S.S. Pınarhisar Karayolu Yük Taşıma ve İşletme Kooperatifi Başkanı Osman Ekkazan; “Takograf ve U-Etds Yönetmeliklerinin Ertelenmesi Nakliye Esnafı İçin İyi Olmadı”

S.S. Pınarhisar Karayolu Yük Taşıma ve İşletme Kooperatifi Başkanı Osman Ekkazan; “Takograf ve U-Etds Yönetmeliklerinin Ertelenmesi Nakliye Esnafı İçin İyi Olmadı”

 

“MEVZUATLARIN YÜRÜRLÜĞE GİRMESİ İLE GELEN YENİ UYGULAMALAR BİRÇOK PROBLEMİMİZİ ÇÖZMÜŞ OLACAK”

“GENÇLERİMİZ BU İŞİ YAPILABİLİR BİR İŞ OLARAK GÖRMÜYOR”

Sektöre dair birçok konuda önemli değerlendirmelerde bulunan Ekkazan, “Taşımacılık sektörü ile ilgili olarak yılbaşında yürürlüğe girecek olan takograf ve U-ETDS yönetmelikleri ertelendi; ancak ertelenmemeliydi. Takograf ve U-ETDS yönetmeliklerinin ertelenmesi nakliye esnafı için iyi olmadı.” diyor.

Kooperatifin çalışma alanlarından bahseden Ekkazan, “Limak Çimento, bunun dışında geçen yıl başlayan ve daha 3 yıl devam edecek olan Çerkezköy- Halkalı- Kapıkule hızlı tren hattının Çerkezköy- Kapıkule inşaası bu yıl; burası ile bir çalışmamız var. Aynı zamanda gemi yüklüyoruz; yine Limak Çimento’nun klinker ihracatı başladı. Ağustos ve Eylül ayında yükledik, şimdi Ekim gemisi yanaştı onu dolduruyoruz. Malkara- Uzunköprü- Keşan bölgesinde yerli kömür ocaklarımız var; o kömür ocaklarından çıkan kömürlerin İstanbul, İzmit, Adapazarı ve Bolu’daki sanayi tesislerine nakliyesini yapıyoruz. Genel olarak araç kapasitemiz yetiyor. Bazen işler azaldığında atıl kapasitemiz olabiliyor.” şeklinde konuşuyor.

“Zarar Eden Kooperatif Amatörce Yönetiliyor Demektir”

Kooperatif yönetimlerinin profesyonel olması gerektiğine ve kooperatiflerin zarar etmemesi gereken kurumlar olduğuna dikkat çeken Ekkazan, “Kooperatifler Karayolu Taşıma Kanunu’na  göre yönetilmeli ve yönetimler daha profesyonel olmalı. Kooperatiflerin denetlenmesi daha rahat hale getirilmeli ve daha şeffaf yapıların olması gerekli. Şu an Koopbis var; ancak kooperatifler uzaktan da kontrol edilebilir hale gelirse daha çok büyür ve o bölge daha verimli olur. Kooperatifler zarar etmemesi gereken kurumlar; bir kooperatif zarar ettiğinde ‘neden zarar etmiş’ diye bakılmalı. Zarar etmeyecek hale getirilmeli; çünkü kooperatifler üyelerden aidat alır ve bunun haricinde alıp verdikleri işlerden çeşitli kesintiler yaparlar. Bence zarar eden kooperatif amatörce yönetiliyor demektir. Kooperatifler çok kar etmesi üzerine kurulmuş kurumlar değiller; ancak zarar etmemesi gerekir.” şeklinde konuşuyor.

“Takograf ve U-ETDS Yönetmelikleri Ertelendi; Ancak Ertelenmemeliydi”

U-ETDS ve takograf yönetmeliğinin ertelenmemesinin gerektiğini ve bu durumun nakliye esnafı için iyi olmadığını belirten Ekkazan, “Lojistik durmadı hızlandı; daha da hızlanacak gibi görünüyor. Ülke gelişiyor, nüfus artıyor. Taşımacılık sektörü ile ilgili olarak yılbaşında yürürlüğe girecek olan takograf ve U-ETDS yönetmelikleri ertelendi; ancak ertelenmemeliydi. Takograf ve U-ETDS yönetmeliklerinin ertelenmesi nakliye esnafı için iyi olmadı.” diyor ve ekliyor, “ Şoför esnafı bu yönetmeliklere alışkanlıklarından dolayı karşı geliyor; alışkanlıklarını değiştirmek istemiyorlar. Aslında bu alışkanlıkları değişse herkesin refahı  artardı. Mesela bu sektörde şoför bulamıyoruz; çünkü ülkede gençlerimiz bu işi yapılabilir bir iş olarak görmüyor. Konforlu bir yaşam sunmuyor; aksine konforsuz bir hayat sunuyor. Burada sebep uzun çalışma saatleri.”

“Bizim Sektörümüz Hak Ettiği Yere Galiba Gelecek’ Dedim ve Sevindim”

Yönetmeliklerin ertelenmesine ilişkin olarak konuşan Ekkazan sözlerine şu şekilde devam ediyor; “ Bu yönetmeliği duyduğumda ve açıp okuduğumda ‘bizim sektörümüz hak ettiği yere galiba gelecek’dedim ve sevindim. Yönetmelik  1 Ocak’ta yürürlüğe girdi ve 2 Ocak’ta biz çalışmaya başladık. Telefonlar çalmaya başladı; ‘ne olacak, ne yapacağız’dediler. Bizim nakliye işi yaptığımız firamalar aradığında ‘tonaj atamayacaksınız, o fiyata gelebilecek misiniz’ dediler; biz onlara gidemeyeceğimizi söyledik.  Onlar da gidemezsek fiyat alınamayacağını söyledi. Öyleyse ‘duralım, bekleyelim’ dedik. Herkes sanayicilerden fiyat alınamayacağını söyledi; ancak 2018’in Eylül ayında market raflarındaki her şeyin fiyatı yükseldiği halde bizler almamazlık ettik mi? Belki marka değişikliği yaptık; birinci marka değil de ikinci markayı aldık. Ancak almaya devam ettik; çünkü bunlar ihtiyaç. Ben bunu nakliyeciliğini yaptığım sanayicinin tedarikçilerine söyledim.  ‘Biz bunu yaşadık, bununla da ilgili olarak fiyatlar yükselebilir;  fiyat yükselecek sonuçta bizim fiyatlarımız da yerini bulacak’ dedim.”

“Veri Alınabilecek En Sağlıklı Noktayı Bulmuşlar”

U-ETDS’ye yönelik değerlendirmelerde bulunan Ekkazan, “Bakanlık gerekli verileri almadan neyin üzerinde çalışacak ve nasıl bir düzenleme getirecek.  Veri alınabilecek en sağlıklı noktayı bulmuşlardı; biz oradan o veriyi onlara yükleyecektik. Bugün akıllı telefon kullanmasını bilmeyen şoför yok. Hepsinin cebinde bir tane akıllı telefon var; o telefonlardan banka hesaplarını kontrol ediyorlar da onu mu yapamayacaklar. Yapamasa bile onun için de  çözüm buldum; ‘bir personeli bunun için istihdam edeceğiz’ dedik. Arayacak bilgiyi verecek sonra girişlerini yapacak.” diyor.

“Sektöre Düzen Gelecek, Bulamadağımız Şoförler Açısından da Çalışılabilir Bir Sektör Olacaktı”

Takograf uygulaması ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Ekkazan, takograf uygulamasının söylenenlerin aksine faydalı bir uygulama olduğunu konuşamasında şu sözler ile dile getiriyor, “Önceden altyapısı hazırlansaydı dört buçuk saat dolduğunda durulabilecek bir park yeri olurdu, olmasa bile bizim tüm araçlarımız otobanlarda çalışmıyor. Onlar 4 buçuk saat otobanda yol alan araçlar için; ancak her yürüdüklerinde  4 buçuk saati doldurmak zorunda değiller. Bir park yeri bulamasan bile bir gişeden çıkarsın. Gişe bir ilçeye yakındır; orada bir yer bulunur ve bu durum çözülürdü.”

“Bizim En Büyük Sıkıtılarımızdan Biri Kaliteli Şoför İhtiyacı”

Takograf uygulamasına yönelik değerlendirmesini sürdüren Ekkazan, “Ben 24 yaşında uluslararası çalıştım; Avrupa’da bunun rahatlığını gördüm. Takograf uygulaması var; 4 buçuk saat çalışırsanız 45 dakika dinlenme zorunluluğu, 9 saat çalışıyorsanız da günde 10 saat istirahat var. Türkiye’de bunun çok büyük mesele olacağını söylediler; aslında çok büyük bir mesele olmazdı. Şoför kendini planlayabilirse Türkiye şartlarında da 9 saat ya da 10 saat çalışırsanız 500 kilometre civarı yol alınır. Bugün zaten 500 kilometre yol aldıysanız bin kilometrenin peşine düşmeyin. 500 kilometre yol aldıysanız 500 kilometrede istirahat edin; bu olması gereken. ‘Bu fiyatlar ile olmaz’denildi;  zaten fiyatlar da değişecekti. Yani bugün Kırklareli’nden Ankara’ya bir buçuk günde gidip dönecekti. İki günde yapacağını üç günde yapacaktı; fakat 2 birim olan nakliye fiyatı da 3 birime çıkacaktı, bu da bunu kapatacaktı. Sektöre düzen gelecek, bulamadığımız şoförler açısından da çalışılabilir bir sektör olacaktı. Bu sektör bu durumda olmadığı için bizim en büyük sıkıtılarımızdan biri kaliteli şoför ihtiyacı. Ben bunu duyunca sevindim; ‘bize yüksekokul ya da  üniversite mezunu arkadaşlarımız bile bir süre sonra müracat edecek; bu işi yapılabilir görecek, bu sektör rahatlar’ dedim; ancak olmadı.” açıklamasında bulunuyor.

 

“Tonaj En Büyük Problemimiz; Şu An Çalışılan Tonajlar Yasal Tonaj Değil”

Sektörün yaşadığı sıkıntılaradan bahseden Ekkazan, “Aşırı tonaj çözülmeli; çünkü aşırı tonaj dengesiz bir rekabete neden oluyor. Yani maliyet hesabı yaparken; biz kooperatifiz ve yasal tonajdan maliyet hesabı yapmak zorundayız. Çünkü bizim aldığımız işler taahhütlü, teminat mektubu verdiğimiz işler. Diğer taraftan baktığınızda karşınızdaki kişi fazla tonaj ile maliyet hesabı yapmış, ona göre fiyat vermiş.  Tonaj en büyük problemimiz; şu an çalışılan tonajlar yasal tonaj değil. Bir başka sorunumuz da çalışma saatleri. Bizim en büyük problemlerimiz aslında bu sene çözülmesi düşünülen problemler. Mevzuatların yürürlüğe girmesi ile gelen yeni uygulamalar birçok problemimizi çözmüş olacak. Birçoğunu direkt, şoför problemimizi dolaylı yoldan çözecek.” diyor.

“Sektörün Bireyleri Olarak Hesabımızı İyi Yapmalıyız”

Maliyet artışlarına da dikkat çeken Ekkazan, “Sektörün bireyleri olarak hesabımızı yaparken iyi hesap yapmalıyız. Şu anda arkadaşlarımız hesap yapıyor; 3 yıldır belki 4 yıldır akaryakıt fiyatları aynı. Sanayici de sanayicinin tedarikçisi de ‘akaryakıt artmadı ki’ diyor. Akaryakıt artmadı, euro 3 lirayken aldığımız araç ile bugünlerde 9 lira oldu; aldığımız aracın fiyatı arasında 3 katı fark var. 2016 yılı sonunda  350 bin liraya sıfır bir araç ve sıfır bir dorse alabiliyorduk; şu anda 1 milyon 200 bin lira. Araç, parça fiyatı, çalışan maliyeti ve yaşamsal masraflar arttı. Burada baz alınması gereken sadece motorin, mazot fiyatı değil; 800 lira olan lastik bugün 3 bin lira. Sadece akaryakıt ile olmuyor ve akaryakıt bir kıyas değil. Bu sektörde hesap yapmasını bilmeyen birçok birey var; böyle olunca bu da en büyük sıkıntılardan bir tanesi oluyor.” açıklaması yapıyor.

 

 

 

 

En güncel Motorsporları haberleri için sosyal medyada TRmotosports’u takip edin.

facebook.com/TRmotosports
twitter.com/TRmotosports
instagram.com/trmotosports/
linkedin.com/company/trmotosports-com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir