2023 Kanada GP’sinden aldığımız dersler neler?

2023 Kanada GP’sinden aldığımız dersler neler?

 

 

. . .

Dürüst olalım, Kanada GP’si iyi bir yarış değildi.
Evet, İspanya GP’sinin aksine biraz daha heyecanlıydı, nitekim Güvenlik Aracı gördük, farklı stratejiler gördük, orta grupta sıkı mücadele gördük, hatta ön grupta bile Fernando Alonso-Lewis Hamilton rekabeti vardı.
Ancak günün sonunda ne kazanan değişti, ne podyuma sürpriz bir takım çıktı, ne de şampiyonluk yolunda dramatik bir performans artışı gördük.
Yine de en sıkıcısından en güzeline kadar her yarışın bir hikayesi vardır, hikayelerden dersler çıkarmak da sporu sıkı takip eden izleyicilere düşer.
Biz de her hafta olacağı gibi Kanada GP’sinden çıkarılacak dersleri sizin için derledik. İyi okumalar!
 
 

FIA yine sınıfta kalmanın bir yolunu buldu

Cuma günü ilk antrenman seansı, henüz 5. dakikada arıza yaşayan Pierre Gasly nedeniyle kesintiye uğramış, Gasly’nin aracı çekilse dahi seansın başlamaması hepimizi meraktan meraka itmişti. 
Kısa süre içinde gelen bir açıklama, pistin kapalı devre televizyon yayınında bir problem yaşandığını, yani güvenlik kameralarından görüntü alınamadığını, dolayısıyla seansın başlayamadığını belirtti.
Bitime 10 dakika kala seansı iptal eden FIA, 2. antrenman seansını 90 dakikaya çıkarıp kayıp zamanı telafi etmek istedi, ancak dünyanın en büyük uluslararası organizasyonunun yerel kaynaklı bir sorunu öngörememiş olması büyük skandal. 
 

Yağmur, sıralama turlarına yine büyük heyecan kattı.

Son beş yarıştır olduğu gibi Kanada GP’si öncesinde de yağmur beklentisi vardı, özellikle Cuma günü bitime doğru yağan şiddetli sağanak umutları arttırmıştı.
Beklenen yağmur 3. antrenman seansını ve sıralama turlarını etkiledi, hatta sıralama turlarında koşullar öyle değişkendi ki, Q2’de yumuşak hamurla tur atma imkanı veren kısa bir pencere oldu ve bu fırsattan faydalanan Alex Albon en hızlı turu atarak Q3’e kaldı.
Pole pozisyonunun sahibi ise ne yağmurda, ne çamurda değişmedi: Max Verstappen!
Nico Hulkenberg ise 2. olarak sürprize imza atsa da “kırmızı bayrak ihlali” nedeniyle üç sıra grid cezası alıp ilk çizgiyi kaybetti.

Red Bull nispeten zayıf kaldığı haftayı dahi domine etti

Lastik koruma konusunda en iyi araca sahip olduğu bilinen Red Bull’un Kanada’da farklı bir mücadeleyle karşılaşabilmesi bekleniyordu, nitekim Montreal pisti hata kabul etmiyor, dolayısıyla lastikleri bir tur koruyacaksanız bir tur da gaza basmanız gerekiyor. Sıcaklık önemli.
Bu durum, Ferrari ve Mercedes’in attığı adımların yanı sıra çok az veriyle yarışa gelinmesiyle de birleşince, birçok kişi mücadelenin daha sıkı geçmesini beklemekteydi.
Beklentiler az da olsa gerçekleşti, nitekim Max Verstappen yarışın hiçbir noktasında başını alıp gidemedi, Fernando Alonso ayağını gazdan çekene kadar genel olarak 5-6 saniye farkla gezdi. Yarış boyunca lastiklerdeki yol tutuşu eksikliğinden de şikayetçiydi.
Bu hiçbir şeyi değiştirdi mi? Hayır. Verstappen, böyle bir hafta sonunda bile bütün turları lider giderek kazandı. Bir diğer grand slam sadece en hızlı tur farkıyla kaçtı.
İlginç bir dipnot: Max Verstappen, Mayıs ayının başındaki Miami GP’sinin 47. turundan beri pistte olduğu bütün turları lider geçti. Arka arkaya en çok tur lider gitme rekoru 305 turla Alberto Ascari’ye ait, Verstappen şimdi 224 turda. Eğer gelecek hafta Avustralya GP’sinin bütün turlarını lider geçip, Britanya GP’sinin ilk 13 turunu da lider tamamlarsa rekoru kıracak.
 

F1 tarihinin en efsane podyumlarından birine tanıklık ettik

Hamilton-Alonso-Verstappen üçlüsü şu ana kadar podyumda sadece üç kez bir araya geldi, bir araya geldikleri diğer iki yarış da -Katar 2021 ve Avustralya 2023-  iyi yarışlardı, ancak bu kez podyumu daha da efsaneleştiren bir detay mevcuttu: Adrian Newey!
Red Bull Racing tarihinin 100. galibiyetini kutlamak için podyuma gelen Newey, üç büyük şampiyonla poz vererek belki de gelecekte “tarihin en büyük tasarımcısı” olarak anıldığında kullanılacak fotoğraflara imza attı.
Podyum dile kolay tam 176 galibiyet, 383 podyum ve 11 dünya şampiyonluğuna ev sahipliği yaptı. Formula 1 tarihinde hiçbir podyum kendini bu kadar şanslı hissetmemiştir!

Red Bull, 100’ler kulübünde efsanelerin arasına katıldı

Formula 1 tarihinde 100 galibiyet barajını geçebilen sadece dört takım vardı: Ferrari, McLaren, Mercedes ve Williams.
Bu sayı artık beş, nitekim Verstappen’in Kanada GP’sindeki galibiyeti, aynı zamanda Red Bull’un da 100 galibiyeti konumundaydı!
İlk galibiyetini 2009 Çin GP’sinde elde eden takım, 14 sezon gibi bir sürece 100 galibiyet sığdırarak modern Formula 1 tarihine adını altın harflerle yazdırdı.
Red Bull tarihinin en çok yarış kazanan pilotu 41 galibiyetle Verstappen, onu 38 galibiyetle Sebastian Vettel, 9 galibiyetle Mark Webber, 7 galibiyetle Daniel Ricciardo ve 5 galibiyetle Sergio Perez izliyor.
 

Güvenlik Aracı herkesi çift pite zorladı, tek pit yapan kârlı çıktı

Russell’ın kazası nedeniyle piste giren Güvenlik Aracı, birçok yarışçı için fırsat demekti, nitekim bu fırsatı değerlendirmek için yarışa orta hamurla başlayan neredeyse herkes pite daldı.
Sadece beş yarışçı pistte kalmayı tercih etmişti: orta hamurla başlayan Ferrari pilotlarının yanı sıra sert hamurla başlayan Valtteri Bottas, Kevin Magnussen ve Sergio Perez.
Sıkıntı, 13. tur gibi erken bir bölümde pite girilmesi ve lastiklerin 57 tur dayanıp dayanmayacağının bilinmemesiydi, dolayısıyla birçok yarışçı 2. en hızlı strateji olduğu söylenen çift pite yöneldi.
Ancak aşağıda değineceğimiz üzere tek pit yapan Ferrari pilotlarının 4-5 olması, Alex Albon’un güçlü bir yedincilik elde etmesi, Valtteri Bottas’ın da puan alması sonucu çift pitin orta sıralar için bir tuzak olduğu görüldü.
Bu durumun özellikle Oscar Piastri’ye çok şey kaybettirdiğini düşünüyorum, trafiğe düştükten sonra temposunu büyük oranda kaybetti, farklı bir stratejide puan barajına kadar yürüyebilirdi. 

Ferrari hem lastikleri, hem de stratejiyi en iyi değerlendiren takımdı

Evet, hiçbirimiz Ferrari’yi böyle bir başlıkla anmayı beklemezdik, hele ki sıralama turları fiyaskoyla sonuçlanmış, Carlos Sainz sekizincilikle yetinmiş, Charles Leclerc iyi bir tur atamayarak 2. bölümde elenmişken!
Ancak kırmızılılar yarışta herkesi fazlasıyla şaşırttı. Hafta sonu boyunca yarış temposunda güçlü olacağı söylenen takım, orta hamurla başlamasına rağmen kendine güvendi ve Güvenlik Aracı periyodunda pite girmeyerek pist üstü pozisyonunu tercih etti.
Sadece 15 tur içinde bu tercihin doğru olduğu ortaya çıktı, nitekim hem Leclerc, hem de Sainz tempo kaybetmemişti, öyle ki, bir noktada Max Verstappen ile aynı turları dahi atabiliyorlardı!
Orta hamurla 40 tur gittikten sonra pite gelen ikili, tek pite dönebilmelerinin ödülünü 4. ve 5. sıraları koruyarak ve damalı bayrağa güçlü bir sonuçla ulaşarak aldı. Maranello, bu yıl ilk kez tünelin sonunda bir ışık görüyor.
 

Alex Albon kariyerinin en iyi yarışını çıkarttı

Red Bull günlerinden beri kendisine şüpheyle baktığımız Albon aslında geçen yıldan beri sessizce iyi işler yapıyor, ancak bu yıl seviye atladığını söyleyebiliriz.
Özellikle sıralama turlarında epey gelişen Albon, Kanada’da da Cumartesi gününe Q2’de oynadığı yumuşak hamur kumarıyla ve ilk pozisyonda Q3’e kalmasıyla damga vurmuştu.
Yarış ise çok daha iyi geçti, 9. sıradan başlayan ve ilk turlarda McLaren pilotlarına karşı zorlanan Albon, bir daha trafikte kalmamak için risk alarak tek pite yönelmişti. Takım, pilotlarının lastik koruma becerisine güveniyordu.
Albon bu güvenin karşılığını sadece lastikleri koruyarak vermedi; lastikleri koruduğu her tur arka düzlükte Esteban Ocon ve Lando Norris gibi güçlü isimleri de başarıyla savunarak yarış temposunda ne kadar istikrarlı olabileceğini de göstererek verdi.
Sonuç? Yedinci sıra, altı puan, Williams için 2021 Belçika GP’sinden bu yana en iyi sonuç. Ve evet, hiç şüphesiz ki Albon’un da kariyer yarışı -taraftarlar da böyle düşünüyor olmalı ki, Albon’u günün sürücüsü seçtiler.

Perez için tehlike çanları çalıyor

Sergio Perez için yıl rüya gibi başlamıştı: ilk beş yarışta iki pole pozisyonu, iki galibiyet ve şampiyonada Max Verstappen ile sadece 14 puanlık bir fark.
Ancak aslında 5. yarış olan Miami GP’sinde işler sarpa sarmaya başlamıştı, 9. sıradan başlayan Max Verstappen’e geçilmesi hem eleştirileri arttırmış, hem de kendisi adına büyük bir şok olmuştu.
Bunun en büyük sebebi Verstappen’in lastik korumayı başarması ve kendisini böyle mağlup etmesiydi, oysa ki bu, kariyeri boyunca Perez’in en büyük alametifarikasıydı. Bu sayede orta sıralarda yarıştığı yılları 10 podyumla kapatabilmişti! 
Miami’den sonraki üç yarış Perez için kabusla geçti: Monako’da Q1’de kaza yaparak yarışa 20. başladı, İspanya’da Q2’de elendi, Kanada’da ise yağmur başlamadan önce iyi bir tur atamadı.
Arka arkaya üç yarış Q3’e kalamamasının asıl faturası ise yarışlarda çıktı: bu üç yarıştan sadece 21 puanla ayrılabildi, Verstappen ise 76 puan! Şampiyonadaki fark da 69 puana çıktı.
Kanada’daki asıl sıkıntı ise, pitlerden sonra Ferrari pilotlarının sert, kendisinin orta hamur takması, sadece 3.5 geriden takip etmesi gerekirken bunu yapamaması ve yarışı Sainz’ın 10 saniye gerisinde bitirmesiydi! Helmut Marko, bu konuda Sergio Perez ile derin konuşmalara girecektir.

 
tr.motorsport 

En güncel Motorsporları haberleri için sosyal medyada TRmotosports’u takip edin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir