Formula 1 neden halen “mükemmel takvime” ulaşmaktan uzakta?

Formula 1 neden halen “mükemmel takvime” ulaşmaktan uzakta?

 

 

. . .

Kısa süre önce 2024 takvimini yayınlayan Formula 1, Çin’in takvime dönmesiyle beraber nihayet 24 yarış hedefine ulaşabilecek gibi duruyor. 
Takvim aslında orijinal 2023 takvimiyle aynı, ancak bu sezon Çin GP’si COVID-19 nedeniyle iptal edildi, Emilia-Romagna GP’si de sel felaketi nedeniyle düzenlenemedi, dolayısıyla yine 22 yarıştan öteye gidemedik.
Takvimdeki en önemli değişikliklerse sonunda bölgesel yarışları gruplandırma planlarının devreye giriyor olması; planlar kapsamında Japonya GP’si geleneksel tarihi olan Ekim ayının başından Nisan ayının ortasına alındı.
FIA sportif direktörü Steve Nielsen, Aralık ayında yaptığı bir açıklamada “Takvimi bölgeselleştirmek için çalışıyoruz.”
“Gelecekte bir takvimimiz var, size hangi yıldan itibaren olduğunu söylemeyeceğim fakat birkaç sezon içinde mükemmel bir takvimimiz olacak.”
“Kademeli olarak ilerliyoruz, şimdi bulunduğumuz ve memnun olmadığımız noktadan birkaç sezon içinde çok daha mutlu olacağımız bir yere ulaşmak için bir stratejimiz var.” ifadelerini kullanmıştı.
Takvimi daha mantıklı hale getirmek için çaba sarf edildiği açık olsa da, 2024 programına bir kez baktıktan sonra, Nielsen’in de belirttiği gibi, Formula 1’in “mükemmel takvime ulaşabilme” hedefinin devam ettiği son derece açık.
Mükemmel bir takvimde yarışlar ya coğrafi yakınlığa göre arka arkaya gelecek, bu da takım personelinin sürekli uzun mesafeli uçuşlar yapmaktan kaçınmasını sağlayacak.
2023 takviminin bir diğer sıkıntısı ise Austin, Meksika ve Brezilya’daki yarışların arka arkaya gelmesi, bu da takımların ne fabrikayı, ne de ailelerini görmeden üç hafta sonu geçireceği anlamına geliyor.  

İnsan maliyetine ek olarak Boeing 777 kargo jetlerinde tasarruf edilen her hava mili, Formula 1’in 2030’dan itibaren net karbon-sıfır bir geleceğe sahip olma amacına değerli bir katkı sağlayacak.
Formula 1’in daha sürdürülebilir bir takvim elde edip etmediğini kontrol etmenin iyi bir yolu, personelin her yarışa gitmesi durumunda kat etmesi gereken mesafeyi karşılaştırmaktır.
Çoğu personelin Londra’dan uçtuğunu, bağımsız hafta sonlarından sonra evlerine döndüklerini, sadece arka arkaya iki veya üç yarış olması durumunda doğrudan bir sonraki yarışın olacağı ülkeye gittiklerini varsayarak bir hesaplama yaptık. 
Daha adil bir karşılaştırma için iptal edilen Çin ve Imola turlarını da içeren 2023 takvimi için sonuç 208.075 km gibi şaşırtıcı bir mesafe, yani dünya etrafında neredeyse beş tam tur.
Bu rakam, sadece en yakın havalimanına doğrudan uçuşlar dikkate alınarak yapılan muhafazakâr hesaplamalara dayanıyor, yani tam bir ütopya.
Matematiği 2024 yılı için yaparsanız sonuç pek de iyi görünmüyor: 194,455 km. Peki neden kat edilen mesafe sadece %7 oranında azalıyor?
Gelecek sezon için, Formula 1 Orta Doğu’da bazı kazanımlar elde etti; Bahreyn ve Suudi Arabistan geçen yılın aksine bu kez arka arkaya gerçekleşecek.  
Bu durum takımların yıl başında Orta Doğu’da kalmalarına olanak tanıyor, ancak Bahreyn GP’sinden sadece bir hafta önce testlerin yapılacağını düşünürsek takımların aynı yerde üç hafta sıkışıp kalacağı söylenebilir.
Ardından sorunlar hızla artmaya başlıyor, bunun en büyük sebebi Avustralya’nın bağımsız bir yarış niteliğinde olması.
Melbourne’daki mücadele için gidiş-dönüş 34.000 kilometrelik bir yol kat edilecek, sonrasında Japonya GP’si için bir daha Asya’ya dönülecek. 
Aslında mantıken bakıldığında Japonya’nın Nisan ayına çekilmesi fena bir karar değil, ancak Çin GP’si ile arasında bir haftalık boşluk bulunmakta, dolayısıyla olası bir avantajdan faydalanma imkanı da suya düşüyor.
Çin GP’sini Miami-Imola-Monako-Kanada gibi bir üçlü izliyor.
Kanada’nın Haziran ayındaki yeri sağlam, nitekim alternatif tarihler soğuk hava nedeniyle ciddi sıkıntılar barındırıyor.
Çin ile Miami yarışları arasında boşluk var, bu da takımların Asya-Avrupa-Amerika gibi nispeten makul bir rota izleyebilmesine olanak sağlıyor.

Kanada’dan sonra Avrupa’ya geri dönülüyor ve altı haftada beş yarışın olacağı yoğun bir periyoda giriliyor: ilk olarak İspanya-Avusturya-İngiltere’de arka arkaya üç yarış, sonrasında Macaristan-Belçika ile yıl arasına giriş.
Sezonun 2. yarısı Zandvoort-Monza ikilisiyle başlayacak ve Avrupa sezonu böylece sona erecek, sonrasında Azerbaycan ve Singapur yarışları gerçekleşecek.
İşin doğrusu, Asya’ya gidişte Avrasya bağlantısını kullanmak gayet iyi bir fikir. 
Takvimdeki en büyük sıkıntı, sezonun epey yorucu bir şekilde sona erecek olması: 22 Eylül’deki Singapur GP’sinin ardından tam bir ay boşluk yer alıyor, sonrasında Austin-Meksika-Brezilya olmak üzere zorlu bir üç hafta bizleri bekliyor.
Brezilya’dan sonra bizleri bir diğer alışılmamış iki haftalık ara bekliyor ve yıl nihayet Las Vegas-Katar-Abu Dhabi üçlemesiyle son buluyor.
Takvimle beraber bir de basın açıklaması yayınlayan Formula 1, gerek hava durumuyla ilgili endişeler, gerek sözleşmeler nedeniyle takvimin bir gecede düzeltilemeyeceğini itiraf etti.
Açıklamada, “F1, lojistik yükleri azaltarak ve sezonu daha sürdürülebilir hale getirerek takvimi daha fazla bölgeselleştirmeye doğru ilerleme niyetini açıkça ortaya koymuştur.”
“Japonya’yı Nisan ayına, Azerbaycan’ı Eylül ayına ve Katar’ı Abu Dhabi’nin hemen öncesine taşıyarak belirli bölgelerde daha iyi bir akışa sahip olmayı amaçlamaktayız.
“İklimsel ve sözleşmelere bağlı kısıtlamalar nedeniyle uzun seyahatlerin kaçınılmaz olacağı gerçeğine rağmen çalışmalarımız devam edecek.” ifadeleri yer aldı.
Formula 1 CEO’su Stefano Domenicali ise şunları ekledi: “2030 yılında karbon nötr olabilme taahhüdümüzün bir parçası olarak operasyonlarımızı daha da kolaylaştırırken, daha sürdürülebilir bir takvime doğru yolculuğumuz önümüzdeki yıllarda da devam edecek.” 
Yine de 2024 sezonu tam beş bağımsız uçuş ve tam üç yorucu periyot içeriyor, dolayısıyla halen gidilecek uzun bir yol var.

 
tr.motorsport 

En güncel Motorsporları haberleri için sosyal medyada TRmotosports’u takip edin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir