2022 Japonya GP’sinden çıkarılacak 10 ders

2022 Japonya GP’sinden çıkarılacak 10 ders

 

 

. . .

F1, COVID-19 salgını nedeniyle iki sezon zorunlu ara verdiği Japonya’ya tam da Suzuka pistine layık şekilde döndü: heyecanlı, rekabetçi, tartışmalı ve trajik.
Yarış günü yaşananlar ve şampiyonun tam dört yarış kala belli olması gibi sebeplerden ötürü 2022 Japonya GP’sini asla unutmayacağız. Bu yazımızda da neden unutulmayacağını önemli noktalara değinerek özetleyeceğiz.
 

1- Max Verstappen, kariyerinin belki de en iyi yarışını çıkarttı.

Birçok şampiyonun, birçok büyük pilotun yağmurda ustalaştığı birkaç yarış veya seans illa vardır. Günümüzde yarışan isimlerden Sebastian Vettel’in 2008 İtalya, Lewis Hamilton’ın 2008 Britanya, Fernando Alonso’nun ise 2012 Malezya gibi zaferleri tarihe geçen zaferler olarak örnek gösterilebilir.
İsmini yavaş yavaş bu efsanelerin arasına yazdıran Verstappen ise bugün en çok hatırlanacak performanslarından birini sergiledi. İlk startta Leclerc’e göre daha kötü ivmelenmesine rağmen dıştan çok doğru bir çizgi seçerek hız kesmedi ve yerini korudu. Yarış yeniden başladıktan sonra ise rakipsizdi, rakibinin lastik bitirmesini bekledikten sonra gaza bastı ve yarış bitene kadar hiç yavaşlamadı.
Sonuç, 27 saniye gibi büyük bir farkla gelen zafer oldu. Öyle ki, lastikleri performans kaybettikten sonra bile -yeni lastiklere geçen Alonso hariç- herkesten 1.5-2 saniye civarı daha hızlıydı. RB18’in lastik koruma becerilerini eşsiz performansıyla birleştirince bizlere unutulmaz bir yarış izletti.
 

2- FIA, henüz pilotlar pistteyken kurtarma aracını piste alarak ciddi tehlikeye yol açtı

Suzuka aklımıza her zaman Formula 1 tarihinin ünlü şampiyonluk mücadelelerini getirmiyor, işin bir de güvenlik ve trajedi boyutu var.
2014’te Jules Bianchi’nin kazasının bu kadar ciddi sonuçlara yol açmasının sebebi, kaza yapan Adrian Sutil’in aracının sadece çift sarı bayrak varken çakıl havuzuna alınan kurtarma aracıyla çekilmeye çalışılmasıydı.
Bugün de benzer bir rezaletin neredeyse şans eseri atlatıldığını gördük. İlk turda Carlos Sainz’ın kaza yapması sonucu güvenlik aracı piste girdi, ancak Sainz’ın aracının ön kısmı pistte kalmıştı, dolayısıyla yarış bir süre sonra kırmızı bayrakla askıya alındı. Bu sırada Pierre Gasly epey gerideydi, ancak FIA bir skandala imza atarak henüz Gasly geçmeden kurtarma aracını içeri aldı.
Hem görüş çok düşükken, hem de pist tamamen boş değilken yapılan bu hamle büyük tepki topladı, pilotların yanı sıra Jules Bianchi’nin babası da tepki gösteren isimlerden birisiydi.
Ama FIA’ya göre asıl hata kırmızı bayraklara rağmen yavaşlamadığı söylenen Gasly’de idi, zaten kendisine pitten geçme cezası değerinde zaman cezası verildi yarışın ardından. Fransız pilotun hızlı olması ceza gerektirse bile, bu asla kurtarma aracının piste giriş zamanlamasını aklamıyor. Belli ki Bianchi’den alınan dersler unutulmuş.

The car of Carlos Sainz, Ferrari Formula 1-75, is recovered with a truck
/

3- Yeni araçlar yağmur altında yine sınıfta kaldı.

Kabul edelim, 2022 araçları takibi ve geçişleri gerçekten arttırdı, bu sayede Suzuka ve Zandvoort gibi teknik pistlerde yarış kalitesi de arttı.
Ancak araçlara yönelik en önemli eleştirilerden birinin yersiz olmadığı da açığa çıktı: araçların gereğinden çok büyük olduğu. Mantık basit, büyük araç demek büyük lastik demektir, büyük lastik demek araçların gereğinden fazla su tahliye etmesi demektir, bu da bizleri spreyin artması ve görüşün sıfıra yaklaşması gibi tatsız bir sonuca ulaştırır. Büyük araçların eski pistleri çekilmez hale getirdiği eleştiri ise zaten üç senedir Imola’da açıkça görülüyor.
Yağmur altında takip kötü müydü? Açıkçası hayır, hatta birçok mücadelede pilotların farklı yöntemler deneyebildiğini de gördük -ancak görüş direkt berbat diyebileceğimiz bir boyuttaydı, zaten koşullar iyi olsa dahi uzun bir süre yarışamadık.
 

4- Yoğun yağmur lastikleri bu hafta da kullanılmadı

Bu sezon şu ana kadar dört yarış yağmur altında başladı: Imola, Monako, Singapur ve Japonya. Dört yarışın da geç başladığını ve dört yarışta da ya direkt geçiş lastikleriyle başlandığını, ya da ilk fırsatta geçiş lastiklerine geçildiğini gördük -ki buna koşulların geçiş lastiklerine nispeten uygun olmadığı koşullar da dahil!
Aslında yoğun yağmur lastikleri bu tarz yarışlarda uzun ömrüyle ve su birikintilerinin olduğu alanlarda avantaj sağlamasıyla birlikte uzun bölümler atılabilmesini sağlıyor, ancak pilotlar bu lastiklerden kaçınıyor, FIA’da bu lastiklerin uzun süre kullanılmak zorunda kalınacağı durumlarda yarışı geç başlatıyor. Peki neden?
En büyük sorun henüz lastikleri hiç tanımıyor olmamız. Lastik tedarikçisi Pirelli tarafından bu konuda bir açıklama yok, pilotlar ise değişim istiyor, nitekim Verstappen “yağmur lastiklerinin gelişimi için elimi taşın altına koymaya hazırım” açıklaması yaptı yarışın ardından.
Sebep ne olursa olsun gerçek şu ki, yoğun yağmur lastikleri bu hafta sonu da garajlarda tozlanmaya devam etti, sezonun kalanında da aynı durumla karşılaşmamız olası. 

Pierre Gasly, AlphaTauri AT03
Sam Bloxham /

5- Geçiş lastiklerinin ciddi hız farkı yaratması bazı isimlere büyük avantaj getirdi

Üstte de bahsettiğimiz üzere yoğun yağmur lastikleri pilotlar arasında popüler değil, dolayısıyla neredeyse herkes şartlar biraz iyileştiği anda geçiş lastiklerini tercih ettiler.
İki pilot, yeniden startta güvenlik aracı sona erer ermez pite girdiler: ilk startta gerileyen Sebastian Vettel ve yarışa gerilerden başlayan Nicholas Latifi. İki yarışçı da lastikleri ısıtır ısıtmaz çok hızlı dereceler elde ettiler, özellikle Vettel bir ara en hızlı turun da sahibiydi.
Tur zamanlarını gören diğer pilotlar da kısa süre içinde pite gelerek geçiş lastiklerine geldiler, ancak Vettel-Latifi ikilisi tur başına yaklaşık 3 saniye daha hızlı oldukları sadece iki turda kendilerine yeterli aralığı yarattılar; pit stoplar tamamlandığında Vettel 6, Latifi 8. sıradalardı!
Sonradan arkadan gelen Russell’a geçilerek 1 sıra kaybederek mücadeleyi 9. tamamlayan Latifi böylece sezonun ilk puanlarına ulaştı. Ayrıca bu yıl tam zamanlı yarışan bütün pilotların sezonu puanla bitirmesi de garantilendi.
Vettel ise son turlarda ekstra pit yapan ve herkesten 4 saniye hızlı gelen Fernando Alonso tehdidiyle karşı karşıya kalsa da yerini 0.011 saniye farkla savundu ve altıncı olarak günün sürücüsü ödülünü de kapmayı başardı.
 

6- Esteban Ocon hafta sonunun belki de en büyük yıldızıydı

Ocon sezonun en tartışmalı isimlerinden birisi, özellikle Macaristan’da takım arkadaşına yaptığı sert savunmadan ve 41 yaşındaki bir isimle aynı tempoyu tutturamamaktan ötürü birçok değerlendirmede “sadece Fransız olduğu için Alpine’de” olduğu ibarelerini görmek mümkün.
Ancak kendisi sessiz sakin iyi bir yıl geçirmekte ve eksiklerini kapatmakta. Belçika’da yarış temposu ve geçiş konusunda geliştiğini görmüştük, burada ise savunma konusunda geliştiğini gösterdi bizlere.
Hafta sonunun kısa bir özetini sunmak gerekirse: üç antrenman seansında 2018’den beri yarışmadığı pisti iyice anladı, son sıralama seansına kadar sadece kendine yetecek derecelerle geldi, son bölümde ise çok iyi bir tur atarak 5. oldu -Mercedes pilotlarının ve Alonso’nun önündeydi!
Yarışta ise tek yapabileceği yerini korumaktı, bunu da aracının güçlü yanlarından doğru yerde faydalanarak yaptı. Kendisi için 130R’de iyi bir çizgi tutturarak yerini korumak ve Casio şikanında Hamilton’a nefes aldırmamak önemliydi, bu sayede düzlükte avantaj kazanarak ilk iki sektörü rahat geçebilecekti. Bu kedi fare oyununu Hamilton’ın alternatif her çizgisine uygulamayı başardı Fransız yarışçı ve Sainz’ın ilk turda yarış dışı kalmasıyla birlikte dördüncü oldu.
Bir orta sıra pilotunun geçirebileceği en kusursuz hafta sonlarından biriydi, “düşmanı” Pierre Gasly ile takım arkadaşı olduğu açıklandıktan sonra bu performansın gelmesi de merak uyandırdı tabi 🙂

Esteban Ocon, Alpine A522, Lewis Hamilton, Mercedes W13, Fernando Alonso, Alpine A522
Sam Bloxham /

7- Leclerc, en kritik anda hata yaparak sezona son noktayı koydu

Leclerc’in kötü bir hafta sonu geçirdiğini söyleyemeyiz aslında, sıralama turlarında pole pozisyonunun sadece 0.010 saniye uzağında kaldı, ilk startta çok iyi ivmelendi, yeniden startta ise ilk birkaç tur Verstappen ile aynı tempoda, hatta daha hızlıydı.
Ancak malumunuz ki Ferrari ilk yarıdaki Fransa GP’sinden bu yana lastik tüketen bir araca dönüştü. Bunun sebepleri yıl sonunda daha iyi bir şekilde ortaya çıkacak ve gelecek sene kıyaslamalar yapılırken daha iyi anlaşılacaktır, ancak bizim gördüğümüz sadece şu: Leclerc ne zaman biraz tempo yükseltse kısa süre içinde eski temposunun dahi dramatik farkla gerisine düşüyor. Bu, pilotajla açıklanabilecek bir şey değil. 
Dün de bahsettiğimiz birkaç turun ardından aynısı oldu ve Leclerc’in lastikleri neredeyse tükendi. Bu noktada artık Leclerc için hedef liderlik değil, arkadan gelen Sergio Perez’i savunmaktı. Bunu son turun son virajına kadar başardı, ancak son virajda hata yaparak lastikleri kilitledi ve piste şikanı keserek döndü. 
Tartışmaya gerek yok, bu hareket elbette cezalık ve kolay bir inceleme olacağı için hemen podyum öncesi beş saniye ceza çıktı kendisine, böylece Verstappen’in şampiyonluğunu ilan etmesine giden yol da açılmış oldu. Leclerc’i yarış genelinde eleştirmiyorum, ancak bu gibi, Fransa’da geç pite döndükleri turlarda olduğu gibi anlarda biraz daha sakin olması gerekiyor. Karşısında ciddi bir rakip var.

8- Haas, Schumacher’ın kötü stratejisinde ısrar ederek Alman pilotun güzel giden hafta sonunu mahvetti

Sezona bomba gibi giriş yapan ve ilk dört yarışın üçünden güçlü puanlar çıkaran takım özellikle Macaristan GP’sinde getirdikleri güncellemenin ardından tam anlamıyla geçen seneki yerine döndü. 
Buna rağmen konuştukları konu -tek sıkıntı bu gibi- yarışçı kadrosu! Kevin Magnussen devam edecek, ancak Mick Schumacher’in koltuğu sallantıda. Düşünülen aday Nico Hulkenberg, siz düşünün durumu.
Dünkü yarışta Haas’ın sorunlarının hem araçtan, hem de pilottan büyük olduğunu gördük. İyi bir hafta sonu geçiren ve ilk startta 10. sıraya yükselen Schumacher iyi bir pozisyondaydı, ancak takım herkesin geçiş lastiklerine geçtiği periyotta kendisini pistte tutmayı tercih etti.
Bu düşüncenin sebebi ise güvenlik aracı ihtimali üzerinden avantaj kazanmak, sanırım ilk turdaki kazanın ardından birinin hata yapacağına biraz fazla güvenmişti takım. Tam bir Formula 1 Manager stratejisiydi, hesap edilmeyen faktör ise yoğun yağmur lastiklerinin gerçek hayatta sıfıra yakın performans vermesiydi.
Schumacher üç turda 11 sıra geriledikten sonra pite alındı, ancak artık çok geçti ve doğal olarak yarışın kalanında da eli kolu bağlanan Alman yarışçı yarışı son sırada tamamladı. Haas’ın Schumacher’i reddetmesinden ziyade Schumacher’in diğer seçeneklere bakması gerekiyor sanki.

Max Verstappen, Red Bull Racing RB18, passes Mick Schumacher, Haas VF-22, for the lead
/

9- FIA’nın yeni kuralları gridde ciddi kafa karışıklığına yol açtı

Kafa karışıklığı halen devam ediyor dahi diyebiliriz aslında.
2021 Belçika fiyaskosu halen herkesin aklındadır. Start prosedürleri başlatılmış, güvenlik aracı arkasında bir tur atılıp yarış iptal edilmişti. Amaç, resmi olarak bir tur kaydedilmesi ve herkese yarım puan verilebilmesiydi.
Bu yarış, eski yarış direktörü Michael Masi’nin 2021 Abu Dhabi ile birlikte en çok hatırlanacağı olay olmakla birlikte Formula 1 izleyicisinde de ufak bir travmaya yol açtı, bu seneki dört yağmur yarışının tamamında hangimiz “yarış iptal olur, Belçika 2 yolda” diye düşünmedik ki?
Dünkü yarış 2 saat 15 dakikanın ardından başladı, üç saat sınırı nedeniyle bir Belçika fiyaskosu olmasa bile genişletilmiş bir sprint yarışıydı. Elbette 45 dakikada yarışın %75 mesafesine ulaşılmasının imkanı yoktu, dolayısıyla lidere 19, ikinciye 14, üçüncüye 12 puan verilen sistemin kullanılması bekleniyordu -ta ki yarışın ardından Verstappen şampiyon ilan edilene dek!
Hemen kural kitapları tozlu raflardan indirildi ve durum anlaşıldı: bu sene getirilen yeni kurallara göre, eğer bir yarışta damalı bayrak görülüyorsa tam puan veriliyor, sadece yarış yarıda kesilir ve yeniden başlatılmazsa yarım puan uygulamasına dönülüyordu, dolayısıyla Leclerc’in üçüncülüğüyle birlikte Verstappen şampiyonluğa ulaşıyordu!
Bu kuralın gelecekte “3 saatlik sınırın son 5 dakikasında piste çıkıp tam puan dağıtmak” şeklinde esnetilmemesini umuyoruz, takım patronları da bu endişelerin giderilmesini istiyorlar.

10- Max Verstappen, kariyerinin ikinci şampiyonluğuna ulaştı!

Diyecek pek bir şey yok. İlk üç yarışta iki kez yarış dışı kalmasının ardından Red Bull’un yeni Powertrains departmanının yetersiz olduğu, Verstappen’in ise rehavete kapılmış olabileceği konuşuluyordu. 
Sonrası malum. Verstappen üç yarışlık bir galibiyet serisi yaparak İspanya’da şampiyona liderliğini ele geçirmedi, ana rakibi Ferrari’nin strateji-pilotaj-dayanıklılık sorunu üçlüsünden çok iyi faydalanarak o liderliği bir daha vermedi.
Son yarışa gideceğini umduğumuz ve pist üstünde iki genç yeteneğin kapışması olarak geçmesini istediğimiz bir yıl böylece dört yarış erkenden bitti ve Verstappen, 2022 Japonya GP’sinden çifte dünya şampiyonu olarak ayrıldı.
Burada en önemli tesadüf şu: Verstappen, ikinci şampiyonluğunu Vettel’in de ikinci şampiyonluğunu ilan ettiği günde garantiledi. Hem de aynı pistte! İki Red Bull efsanesi de Suzuka’yı asla unutamayacaklar.

World Champion Max Verstappen, Red Bull Racing
Red Bull Content Pool

paylaşım

yorumlar

 
tr.motorsport 

En güncel Motorsporları haberleri için sosyal medyada TRmotosports’u takip edin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir