Formula 1’de bir takımın iletişim direktörü olmak

Formula 1’de bir takımın iletişim direktörü olmak

 

 

. . .

Formula 1’deki işim… Söylemek istediğim ilk şey şu: Hayalimdeki işi yapıyorum. Scuderia AlphaTauri’nin iletişim direktörüyüm, takımın bütün iletişim işlerini hallederek bütün dünyayı dolaşıyorum. Dışarıdan takımla temasa geçilirken, ilk temas noktası ben oluyorum. Ayrıca pistte ve pist dışında bütün PR aktivitelerini de hallediyorum. Yarış hafta sonu programım… Sürücülerin ve ana yönetimin günlük ajandasına göz kulak olmak oldukça yoğun bir iş. PR ve pazarlama ekibinin bir parçası olmak, operasyonel ekibin bir parçası olmaya göre daha az fiziksel iş gerektiriyor. Ancak aynı zamanda oldukça stresli. Sürücülerin ve yönetimin takviminin gecikme olmadan ilerlediğinden emin olmalıyız. Piste geliyoruz ve mekanikerlerle, mühendislerle hep birlikte kahvaltı yapıyoruz. Kahvaltı bittiğinde, birilerinin yeni istekleri olup olmadığını kontrol etmek ve bunları takvime ekleyip ekleyemeyeceğimi görmek için hemen e-postalarıma bakıyorum. Her şeyin kontrol altında olup olmadığını görmek için bunları tekrar kontrol ediyorum. Her zaman bir B planımızın olduğundan emin olmalıyız. Perşembe, mühendislik açısından sürücülerin hazırlık günüdür ve röportajlar, PR çalışmaları ve taraftar etkinliklerine ayıracak daha fazla zaman olduğu için medya günü olarak da kabul ediliyor.   Cuma gününden itibaren, bu tür şeyler için zaman daha kısıtlı oluyor. Perşembe günleri ise açık seanslar ve bire bir röportajlar için zamanımız oluyor. Ancak pist üstü aktivitelerin olduğu günlerde de sürücüleri medyayla buluşturmak önemli. Böylece her gün medyaya demeçler verebiliriz. İşimdeki en önemli şey… İşimdeki en önemli şey, insanlarla ilişkiler. Bunu çok seviyorum. Çok sosyal bir insanım ve kendimi saatler boyunca yalnız şekilde bilgisayar başında düşünemiyorum. Takım içerisinde, sürücülerle ve takım üyeleriyle iyi ilişkiler kurmayı severim. Ve belki de yaşımdan ve genel tutumumdan dolayı bana “pilot anne” diye sesleniyorlar. Sonuç olarak onlarla, ailemden daha çok vakit geçiriyorum. Bu yüzden mümkün olduğu kadar uyumlu olmaya çalışıyorum. Bazen sert olup konuşmak, bazen de oturup dinleyerek mümkün olan en iyi ortamı yaratmak istiyorum.  Ayrıca takım dışında da iyi ilişkilere sahip olmayı seviyorum. Yeni insanlarla tanışmayı ve tanıdığım insanlarla konuşmayı seviyorum. Benim mottom, “Hayır demek için bir sebebim olmalı!”. Bu, gerçekten hayır demek zorunda kaldığımda yardımcı oluyor. Ancak insanlar bunu kabul ediyorlar. İşim için çok önemli olan üç alet Bunların ilki dizüstü bilgisayarım. Nereye gidersem gideyim onu yanımda taşıyorum, tatildeyken bile. Neler olacağını hiçbir zaman bilemezsiniz. Her zaman tepki verebilmek istiyorum. İkincisi, ses kaydedicim. Bununla bütün röportajları ve açık medya oturumlarını kaydediyorum. Ancak bunun sebebi, söylenen her şeyi kontrol etmek değil. Bunların hepsini yazıya döküp yönetime rapor vermiyoruz. Sürücülerimiz genel olarak, kendileri olmakta ve düşündüklerini söylemekte serbestler. Ancak eğer herhangi bir tartışma varsa, söylenen şeyleri kontrol etme ve olası yanlış anlaşılmaları netleştirme imkanım var. Ek olarak, açık medya oturumlarındaki dosyaları, ihtiyaç duyulması halinde medyaya sağlayabiliyoruz. Bazen kendimi, bazı ilginç röportajları tekrar dinlerken buluyorum ve bu, sürücüleri daha iyi tanımak için iyi bir yol.   Üçüncüsü aletim ise, telefonum. Dünyanın dört bir yanına birçok kez seyahat ediyoruz ve çoğu zaman insanlar nerede olduğunuzu bilmiyorlar. Ancak sizi her zaman bulabilirler! Pistte günlük rutininiz çok önemli. Telefonumu asla kapatmıyorum, insanların benim her zaman ulaşılabilir olduğumu düşünmelerini istiyorum. Ek olarak, yılın büyük bölümünde evde olmuyorum ve ailemin bana her zaman ulaşabilmesini istiyorum. Sürekli temasta olduğum insanlar… Elbette, pazarlama ve iletişim departmanlarındaki bütün insanlarla temastayım. Ancak, takımdaki herkesi de katabilirim. Takım yöneticimiz Graham Watson ile oldukça fazla konuşuyorum. Ayrıca yarış mühendisleriyle de çok konuşuyorum. Daniil Kvyat’ın basın görevlisi olduğum onunla da çokça konuşuyorum. Franz Tost ile de oldukça yakınım. Telefonda onun aradığını gördüğümde, ne yapıyorsam bırakıyorum ve mümkün olan en kısa sürede cevap veriyorum. Sonrasında, arkadaşlarım ve gazeteciler var. Pist dışında bazılarıyla temasta oluyorum ve iş dışındaki konuları onlarla konuşmak hoşuma gidiyor. Pistte değilken… Pistte değilken fabrikadaki ofiste çalışıyorum. Yarış haftalarını orada planlıyorum ve fabrika ile ilgili her şeyle ilgileniyorum. Ben olmadan… Ben olmasam da hiçbir şey değişmez. İletişim grubu bensiz de verimli olur ve bu, beni gururlandırıyor. Bir takım, herkes topluluğa bir şey kazandırdığında, herkes her şeyi bildiğinde bir takım olur. Hepimiz faydalıyız ancak hiç kimse olmazsa olmaz değil. Aksi takdirde, bu doğru olmazdı. Takımı hiçbir zaman, siz olmadığınızda her şeyin duracağı bir duruma sokmamalısınız. Kendi patronum olsaydım, bunu isterdim.   F1… F1, benim ikinci ailem! Hem pistte hem de pist dışında çalışırken, evdeymiş gibi hissediyorum. Ve çocukken, F1 hayallerimde olmasa bile, şimdi bu tutkum ve hayatımın önemli bir parçası haline geldi. F1 kesinlikle bağımlılık yapıyor ve bu olmadan yapamazsınız gibi hissettiriyor. Birçok kişi, her gün işe gitmek için doğru motivasyonu bulmak zorunda. Ancak ben, işe gitmek için mutlu şekilde uyanıyorum. Şanslıyım ve Formula 1 kapısı bana açıldığı için ayrıcalıklı hissediyorum.
 
tr.motorsport 

En güncel Motorsporları haberleri için sosyal medyada TRmotosports’u takip edin.

facebook.com/TRmotosports
twitter.com/TRmotosports
instagram.com/trmotosports/
linkedin.com/company/trmotosports-com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir