S.S. Yahyalı Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi Başkanı Selahattin Saatçi; Bizi Üvey Evlat Olarak Görüyorlar, Halbuki Türkiye’yi Ayakta Tutan Kamyoncu

S.S. Yahyalı Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi Başkanı Selahattin Saatçi; Bizi Üvey Evlat Olarak Görüyorlar, Halbuki Türkiye’yi Ayakta Tutan Kamyoncu

 

“EN ÖNEMLİ SEKTÖR AMA EN ÖNEMSİZ SEKTÖR OLARAK BAKIYORLAR”

S.S. Yahyalı Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi Başkan Yardımcısı Erol Gül:

“NAKLİYE SEKTÖRÜ TÜRKİYE’NİN YÜKÜNÜ OMUZLUYOR”

Dört senedir başkanlık yapan ve daha önce de kooperatifin yönetiminde yer alan Başkan Selahattin Saatçi kooperatiften şöyle söz ediyor; “ Kooperatifimiz 40 yıllık bir kooperatif. 420 üyemiz, 520 aracımız var. Bizim işlerimiz demir madeni ağırlıklı. Türkiye’nin demir madeninin yüzde 20’si burada üretiliyor. Bunun yanı sıra ağırlıklı olarak krom ve çinko madeni de mevcut.”

“24 Saat Kontak Kapatsak Karnımızı Zor Doyuruyoruz”

Başkan Saatçi, sektöre dair yaşadıkları önemli sorunları, “En önemli problemimiz mazot. Mazot çok pahalı. Vergiler, trafik sigortası, kasko. Bir aracın kaskosu 10 bin lira. Bu araç ne kazanıyor ki, kazandığının yarısı kaskoya gidiyor. Bunun yanında bazı konularda devlet üzerimize çok geliyor. Mesela; takograf konusu.  2011 model araç aldım, üzerinde orijinal takografı var. Ama geçenlerde 2 bin 500 TL’ye sıfır takograf aldım.” şeklinde açıklıyor ve ekliyor, “Devletimizin yaptığı güzel bir şey, ama burası Türkiye. Biz o seviyeye gelemedik.  24 saat kontak kapatsak karnımızı zor doyuruyoruz. Mesela adam tarlaya gitse; patates, soğan yüklese takografı çalışıyor ve süresi tarlada bitiyor. Bu şoför ne yapacak?  Tarladaki patates gidecek. İstanbul’da müşteri var, mecbur gidecek. Şoför yatacağı, kalkacağı zamanı da yükünü sıkıntısız yerine ulaştırmasını da bilir.”

“Takografın En Büyük Sıkıntısı Altyapısının Olmaması”

Takografa ilişkin değerlendirmelerini sürdüren Saatçi, “Takografın en büyük sıkıntısı altyapısının olmaması. Bu sistem tam uygulansa yollar kilitlenir. Uygulanması mümkün değil. Şoför buradan çıkıp Avrupa’ya gidiyor; yatacağı yer belli, duracağı yer belli. Ona göre altyapısını yapmışlar. Devletin dediği belki 20 sene sonra olur. Bu birden bire olacak bir şey değil.” açıklaması yapıyor.

“Ankara’ya Gidip Ulaştırma Bakanımız ile Görüştük; Fakat Pek Kale Alınmadık”

Başkan Saatçi, Ulaştırma Bakanı ile sektörün sorunlarına dair görüştüklerini belirtiyor. Görüşmeden bir sonuç çıkmadığını ise şöyle anlatıyor; “Ankara’ya gidip Ulaştırma Bakanımız ile görüştük; fakat pek kale alınmadık. Üvey evlat olarak görüyorlar, halbuki Türkiye’yi ayakta tutan kamyoncu. En önemli sektör ama en önemsiz sektör olarak bakıyorlar.”

“E-Devlet Üzerinden Bu İşlemi Şoförlerimizin Ancak Yüzde 20’si Yapabilir”

U-ETDS ile ilgili görüşlerini de dile getiren Saatçi, “Nakliye camiasının faturasız tek bir işi olmaz. E-devlet üzerinden bu işlemi şoförlerimizin ancak yüzde 20’si yapabilir. Akıllı telefon ile yapıyım deseler zorlanıyorlar. 400 kişi varsa 20 tanesi yapabilir. Burada 3 tane muhasebe vardı, boşa çıktı. Resmi muhasebecilere de büyük bir yük oldu. Herkes faturasını kesip, parasını alıyordu. Nakliyeciler olarak devletimizin yanındayız. Bir sağlıkçı, polis nasıl yanında ise öyle; ama bize biraz üvey evlat gibi bakıyorlar.” diyor.

 “Sahipsiz Bir Meslek, Bu Kooperatif Olmasın Burada Aynı Şekilde Olur”

Çocuklarının bu mesleği yapmasını istemediğini belirten Saatçi şöyle anlatıyor;  “Sahipsiz bir meslek. Yahyalı’da iş potansiyeli ve kooperatif var. Yoksa burada kimse kamyonculuk yapmaz. Yahyalı’da bir buçuk milyon ton demir cevherimiz var. Yahyalı’nın kendi işi olmasın bu iş yapılmaz. Ben piyasada görüyorum; mazotu karşılamıyor, fiyat belli değil.  Çocuklarımın bu mesleği yapmasını istemiyorum. Yapılacak bir meslek değil. Oturup konuşalım; ancak böyle geldi böyle gider maalesef sonuç alacağımız bir merci yok.”

“Bir Araya Gelsek Bu İş 24 Saatte Çözülür”

Sorunların çözümüne yönelik değerlendirmede bulunan Saatçi, “Bir araya gelsek bu iş 24 saatte çözülür. Cumhurbaşkanımız bile ‘ne yapalım’ diye bizi çağırır; ama o birlik yok.  Mesela federasyon yolcu taşımacılığına hitap ediyor. Aslında bize de hitap etmesi lazım ama bizimle ilgilenmiyor.” diyor ve ekliyor, “Kooperatifler yine ayakta kalır. Bölge olarak iş olursa ayakta kalır; ama iş olmazsa kalamaz. Birliği beraberliği sağlayabilsek; o gücü elde edebilsek çok güzel olur. O zaman Türkiye’de istediğimizi yaptırabiliriz.”

“Devletimizin Yanımızda Olmasını, Nakliyecilerimizin de Birlik Olmasını İstiyoruz.”

Başkan Saatçi yük sigortalarına ilişkin de şu değerlendirmede bulunuyor; “Yük sigortası bir hayli yük oluyor. Trafik sigortası ek ücret ödeyerek yapılıyor. Yoksa bizim taşıdığımız mallar sigorta istemiyor. Kıymetli yük olduğunda bayağı zorluk çekiyoruz. Devletimizin yanımızda olmasını, nakliyecilerimizin de birlik olmasını istiyoruz.”

“520 Aracımızın Yedek Parçasını Kendimiz Temin Ediyoruz”

Kooperatifin bünyesinde gerçekleştirdikleri çalışmalardan da bahseden Saatçi, “Biz kendi yağımız ile kavrulmaya çalışıyoruz. 520 aracımızın yedek parçasını kendimiz temin ediyoruz. Bir petrol istasyonu kuruyoruz. Bir ay içerisinde gerçekleşecek ve yüzde 13 iskonto olacak. Akaryakıt fiyatlarının düşmesinden hiç yarar görmedik; otomatikman kiralar da düşüyor.  Ücretler yükseldiğinde yükselmiyor ama düştüğü zaman hemen düşüyor. Fakat kendi şirketimizde değil, genelinde öyle. Bizim Özkoyuncu şirketinde yükseldiğinde yükselir, düştüğü zaman düşer. Genelde yükseldiği için bizim avantajımıza olurdu.” açıklamasında bulunuyor.

Saatçi pandemi sürecine de değinirken, kooperatifin dezenfekte edildiğini ve salgın sürecinde kurallara uyulduğunu şu sözlerle anlatıyor; “Pandemi sürecinde kooperatifimiz haftada bir dezenfekte edildi. Şoförlerimize maskelerini de dağıttık. Kurallar ne gerektiriyorsa onları yaptık.”

 

 

S.S. Yahyalı Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi Başkan Yardımcısı Erol Gül de sektöre yönelik değerlendirmelerde bulunuyor. Gül, “Cumhurbaşkanımızın çok sorunu var; fakat bizim kendisine ihtiyacımız var. Bir komisyon oluşturup nakliyeciyi dinlesinler.” açıklamasını yapıyor.

Sektörün önemli sorunlarının olduğunu dile getiren Gül, “Türkiye genelinde patates işine, pancar ihalelerine gireriz. Maden sektöründe çok büyüğüz. Mersin’e ihracat yaparız oradan yurt dışına limanlara gider. Hakkari’ye Malatya’ya; talep nereden olursa oralara nakliyemizi yaparız. Bünyemizde barınan araçlarımız ile ciddi bir gücüz; fakat ciddi sıkıntılarımız var. Ulaştırma Bakanlığımız sesimizi duyarsa ve sorunlarımıza el atarsa daha güzel şeyler yapacağız.” diyor.

“Günden Güne Kötüye Gidiyoruz, Herkes Nakliyecilik Yapıyor”

Sektörün sorunlarının neler olduğuna değinen Gül şunları dile getiriyor; “Temel sorunlarımız; ilk olarak motorin fiyatları. Fiyatlar düşmüştü ama tekrar yükselişe geçti. Kasko olayı ve trafik sigortası var. Trafik sigortası mecburi olduğu için onu geçtik. Ama kasko olayı ciddi rakamlara ulaştı ve artık yetişemiyoruz. Lastik fiyatları zaten sıkıntılı; nakliye bağlamında nakliyecinin sorunlarını anlatsak uzar gider. Herkesin nakliyecilik yapamayacağına dair bir belge olmalı. Diyeceksiniz ki; ‘K1 var.’ K1’in bir etkisi yok. K1 üzerine alınmış 5 tane araç var. Bu mesleğin önü kesilsin ya da kesilmesin demiyoruz. Bu mesleği layığı ile yapabilecek insanlar mesleğin içinde. Ama günden güne kötüye gidiyoruz, herkes nakliyecilik yapıyor.”

“Bir Belge Olsun ve Herkes Bu İşi Yapamasın”

Nakliyecilik sektöründe çalışacak kişilerin bir belge ile bu mesleği yapmaları gerektiğini savunan Gül, “2004 yılında bir K1 olayı çıktı; ‘tamam’ denildi. K1’i alan aldı. Sonra fiyat düştü. Bir engel olmadı. Sözlerim yanlış anlaşılmasın; polisliği, öğretmenliği yani bir işi bırakan kamyoncu olmaya başladı. Bu mesleğin önünde bir engel yok. Nakliyecilikte ‘bu işi layığı ile yapan kişi yapsın’ denilmiyor. Mesela bugün bir işe kalkışsanız belge isteniyor.  Fakat nakliyecilikte bu yok. Biraz para denkleştiren bu işi yapmaya başlıyor.  Fiyatı, yakıtı, hesabı bilmiyor. Bu defa da esas kamyoncu zorda kalıyor ve bu işi yapamıyor. Mesela bugün ben nakliye sektöründeyim, fiyat veriyorum. Bu işi bilmeyen herhangi bir nakliyeci daha aşağı fiyat veriyor ya da gün kurtarmaya çalışıyor. Sana da diğer nakliyecilere de darbeyi vuruyor. Sonra da kendini toparlaman mümkün değil.  Ulaştırma Bakanlığının mesleğimize yönelik bir çalışma yapması ve bu mesleği layığı ile yapan insanların devam etmesi lazım. O nedenle bir belge olsun ve herkes bu işi yapamasın.” diyor.

“Ödemeler Nedeniyle Yüzde 80 Araç Kaskosuz Çalışıyor”

Kasko ücretlerinin yüksek olması nedeni ile birçok kamyoncunun kaskosuz çalıştığını belirten Gül, “Sigorta sisteminde yıllar önce çok yanlışlıklar yapıldı. Ankara ve İstanbul gibi büyük illerimizde sigorta firmalarına çok sıkıntı yaşattılar. Firmalar da önlem almak için bazı girişimlerde bulundu. O girişimler de engel olmayınca biz nakliyecilere sıkıntı oldu. Nakliyeci arkadaşlarımızın kaskosu ve trafik sigortası çok yüksek. Sigorta zorunlu; fakat kasko ücretinde araç en ufak bir kaza yaptığında 2 katını çıkartıyorlar. Zamanında büyük illerimizde bilinçli yapılan yanlışlar var. Araçların kaskosunu yapıp sonra bilinçli kazalar yapanlar televizyonlarda da çıktı. Devlet, trafik sigortası gibi kaskoya da bir sistem getirmeli. Yani kamyoncunun bir kaza yaptığında 5 liralık kaskoyu bin liraya çıkartması önlenmeli. Bu konuda çok zorlanıyoruz.” diyor ve ekliyor, “Ödemeler nedeniyle yüzde 80 araç kaskosuz çalışıyor. ‘Kasko yaptıramıyorum madem şansımı böyle deneyim’ diyorlar. Benim de araçlarım var. Sigortalarını yapıyorum; ancak emin olun çok zorlanıyoruz. Ülkemizde nakliyecilik sektöründe herkes çalışabildiği için şu anda mevcut nakliyeye bir önlem getirilmeli. Bir belge verilse daha iyi olur diye düşünüyorum.”

“Ulaştırma Bakanlığının Bir Heyet Oluşturması ve Nakliyecinin Sorunlarını Gidip Bire Bir Nakliyecilerden Dinlemesi Gerekiyor”

Nakliyecilerin sorunlarının bire bir dinlenilerek çözüm üretilmesi gerektiğini savunan Gül, “Yanlış olmasın, masa başında oturup; ‘nakliyecilere 4-8 saat uygulayalım’ deniliyor. 2004 yılında K1 oluşturdular. ‘1 yıl birim fiyatı’ dediler. Arkasından hiçbir şey gelmedi. Sesimizi duyar, bize yardımcı olurlarsa işler düzelir. Yol kapatma ve grev ile bu işler olmaz. Ulaştırma Bakanlığının bir heyet oluşturması ve nakliyecinin sorunlarını gidip bire bir nakliyecilerden dinlemesi gerekiyor. Komisyonculuk yapanlardan değil. Yanlış anlaşılmasın nakliyecilerden dinlenilmeli.”  açıklaması yapıyor ve ekliyor, “Ulaştırma Bakanı olsam; heyet oluşturup, kamyoncuların sorunlarını masaya yatırırdım. Kilometre bazından değil de birim fiyatı üzerinden, enflasyona göre fiyatlandırma yapardım. Türkiye’de Avrupa gibi değiliz. Demiryolu az, karayolu üzerinden devam ediyor. Bu karayolunda da ciddi önlemler alınmalı. Karayolu nakliyecilerinin sorunları dinlenmeli. Benim sorunlarımı Bakanlık bilsin. Mesela,  8 saat neye göre uygulanıyor? Bir yükü yüklememiz zaten 5-6 saatimizi alıyor.”

“Bizim 4 Saat Dinlenip 8 Saat Yol Gitmek İçin Dinlenme Parkımız Yok”

Ulaştırma Bakanı ile görüştüklerini dile getiren Gül, “Türkiye’de şu anda bozuk yol yok. Bu konuda devletimize teşekkür ederiz. Ulaştırma Bakanı ile görüştüğümüzde ben bunları dile getirdim. Bizim 4 saat dinlenip 8 saat yol gitmek için dinlenme parkımız yok. Bunları Bakanımıza söyledik. Önce dinlenme parkı, istasyonlarımız. Sonra nakliyeci depoda yük yüklerken; mesela aracın marşına bastığı zaman takograf çalışıyor. Orada 6-7 saat kalıyorsunuz, bir yükü ancak yüklüyorsunuz. Zaten saat doluyor. En basit örneği; Kayseri, Adana arasında uygun park yok. Kayseri’den otobana çıkın Mersin otobanda 2 tane park var. Benim İzmir’den araçlarım taş getiriyor, Konya’da duruyor.  Petrolcü; ‘ben sizin burada 12 saat kalmanıza izin veremem’ diyor. Araç sayımız çok ve biz hep karayoluyuz. Avrupa gibi demiryolumuz çok değil. Bunların hepsi göz önünde bulundurularak bir birim fiyatı veya enflasyona göre bir rakam oluşturulsun. Biz demiyoruz ki; fabrika sahipleri yükünü hep bize versin.” şeklinde konuşuyor.

“Bizim Korunmaya İhtiyacımız Var”

Mevcut nakliyecilerin korunması için belge şartının getirilmesi gerektiğini savunan Gül, “Bizim sorunlarımız dinlenilsin. Mesleğimizin önümüze K1 konuldu; fakat etkili olmadı. Belge getirilsin, şu anda mevcut nakliyeciler korunsun. Bizim korunmaya ihtiyacımız var. Ulaştırma Bakanlığı, Şoförler Odamız ne yapıyor? ‘Yılda iki tane bandrol al’; bunlar hep vergi. Zaten mazotun yüzde 70’i de vergi. Harç desen öyle, lastik öyle… Emin olun ki bizim hayatımız vergi. Bir şoförün sigortası, maaşı yükseldi. Bir şoföre ‘neden yolu az gittin’ deseniz, sizi mahkemeye verse perişansınız. O kadar çok sıkıntımız var ki. Bir heyet oluşturulmalı.” açıklaması yapıyor ve ekliyor, “Sayın Cumhurbaşkanımız bölge bölge muhtarlarımızı toplayıp görüşüyor. Taşıyıcılar kooperatifi ile ya da nakliyeciler ile de yapılabilir.  Mesela;  Adana’dan bir yük gelir Kayseri’ye komisyoncu alır 200 TL, kamyoncuya kalır 100 TL. Cumhurbaşkanımız gerçek nakliyecileri dinler ve sorunlarımıza bir el atarsa çok iyi olur.”

“Nakliye Sektörü Türkiye’nin Yükünü Omuzluyor”

 Kooperatif Birliği ile kooperatiflerin tek çatı altında birleşmesi gerektiğini belirten Gül şöyle konuşuyor; “Türkiye’de 3 bin kadar kooperatif olduğunu duydum. Etkin olanın ise 400 olduğunu biliyordum. Bir Kooperatif Birliğinin olması gerekiyor. Nakliye sektörü Türkiye’nin yükünü omuzluyor. Gerçekten zor durumdayız. Bir ay ailesinden uzağa gidip evine borçla dönen nakliyeci var. Diyecekler ki; ‘neden yapıyor?’ Belki liseyi bitirmiş, belki üniversiteye gitmiş veya gitmemiş. Elinde bir mesleği yok. Sadece nakliyecilik yapıyor.  Başka bir taraftan; adamın geliri, bağı, bahçesi veya bir fabrikası var. 2-3 tane daha tır alıyor. Gerçekten bununla kar artı kar yapıyor. Biz kar beklentisi içinde değiliz. Biz ailemizi geçindirmek için bu mesleği yapıyoruz.  Mesela; birinin parça dükkanı veya lastik bayisi var. İki tır alıyor, iki şoför koyuyor. Şirketinde sadece KDV vermemek için de alıyor. Oradan kazanıyor, iki yıl sonra satıp oradan da kar ediyor. Bizim kamyoncumuz ailesine bakmak, kendi yaşam standardını biraz daha yükseltebilmek için bu işi yapıyor. Sorunumuz çok ve anlatmakla da bitmez.”

“Araçlarımız İçin Piyasadan Düşük Fiyatlara Getiriyoruz”

Kooperatifin bünyesinde oluşturulan tamirhaneye de değinen Gül, “Kendi araçlarımızın tüm ihtiyaçlarını karşılarız. Başka dışardan sanayi esnafından parça isteyen olursa, sıfır kar marjı ile kooperatifimizin bünyesinde vermeye çalışıyoruz. Fakat sıkıntılı olduğu için sadece kendi araçlarımız için kullanıyoruz. Araçlarımız için piyasadan düşük fiyatlara getiriyoruz.” şeklinde açıklıyor.

 

 

 

En güncel Motorsporları haberleri için sosyal medyada TRmotosports’u takip edin.

facebook.com/TRmotosports
twitter.com/TRmotosports
instagram.com/trmotosports/
linkedin.com/company/trmotosports-com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir