1982 Güney Afrika GP: Formula 1 pilotlarının grev yaptığı yarış

1982 Güney Afrika GP: Formula 1 pilotlarının grev yaptığı yarış

 

 

. . .

Suudi Arabistan GP, pist üstünde yaşananların yanı sıra pist dışında yaşananlar sayesinde de uzun bir hafızalardan silinmeyecek. Yemenli Husi milisleri, Suudi Arabistan’ın milli petrol şirketi Aramco’nun Cidde’de yer alan tesislerini hedef alan saldırılar düzenlediler. Bu saldırılardan ilki, yarıştan 1 hafta önce gerçekleşti ama bu saldırı, ufak bir kitlenin dikkatini çekebildi. Dikkatleri üzerine toplayan asıl saldırı ise yarıştan 2 gün önce, Cuma günü, gerçekleşti. Bu saldırının hedefinde de Aramco rafinerileri vardı. Balistik füzelerin kullanıldığı düşünülen saldırının sonucunda, Aramco tesisinde büyük bir yangın ortaya çıkmıştı. Yangın çıkan tesis, Cidde Cadde Pisti’nden sadece 25 km uzaklıkta yer alıyordu. Saldırı gerçekleştiğinde, Formula 1 araçları 1. antrenman seansı için pisttelerdi ve yangın sonucunda gökyüzüne yayılan kara duman pistten kolay bir şekilde görülebiliyordu. Hatta yanan yağın kokusu bile padokta duyulabiliyordu. Flames light the nights sky in the distance beyond the circuit Sam Bloxham / Aracının içinde bulunan Max Verstappen de yanık kokusunu alabilmiş ve takımına radyodan “bir şeylerin yandığını” söylemişti. Bu kadar büyük bir güvenlik tehdidi, Formula 1 tarihinde belki de hiç görmediğimiz tarzda bir sorundu ve bu sorun, elbette pilotlar da dahil olmak üzere padokta yer alan insanları tedirgin etti. Bunların bir sonucu olarak da hafta sonunun akıbeti hakkında tartışmalar başladı. İlgili içerikler: İkinci Cidde Formula 1 antrenman seansı, acil durum toplantısının ardından ertelendi Formula 1 takımları: “Pilotlar, Suudi GP’sinin güvenliği konusunda hâlâ endişeli” F1 yönetimi, saldırının gerçekleştiği Cuma gecesi, 2. antrenman seansı öncesinde acil bir toplantı düzenlemiş ve takım patronlarını bu toplantıya çağrılmıştı. İkinci antrenman seansı 20.15’te başladı ve seansın sona ermesiyle birlikte, 22.00’de pilotlar toplanarak konu hakkında konuştular. Dört saatten fazla süren bu toplantıya ilk önce Stefano Domenicali ve Ross Brawn katıldı. Onlar odadan ayrıldıktan kısa bir süre sonra 10 takım patronunun tamamı sürücülerle görüştü. Bu toplantıda, pilotlar yarışı boykot etme fikri üzerinde de durdular. Hatta ‘un kaynaklarına göre, yarışı boykot etme fikri bir noktada ciddi olarak tartışıldı ve oldukça olasıydı. Özellikle Lewis Hamilton, George Russell ve Fernando Alonso’nun yarışı boykot etmek istedikleri öne sürülmüştü. İlgili içerik: Alonso, Hamilton ve Russell, Suudi Arabistan GP’yi boykot etmeyi düşünmüş Yöneticilerin devreye girmesiyle birlikte, mevcut pilotların boykot planları pek ileri gidemedi. Bundan, 40 sene önce ise Formula 1 pilotları grev yaparak Formula 1 yönetiminin dikkatini çektiler ve istediklerini almayı başardılar.  1982 Formula 1 sınıfı, dönemin FIA’sı olarak nitelendirebileceğimiz FISA’yla yaşanan tartışmaların ardından kendilerini bir otel odalarına kilitlediler ve grev gerçekleştirdiler.  Peki olaylar nasıl gelişti? Pilotların grevi sırasında ATS takımının “yarışçı aranıyor” afişi Sutton Images Pilotlar ve FISA, hangi konuda anlaşamadılar? 1982 F1 sezonu, 23 Ocak 1982 tarihinde gerçekleştirilecek Güney Afrika Grand Prix’siyle başlayacaktı. Kyalami pistinde start alması planlanan yıl öncesinde, o dönemin motor sporları yönetim organı olan FISA, pilotların süper lisanslarında değişikliklere gitti ve lisanslara, pilotları daha çok kontrol edebilecekleri maddeler ekledi. Pilotları mutlu etmeyen 3 madde bulunuyordu. İlk olarak, pilotların FISA’yı eleştirmesi yasaklandı. Pilotlar, basına konuştuklarında FISA hakkında kötü şeyler söylemeyeceklerdi. Daha da kötüsü, bu kuralı çiğneyen herkesin “spordan hayat boyu men edileceği” belirtildi ve pilotların ifade özgürlüğü ellerinden alınmış oldu. 1980’lerin başlarında sporun pek de parlak bir dönemden geçmediğini düşündüğümüzde, pilotlar FISA’yı birçok alanda eleştirebilirdi ve sert bir şekilde bunun önüne geçilmek istendi. Bu maddeyle birlikte pilotların ifade özgürlüğü kısıtlandı ama pilotları asıl sinirlendiren madde bu değildi. Bu maddeden sonra, pilotların takımlarla kontrat görüşmesi yapmasını yasaklayan bir madde getirildi. Pilotların geleceklerini pilotların takımları belirleyecekti ve pilotların maaşlarını da takımlar kendi aralarında görüşeceklerdi. Pilotlar, kendi gelecekleri ya da maaşları konusunda söz sahibi olamayacaklardı. Böylelikle takımlar arasında, tıpkı günümüzde NFL ya da NBA gibi liglerde görebildiğimiz takasalar yaşanabilecekti.  Kısacası pilotlar, maaşları ya da gelecekleri hakkında takımlarla görüşemeyecekti ve bu işi, takımlar kendi aralarında halledeceklerdi. Bu madde, pilotları sinirlendiren asıl maddeydi. Son olarak, bir pilotun bir takımla en çok 3 sene yarışması zorunluluğu getirildi. René Arnoux, Renault RE30B Sutton Images Pilotların grevi nasıl başladı? Yukarıda belirtilen maddeler, pilotların önemli haklarını ellerinden almaktaydı ve elbette bu, pilotların hoşuna gitmedi. Pilotlar, bu maddelerin kaldırılmaması durumunda “yarışmayacaklarını” dile getirdiler ve ilk grev tehdidini yapmış oldular. Ama FISA’dan sert bir yanıt geldi ve “yarışmayan pilotların ömür boyu men edileceği” iletildi. Sezonun ilk yarış haftasına girildiğinde iki taraf da geri adım atmıyordu, hâlâ bir anlaşma sağlanamamıştı. İlerleyen günlerde de herhangi bir gelişme yaşanmadı ve Çarşamba günü pilotlar Güney Afrika’ya geldiler. İlk antrenman seansı ise Perşembe sabahı gerçekleştirilecekti. Ayrıca okuyun: Karakteri ile efsaneleşmiş bir pilot: Kimi Räikkonen Yamaha, “eğer isterse” Toprak’ı fabrika desteğiyle MotoGP’ye getirecek 1979’da “emekli” olmasının ardından, spora geri dönen McLaren pilotu Niki Lauda ve Ferrari pilotu Didier Pironi, konu hakkında en çok konuşan pilotlardı. Grev yapılacağı iddiası padokta dolanmaya başladı. Küçük takımlar, sponsorlarını sakinleştirmek istiyordu. Bir grev sonucunda araçların piste çıkmaması, ekonomik açıdan bu takımlara ciddi hasarlar verebilirdi.  FISA başkanı Jean-Marie Balestre ise yaşanan durumdan hiç mutlu değildi ve pilotları tekrar sert bir dille uyardı: “Bu maddeleri kabul edin yoksa yarışamazsınız ve sizi ömür boyu men ederiz!” Bu tehdit, pilotları pek de korkutmadı ve pilotların grev planı hazırdı. Perşembe sabahı geldi çattı. 1982 Formula 1 sezonu başlamaya hazırdı. Kyalami Pisti, pistteki görevliler, hakemler, araçlar, mühendisler, mekanikerler, sponsorlar… Herkes ve her şey hazırdı. Pilotlar da sabah 1. antrenman seansı için piste geldiler. Pilotların piste gelmesiyle herkes sorunların çözüldüğünü ve pilotların araçlara bineceğini düşündüler ancak böyle olmadı. GDPA (Grand Prix Pilotlar Birliği), Çarşamba gecesi bir otobüs kiralamıştı ve Perşembe sabahı, antrenman seansından önce, bu otobüs piste geldi. Konu hakkında hep açık sözlü bir şekilde haklarını savunan Lauda ve Pironi, piste gelen bütün pilotları bu otobüse yönlendirdi ve Formula 1 pilotları, pisti bu otobüsle terk ettiler. Otobüste yer almayan tek Formula 1 pilotu Jochen Mass’dı. Mass, piste geç gelmişti ve otobüsü kaçırmıştı. Belki de bu grevde yer almak istemediği için bilerek geç geldi ve otobüse bilerek binmek istemedi. Bunu bilemeyeceğiz.  Pilotlar, otobüse binerek pistten ayrılıyorlar ve antrenman seansını boykot ediyorlar 30 pilot, 1 konferans odası ve bir büyük piyano Otobüs, piste geç gelen Mass hariç diğer bütün pilotları alarak pistten ayrılmak için yola koyuldu ve bu hareketin sonuçları yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı.  Grevin başlamasıyla beraber kaos da başladı. March Ford takımının bir üyesi, arabasını çıkış kapısının önüne çekerek pilotların yollarını kesmek istedi. Pilotlar otobüsten inerek aracı ittiler ve pistten ayrıldılar. Kyalami Pisti yönetimi, Grand Prix’nin gerçekleştirilememesi durumunda araçları haciz edeceklerini söyledi. Bunun ardından yarışın bir hafta ertelendiği ve grevde yer alan herkesin ömür boyu men edildiği açıklandı. Dönemin Brabham takım patronu Bernie Ecclestone, tahmin edebileceğiniz şekilde, fazlasıyla sinirliydi. Ecclestone, greve katılan iki pilotunu da kovacağını dile getirdi ve ömür boyu men edilecek olan mevcut pilotların “özlenmeyeceğini” belirtti.  Bu esnada otobüs, Sunnyside Park Hotel’e gidiyordu. Bu hotel, pistin 8 km kadar uzağındaydı ve büyük bir basın grubu da pilotlarla birlikte bu otele geldi.  Ayrıca okuyun: Üçlertoprağı: “F1, Türkiye’den ciddi rakamlar talep ediyor” Ferrari DTM aracını test eden Loeb, Red Bull’la yarışabilir Pilotlar, hotelin konferans salonuna girdiler ve kendilerini bu odaya kilitlediler. Bazı genç pilotlar daha neyi grev ettiklerini dahi bilmiyorlardı, bazı tecrübeli isimler ise grev yapmayı saçma buluyordu. Yine de haklarını savunmak isteyen pilotlar için bu olayda yer aldılar.  Dünya basını, bu durumu konuşuyordu. Milyonlar kazanan pilotlar, odanın zeminine birkaç tane yer yatağı kurdular ve aynı yatakları paylaştılar. Bu, onların alışık olduğu lüks hayat tarzından uzak olsa da çoğu doğru olduğunu düşündükleri şey için mücadele ediyorlardı ve birlik olmuşlardı.   Pilotların bulunduğu odaya sadece bir fotoğrafçı alındı. Ferrari pilotu Didier Pironi, Formula 1 ve FISA yönetimiyle görüşmek için piste gitti. Pironi, pilotlarla yönetim arasındaki bilgi alışverişini sağladı ve bu olayda kilit bir rol oynadı.  İlk etapta, Pironi’nin getirdiği haberler kötüydü. Herkesin ömür boyu men edileceği, pist yönetiminin araçlara haciz getireceği haberleri pilotlara verildi ancak pilotlar geri adım atmadılar.  Bu kötü haberlerin ardından geri adım atan tek bir yarışçı oldu: Teo Fabi. Fabi, bir çaylaktı ve o hafta sonu ilk yarışına çıkacaktı. Genç yarışçı muhtemelen men edileceğini düşündüğünden kaçmak istedi. İddialara göre Fabi, lavabonun camından atlayarak kaçmıştı.  Grevini gereksiz olduğunu düşünen Keke Rosberg bile Fabi’ye kızgındı ve Fabi’nin “bir tavuk gibi kaçtığını” söylemişti.  Pistten kötü haberler gelse de odada komik anlar yaşanıyordu. Gilles Villeneuve, odada yer alan büyük piyanoyu çalmaya başladı. Sonrasında Elio de Angelis geldi ve Mozart’ın şarkılarını çalmaya başlayarak, Villeneuve’ü gölgesinde bırakmış oldu.  Lauda, bir stand-up şovu düzenledi. Bruno Giacomelli ise karikatürler çiziyordu. Bu karikatürler oldukça ilginçti, esprilerle karışık bir şekilde, bir AK-47’nin nasıl parçalanacağı anlatılıyordu.  Villeneuve ve de Angelis tarafından çalınan piyano, sonrasında odaya zorla girmeye çalışan takım üyelerini durdurmak için kapıya koyuldu.  Pistte görüşmeleri sürdüren Pironi’den gelen haberler iyi değildi ve görüşmeler olumsuz sonuçlanmıştı.  Görüşmelerin olumsuz sonuçlanmasıyla birlikte, pilotlar geceyi odada geçirmeye karar verdiler. Yer yatakları kuruldu ve pilotlar geceyi bu odada geçirdiler.  Alain Prost ile Villeneuve, aynı yatağı paylaşıyorlardı. Pilotlardan Patrick Tambay ise “bu ikisinin çocuğu olursa, sporu şimdiden bırakabilirim!” diyerek duruma esprili bir şekilde yaklaşmıştı.  Lauda o gece hakkında gülerek şunları söylüyor: “Tüm Formula 1 takım patronlarının aynı yatakta uyuduğunu görmek isterdim. Ben Patrese ile aynı yatağı paylaştım. Rosberg’in yanındaki kişi, Villeneuve tarafından suratı battaniye ile kapatılana kadar horluyordu.” “Birlik olduk. Elio (de Angelis) ve Villeneuve, piyano bile çaldılar. Birlikte kaldık çünkü öyle istedik.”  Pilotlar, kendilerini konferans odasına kilitleyerek grev yapıyorlar Sorun nasıl çözüldü?  Pilotlar, geceyi yer yataklarında bir arada uyuyarak geçirdiler ve grevin 2. gününe girildi. Gece hakkındaki tek sorun, Carlos Reutemann’ın horlamasıydı. Yarış tulumuyla uyuyan Carlos Reutemann, o kadar çok horluyordu ki bazı pilotlar uyuyamıyorlardı. Villeneuve de bu durum üzerine kalkarak Reutemann’ın suratına bir örtü koymuş ve sesi azaltmaya çalışmış.  Pironi, güneşin doğmasıyla birlikte görüşmeler için yeniden piste gitti ve görüşmelerde gelişme kaydedildi. FISA başkanı Balastre, kısa süreli bir anlaşma için görüşmeye açık olduğunu dile getirdi ve grev yapan pilotların ceza almayacağını söyledi.  Bunun üzerine pilotlar, hotele geldikleri otobüsle piste geri gittiler. FISA başkanı Balastre, pilotlardan yarışmalarını istedi ve süper lisans maddeleri konusundaki görüşmelerin sonra gerçekleştirileceğini dile getirdi. Grev yapan pilotların ceza almayacaklarını da vurguladı ve söz verdi.  Verilen sözlerin ardından pilotlar o hafta sonu yarıştılar ve süper lisans görüşmeleri sonra gerçekleştirildi.  Motorsportretro.com tarafından alıntılanan Lauda, pistteki bir muhabire şunları söylemişti: “İmzamı atmayı hazırım çünkü yarışmak istiyorum. Teddy Mayer (McLaren takım patronu) Ocak ayında evime geldi ve yeni maddeleri kabul etmemi istedi. Bunu reddettim ve ona endişelenmemesi gerektiğini söyledim.” “Yarışmaya hazırdım fakat süper lisanstaki yeni maddelerin değişmesi gerektiğini belirttim. Benle birlikte 24 yarışçı daha o maddeleri kabul etmediler.”  “Grev yapmak bizim fikrimizdi. İlk başta sadece Didier’in söylediklerini dinledim. O, diplomatikti fakat sakin, kibar ve rasyoneldi de.”  Pilotlar ve FISA, kısa süreli bir anlaşmaya imza atmışlardı ve pilotlar yarışacaklardı ancak elbette grevden sonra da bazı olaylar yaşandı.  Takımlar ve sponsorlar pilotların grev tehditini tartışıyor: Daniele Audetto, Alan Rees, Ken Tyrrell Grevin sonrasında yaşananlar Ecclestone pilotlarına son derece sinirliydi ve 1981’in şampiyonu Nelson Piquet’i cezalandırmak istiyordu. Ecclestone, pilotu Piquet’in “yer yatağında yeteri kadar uyuyamadığını ve yarışmaya hazır olmadığını” bahane ederek araca başka birini koymak istedi ancak gerçekleştirilen sağlık kontrolleri sonrasında Piquet’nin yarışabileceği söylendi. Ecclestone, yine de Piquet’nin yarışmasına izin vermedi.  Patrese, antrenman ve sıralama seanslarında yer aldı; Piquet’nin aracı çalıştırılmadı.  Tambay, pilotların erkek gecesinde arkadaşlarıyla eğlenceli anlar geçirse de bu yaşananlardan hiç memnun değildi ve Formula 1’in bu durumu yönetme şekliyle de mutlu değildi. Formula 1’in politik yönünden bıktığını dile getiren pilot, emekli olacağını açıkladı ve takımdan kendisini kovmasını istedi. Takımı da onu kovdu.  Tambay, sakatlık yaşayan Surer’in yerine sadece birkaç yarış için takımla birlikteydi. Yine de bu davranışı bazı kesimler tarafından takdir topladı.  Ayrıca okuyun: Ferrari de mi yeni bir taban hazırlıyor? Steiner: “Schumacher’in özgüvenini kaybedeceğini sanmıyorum” Çarşamba gününden bu yana yaşananların sonrasında, yarış sonunda gerçekleştirilebilecekti.  Yüksek rakımlı Kyalami Pisti’nde beklendiği gibi turbo şarjlı araçlar dominanttı. Turboşarja sahip Ferrari, Renault ve Brabham-BMW araçları, sıralama turlarında ilk 6’yı oluşturdular. Bu takımlardan sonra Williams geliyordu.  Turboşarja sahip araçlar, düzlüklerde 25-30 km/s kadar daha hızlılardı. Turboşarjlı araçlar arasında ise en hızlı takım Renault’du.  Renault pilotu Rene Arnoux pole pozisyona uzanan isim olsa da yarışı Arnoux’un takım arkadaşı Prost kazandı. Prost, yarış içinde lastik patlattı ve 8. sıraya geriledi. Yine de yarışı kazanmayı başardı. Horlamasıyla pilotları uyutmayan Reutemann ikinci olurken, Arnoux podyumu tamamladı. Lauda, spora geri döndüğü ilk yarışta 4. sırayı aldı.  Podyum: Yarış galibi Alain Prost, Renault, 2. Carlos Reutemann, Williams, 3. René Arnoux, Renault Sutton Images Yarış sonrasında, konuşulduğu gibi süper lisans görüşmelerine başlandı. FISA başkanı Balestre, grev yapanların ceza almayacağını söylemiş ve pilotlara söz vermişti. Bu söz tutulmadı. Grev yapan pilotlar, 10.000 dolara varan cezalara aldılar ve yarıştan men cezaları alanlar da vardı.  Pilotlar, Balestre’nin grevin 2. gününde kendilerine verdiği sözleri tutmadığını görünce konuyu temyize taşıdılar.  Bu sürecin sonunda pilotların para cezaları ve yarıştan men cezaları azaltıldı. Ayrıca Temyiz Mahkemesi, Balestre ve FISA’yı da pilotlara imzalatmaya çalıştıkları maddelerden dolayı eleştirdi.  Olayın temyize taşınmasının ardından süper lisanslarda değişime gidildi ve eklenen “3 sorunlu maddeden” iki tanesi kaldırıldı.  Birbirlerini yenmek için her şeyi vermeye hazır olan, birbirinden rekabetçi 30 pilot; haklarını savunmak için bir araya geldiler ve kariyerlerini riske atarak Formula 1 tarihinde benzerine rastlanmayan bir tepki ortaya koydular. Tüm bunların sonunda da istediklerini almayı başardılar. 

 
tr.motorsport 

En güncel Motorsporları haberleri için sosyal medyada TRmotosports’u takip edin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir