaren ve Ron Dennis vardı. Ron Dennis, Robertson’ın blöfünü kabul ediyordu ve buna karşılık başka bir fikre sahipti: O zamanlar olan spekülasyonlar arasında 2007 için Ferrari’de Valentino Rossi ve Michael Schumacher’in beraber yarışacağı dedikoduları vardı. Böylece Ferrari’ye gidemeyen Raikkonen, McLaren ile devam etmek zorunda kalacaktı. Ancak Montezemolo, Raikkonen ile ön sözleşme imzaladıktan sonra bu plan suya düştü. Robertson’ın asıl amacı, bu sözleşmenin dedikodusunu yayıp Ron Dennis’ten daha yüklü bir ücrete sahip olan bir kontrat almaktı.  Ron Dennis ise bu hamleye karşı, Alonso’yu 2007’de takımına almak için görüşmelere başladı. Briatore’nin, Alonso’nun menajeri olduğu için onu bırakmayacağı düşünülüyordu, ancak çok iyi bir teklif ile gelen Dennis’e karşı Briatore, Alonso’nun gitmesine izin verdi. Vodafone sponsorluğunu da arkasına alan McLaren, yıllık 16 milyon pound karşılığında Fernando Alonso ile yarışacaktı. Kontratta yazılı olan durumlardan bir tanesi ise, imzanın anında açıklanması olacaktı. Böylece Dennis, Robertson’a karşı olan savaşta öne geçmiş olacaktı. Bu sırada McLaren ile yarışan Juan Pablo Montoya ve Kimi Raikkonen, bu duruma karşı çok sinirlenmişti, ki daha sonrasında da Montoya 2006 sezonunun ortasında takımdan ayrılmıştı. Böylece Raikkonen’in McLaren dışında bir yere gitmesi gerekiyordu.  Michael Schumacher, Ferrari ve Kimi Raikkonen, McLaren kapalı parkta Fotoğraf: Gareth Bumstead Aynı anda ise Montezemolo, Jean Todt’u Ferrari’nin yol araçları departmanının başına getirmişti ve böylece Todt’un Formula 1 takımı üzerindeki etkisini azaltmayı başarmıştı. Raikkonen ile 2005 yazında sözleşme imzalanması ile beraber de Schumacher’in elinde tek opsiyon vardı: Ya Raikkonen ile yarış ya da git. Bu süreçte Ferrari, Felipe Massa ile 1 senelik sözleşmeye sahipti, bu yüzden Massa’yı gönderme şansına sahiplerdi. Ancak Schumacher vazgeçilmez değildi. Artık kariyerinin sonlarına yaklaşmıştı ve eski hızına pek de sahip değildi – en azından öyle gözüküyordu. Montezemolo’nun yönetim şekli, İtalyan politikacı ve “Prens” kitabının yazarı Niccolo Machiavelli’nin yaklaşımına benzer bir biçimdeydi. Bu yönetim şekli aynı zamanda Enzo Ferrari’nin de yönetim şekliydi.  Machiavellist yönetim biçimlerinde ülke (bu örnekte takım), değerleri korunması gereken en önemli parçadır ve ülkenin/takımın değerlerini korumak için her şey yapılmalıdır. Montezemolo’ya göre de Ferrari bu durumdaydı; evet, Schumacher gayet başarılı olmuş olabilir. Ancak Ferrari kazanmaya devam etmek istiyorsa, bunun yolu Raikkonen’i kadroya eklemekti. Schumacher ve Todt’un planı olan Valentino Rossi planında ise Ferrari, hem iyi bir insan kaynakları işi ile ilgiyi artıracaktı hem de Schumacher’e karşı olan rekabet, pek de olmayacaktı. Sonuçta takım, bugünlere Schumacher sayesinde gelmişti ve Alman yarışçı motor sporlarının en güçlü ismiydi. Slider Liste Valentino Rossi, Ferrari F2004 1/4 Fotoğraf: Valentino Rossi, Ferrari F2004 2/4 Fotoğraf: Valentino Rossi, Ferrari F2004 3/4 Fotoğraf: Valentino Rossi, Ferrari F2004 4/4 Fotoğraf: Schumacher, Raikkonen ile yarışma teklifini kabul etmedi ve bu düzeyde olan bir pilotu, gridde kendisine katabilecek iki takım vardı: Ferrari ve McLaren. McLaren’in Alonso hareketi de göz önüne alındığında Schumacher’in tek yolu emeklilik oluyordu.  Bundan önce ise Montezemolo, Schumacher’e Raikkonen ile yarışma teklifi üzerine Monza’ya kadar zaman tanımıştı. Eğer bu iş olacaksa, Monza’da bu ikili açıklanacaktı. Ancak Schumacher, bu teklifi kabul etmemesi ile beraber, kazandığı yarışın sonrasındaki basın toplantısında emekliliğini açıkladı. Tifosi, Alman pilotu son kez evlerinde izliyordu ve Alman pilot, onlara çok gurur duydukları bir galibiyet getirmişti. Ferrari’deki iç savaşı kazanan Luca di Montezemolo ise yaşadığı sevinçten dolayı, rakibi olan Jean Todt’u öpüyordu, sanki galibiyeti Fransız takım patronunun yüzüne vururmuş gibi… Schumacher’in menajeri Willi Weber’in, Alman pilotun ayrılışı ile ilgili yaptığı demeç ise, Ferrari’nin politik oyunlarının ne kadar acımasız olduğunun kanıtı olmuştu: “Michael, Ferrari’de eski gücüne sahip değildi.”
 
tr.motorsport 

En güncel Motorsporları haberleri için sosyal medyada TRmotosports’u takip edin.

facebook.com/TRmotosports
twitter.com/TRmotosports
instagram.com/trmotosports/
linkedin.com/company/trmotosports-com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir