BMW’yi Formula 1’in dışında tutan şey ‘yenilik eksikliği’

Formula 1, 2026 yılında yürürlüğe girecek olan yeni nesil güç ünitesi düzenlemelerine son şeklini veriyor.
Buna göre her biri yaklaşık 500 beygir güç üreten hibrid bir sisteme bağlı 1.6 litrelik altı silindirli hibrid yanmalı motorlar kullanılacak.
Dünya şampiyonası aynı zamanda sürdürülebilir bir yakıt geliştirme sürecinde.
Bu, Audi’yi Formula 1’e çeken ve Honda’nın ayrılma kararını geri almasını sağlayan bir yaklaşım.
Ford da Red Bull Powertrains ile beraber sürece dahil olduğunu duyururken General Motors yeni kuralları çerçevesinde Cadillac ile beraber güç ünitesi tedarikçisi olarak kayıt yaptırdı.
Ancak BMW ikna olmuş değil.
Speedcafe’nin sorusu üzerine Roos, “Elbette F1 her zaman ilgi çekicidir, ancak şimdi bizim için radarda değil ya da katılmak isteyeceğimiz doğru pencerede değil.” 
“Şu anda F1’deki plan 2026’da birkaç yıldır yol araçlarında gördüğünüz hibrid sistemli bir içten yanmalı motorla gelmek.”
“Yani bu gerçekten yeni bir teknoloji ya da çok ilginç olduğunu düşündüğümüz bir şey değil.” dedi.
BMW’nin Hypercar ve GT3 sınıflarında Dünya Dayanıklılık Şampiyonası’na katılarak spor otomobil yarışlarında büyük bir yeri var.
Roos, “Dürüst olmak gerekirse, halihazırda Dünya Dayanıklılık Şampiyonası’nda çalıştırdığımız hibrid araçları da sürdürülebilir yakıtla çalışıyor.” 
“F1’in 2026’da getireceği şey buysa, teknoloji açısından WEC şampiyonasında zaten mücadele veriyoruz.”
BMW daha önce hem resmi hem de resmi olmayan sıfatlarla Formula 1’de yarıştı.
Motorları 1950’ler ve 1960’larda gridleri süslemiş, 1980’lerin başında Bernie Ecclestone liderliğindeki Brabham takımıyla ortaklık kurmuştu – özellikle de Nelson Piquet’ye 1983 Dünya Şampiyonluğunu getiren ikonik BT52 ile.
Sporun zirvesinden uzakta geçen bir dönemin ardından 2000 yılında Williams’ın motor tedarikçisi olarak geri döndü ve 2005 yılının ortalarında Sauber takımını satın alarak operasyonu imajıyla tekrardan markalaştırdı.
BMW 2009 sonunda Formula 1 gridinden ayrıldı.