2023 Formula 1 sezonunun en yavaş takımı hangisi?

2023 Formula 1 sezonunun en yavaş takımı hangisi?

 

 

. . .

F1 gridinin en uç kısmında, Red Bull’un yeni sezonun başlangıcında erken bir avantaja sahip olduğu çok açık. RB19’un testlerde gösterdiği muazzam vaadi yerine getiren Max Verstappen, sezonu Bahreyn’de pole pozisyonu ve tamamen kontrollü bir zaferle açtı. Sergio Perez’in her iki seansta 2. pozisyonda yer alması sayesinde, takım sezonu en hızlı tur puanı haricinde maksimum puanla açmış oldu.
Fernando Alonso, podyumu tamamlamak için tekerlek tekerleğe verdiği mücadeleyle etkilerken, Lance Stroll’ün yaralı olmasına rağmen 6. olması Aston Martin AMR23’ün hızlı ve dayanıklı bir araç olduğunu kanıtlıyor. Ferrari’nin lastik aşınması ve süregelen dayanıklılık sorunlarıyla ilgili hâlâ sorular varken Mercedes’in araç konsepti sorgu altında ve bu iki takımın ikisi de henüz istenen seviyede değil.
Önde bu takımlar var fakat peki ya arkada en yavaş araç hangisi?
Williams, zemin etkili araçların ilk kez kullanıldığı 2022’de yere basma kuvveti ve daha düşük hızda viraj alma dengesi açısından iyi seviyede değildi ve net bir şekilde arka tarafta yer alıyordu. Takım bu yılki FW45 ile doğru yönde adım attı ancak yine de dev bir sıçrama olmadı. Bu, Alex Albon’un şu tahminde bulunmasına neden oldu: “Testlere ilk bakışta en hızlı 10. takımız… Saf hız açısından, dışarıda büyük adımlar atan birçok takım var. Doğrudan rakiplerimiz, muhtemelen AlphaTauri ve McLaren, hâlâ biraz geride kaldığımızı düşünüyorum.”
Yine de Albon, esas işin yapılmasının gerektiği yarışta dayanıklı Williams’ı ile Bahreyn’de hiçbir McLaren veya AlphaTauri sürücüsünün başaramadığı bir şeyi başardı. Çaylak takım arkadaşı Logan Sargeant’ın 12. pozisyonda tamamladığı yarışı Albon 10. pozisyonda tamamlayarak puan aldı. Dahası, Albon sıralamalarda ön kanat hasarı nedeniyle 15. pozisyonda kalmasaydı, çok daha iyi bir pozisyonda olabileceğini ve yarışta da daha iyi durumda olabileceklerini söyledi.
Uzun sürüş verileri de Williams’ın bir rezalet olmaktan uzak olduğunu gösteriyor. Yarıştaki en iyi 10 turlarının ortalamasına bakıldığında Sargeant en hızlı yedinci, Albon ise 15. oldu. Bu, Williams’ın 10 takım arasında 8. olduğu Cuma günkü yumuşak lastik yarışı simülasyonlarıyla örtüşüyor. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, aracın kaygan doğası göz önüne alındığında, Williams ikilisi düzlüklerin sonunda ayaklarını gazdan erken çekiyordu, bu da doğal olarak hız ölçüm noktalarına yansıdı.

Williams, sürtünme verimliliğinin etkili olacağı Suudi Arabistan’da yine yukarıları zorlayabilir ancak bir sonraki yarış Albert Park’ta yere basma gücü açısından önemli bir test olacak. Ancak şu an için elde edilen birkaç veri, Williams’ın bir süre en geride olmayacağını işaret ediyor gibi.
Diğer ‘yavaş’ şüphelilerle doğrudan bir karşılaştırma yapmak zor. Lando Norris ve Oscar Piastri’nin dayanıklılık sorunlarıyla boğuşmasına ve Esteban Ocon’un çok sayıda penaltıyla boğuşmasına rağmen, ne McLaren ne de Alpine zaman tablosunda sonlarda yer almıyorlar. Geriye Alfa Romeo, AlphaTauri ve Haas’ın Williams’ın yanında yer alması olasılığı kalıyor. Bununla birlikte, Bahreyn Yarış süresince, sekiz sürücünün hepsinin aynı anda karşılaştırılabilir lastiklerle yarıştığı bir nokta yok. Ancak yine de önemli ölçüde örtüşen iki aralık bulunuyor.
Hem Williams, hem Alfa Romeo, hem de AlphaTauri pilotları yarışa yeni bir yumuşak lastik seti ile başlamayı tercih ederken, Haas farklı bir şekilde başladı. İlk turlardaki çekişmeler sona erdiğinde, DRS etkinleştirilip anormal tur süreleri bir kenara bırakıldığında, bu altı sürücüden biri pite gelmeden önce altı turluk bir bölüm tamamlandı. Bu bölümde hepsi benzer yakıt seviyesine ve lastik aşınmasına sahipti.
Çaylak Sargeant ve Nyck de Vries’in tekerlek tekerleğe mücadeleye uyum sağlarken deneyimsizliklerini mazur görmek için, bu karşılaştırmada her takımın yalnızca en hızlı sürücüsü dikkate alındı. Bu, Albon’u Williams ile öne çıkarıyor. Albon’un ortalaması 1:40.607’ydi. Bu, Valtteri Bottas’ın yakın rakiplerine kıyasla düşük hızda standardı belirleyen süper çevik Alfa’sı ile elde ettiğinden ortalamada 0,2 saniyeden biraz daha yavaş kaldığı manasına geliyordu.
AlphaTauri’de Tsunoda’nın yarış içerisindeki en hızlı 10 turu takımı biraz rahatlatmış olabilir çünkü o alanda takım 7. sıradaydı. Ancak o, damalı bayrağa yumuşak lastiklerle ulaştı ve en hızlı turlar, aracın en hafif olduğu dönemde en hızlı lastiklerle geldi. Bu açıdan bir miktar aldatıcıydı çünkü o esnada Tsunoda’nın aracı hem hafif hem de hızlıydı.
Burada daha kıyaslayıcı olan bölüm, 57 turluk yarışın 17. ile 24. turları arasıydı. O bölümde pilotların çoğu 2. stintin ortasındaydı. Williams diğerlerinden ayrışmıştı ancak Haas, Alfa ve AlphaTauri pilotları yeni bir set lastiğe geçmişlerdi ve genel olarak gört turluk lastiklere sahiplerdi. İlk kez, Haas’ın hiyerarşide nerede olduğuna dair net bir gösterge vardı.

Gunther Steiner için iyi haber, ekibinin iyi durumda olmasıydı. Kevin Magnussen, geri dönen Nico Hulkenberg’ten daha hızlı göründü. Söz konusu sekiz tur üzerinden belirlenen ortalama süre söz konusu olduğunda Danimarkalı pilot, takımı temsil eden isimdi. Magnussen’in beyaz kenarlı Pirelli lastikleriyle ortalaması 1:38.807’ydi. Bu, daha önde görünen Alfa Romeo pilotu Bottas’ın ortalamasından yaklaşık 0.3 sn daha hızlıydı. Haas VF-23’ün ana düzlükte 318 km/saat hıza ulaşması, hızını kanıtlayan faktörlerden birisiydi.
Arka tarafta tekrar AlphaTauri’den bahsedeceğiz. Tsunoda, Formula E ve FIA F2 şampiyonu de Vries’in karşısında daha hızlı olduğunu 2. kez gösterdi. Bununla birlikte, ortalama turu 1:39,267 saniye olarak kaydedildi ve AlphaTauri 0,183 saniye geride kaldı. Görünüşe göre, AlphaTauri daha büyük ölçekli Red Bull rüzgar tünelini kullanmaya hâlâ uyum sağlayabilmiş değil.
Kötü durumun altını tekrar çizmek gerekirse, bu ilham vermeyen hız, takımın yine yavaş kaldığı Cuma günkü 2. antrenman seansındaki yarış simülasyonlarıyla tam olarak uyumluydu. Yarışa en çok benzeyen koşullarda, AlphaTauri tek turda en yavaş olanıydı ve 13 turluk daha uzun bir programın parçası olarak yumuşak lastiğin hızını değerlendirirken de arkada kalmıştı. Tek başına ele alındığında, takım çok daha ağır bir yakıt yüküyle koşabileceğinden, Cuma günkü performans felaket olmayabilirdi. Ancak tam bir yarış boyunca geride kalınınca bahane bulmak daha zor.
Üst düzey yöneticiler, sıkıntılı başlangıçları bilen isimlerdir. Takım patronu Franz Tost, “Teknik açıdan, araç beklediğimiz seviyede olmadığı için üzerinde çalışmamız gereken çok şey var. Aracın eksikliklerinin nerede olduğunu biliyoruz ve yeni güncellemelerle performansı artırmak için çalışmalıyız. Umarım güncellemeler geldiklerinde etkili olur.” diyerek içerisinde bulundukları duruma dikkat çekmişti.
Temel olarak, Tsunoda ve de Vries yol tutuş eksikliği olduğu bildirdiler. Bunun çoğu yeteri kadar geliştirilmemiş bir aero konseptinden kaynaklanıyor. Bahreyn asfaltı özellikle aşındırıcı olsa da, lastik kullanımı tartışmasız sorunlara yardımcı olmadı. Yüksek hız performansı da AlphaTauri için zayıf bir nokta, bu da takımın Suudi Arabistan’daki akıcı Cidde cadde pistinde çok daha iyi olmayacağını işaret ediyor. Williams, Alfa ve Haas ile karşılaştırıldığında, AT04’ün rakiplerine karşı güçlü olduğu tek yer düşük hızlı virajlardan çıkışıydı. Bu da Honda motoru sayesinde olan bir şey…

 
tr.motorsport 

En güncel Motorsporları haberleri için sosyal medyada TRmotosports’u takip edin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir