Formula 1, sıfır karbon ayak izi kampanyasının sürdürülebilirlik kazanımlarını yayınladı


Formula 1, sıfır karbon ayak izi kampanyasının sürdürülebilirlik kazanımlarını yayınladı

 

 

. . .

Formula 1’in 2030’a kadar sıfır karbon ayak izi kampanyası, tesislerindeki enerji tüketimini, Formula 1’in yarış etkinliklerini ve aradaki bütün seyahat ve lojistiği kapsayan 2018 temel çizgisine kıyasla mutlak karbon emisyonlarını %50 azaltmayı hedefliyor. Geri kalan emisyonları için güvenilir bir dengeleme stratejisi uygulamaya koymayı taahhüt ediyor.
Henüz 2023 yılına ilişkin verilerin tamamı mevcut olmasa da, Formula 1’in son etki raporu 2018 ile 2022 yılları arasında %13’lük bir azalma öngörürken, serinin bu hedefe ulaşmaya yardımcı olacak en son girişimlerini de detaylandırıyor.
Formula 1’in 24 yarışlık bir takvime ev sahipliği yapmasının lojistik boyutu, karbon ayak izinin %49’unun bu alanda oluştuğu anlamına gelirken, genişlemenin etkisini azaltmak için çeşitli girişimler devam ediyor.Daha verimli Boeing 777F kargo uçaklarına geçişin ardından, lojistik ortağı DHL, takvimin dokuz Avrupa yarışında emisyonları azaltmak için biyoyakıtla çalışan 18 kamyonluk yeni bir filoya geçti.
Takvimindeki denizaşırı yarışların tekrardan düzenlenmesi de lojistiğin daha da düzene sokulmasının önemli bir parçası. Japonya Grand Prix’sinin yeni bahar tarihine alınmasının, henüz üzerinde çalışılsa da, Avustralya ve Çin’den sonraki yarışlara yük akışını optimize etmeye yardımcı olan değişikliklerden biri olduğu söyleniyor.
Formula 1’in Enerji, Sürdürülebilirlik ve Yönetim Başkanı Ellen Jones, “Bu konunun önemli olmasının nedeni, takvimin mevcut nakliye modelimizi yansıtması ve emisyonların çoğunun bir noktadan bir noktaya seyahat eden hava taşımacılığından kaynaklanıyor olması.” 
“Bu mesafeleri azaltabildiğinizde, gelecekte biyoyakıtlar, kamyonlar ve sürdürülebilir havacılık yakıtı gibi destekleyebileceğimiz teknolojik yeniliklere ek olarak karbon ayak izinizi de azaltabilirsiniz.” dedi.

Formula 1 ayrıca etkinliklerde gerekli olan nakliye ve personel miktarını azaltmanın yolunu uzaktan çalışma kapasitesini arttırarak bulmuş.
Jones, “Hem yurtiçinde hem de yurtdışında yenilenebilir enerjiye geçiş bizim için gerçekten kritik önem taşıyor. İlk olarak gördüğümüz %13’lük bir azalma gerçekten bizi yönlendirdi.” 
“2022 istatistikleri içinde yaptımız bu çalışmalar, fabrikalar ve tesisler genelinde emisyonlarda %56’lık bir azalmamıza yardımcı oldu. Ayrıca 2023 ve sonrasında Birleşik Krallık dışında yenilenebilir enerjiye nasıl geçiş yaptığımızı da görmeye başlayabilirsiniz.” dedi.
Geçen sezon Formula 1, Avusturya Grand Prix’sinde biyoyakıt ve güneş enerjisiyle çalışan yenilenebilir güç jeneratörlerini denedi ve padok emisyonlarını %90 oranında azalttığını söyledi. Bu bulgular gelecekte benzer şekilde daha fazla yarışa güç sağlamak için kullanılacak.
Bu sonuçlar, organizatörleri etkinliklerini daha sürdürülebilir hale getirmeye teşvik etmek için yapılan bir girişimin ortasında geldi. Jones, yarış organizatörlerinin %75’inden fazlasının artık etkinliklerinde yenilenebilir enerjiye yer verdiğini, geri kalanların da Formula 1’in kendileriyle yaptığı anlaşmayı yenilemesiyle beraber bu uygulamaya geçmesinin beklendiğini söyledi.
Jones, “Yaklaşık iki sezon önce buraya başladığımda yaptığımız ilk şey sözleşmeleri güncellemek oldu. Bir F1 etkinliğine ev sahipliği yapmak için beklentilerimizin neler olduğunu söylemeniz gerekiyor.” 
“Organizatörlerimizle çalışma şeklimiz konusunda inanılmaz tepkiler aldık. Sadece etkinlikteki enerjiyle değil. Yerel taraftarın seyahati gibi bizim için kritik olan bir dizi alandan, yerel topluma kadar geri dönüşleri aldık.”
“Organizatörlerimizle beraber uyguladığımız asgari teslimat maddeleri var. Yıllık bir sürdürülebilirlik planımız var ve bu alanlara nasıl uyum sağladıklarına dair geri bildirimde bulunuyoruz.”

“Sürdürülebilirlik stratejimizin bir sonraki aşamasına geçtiğimizde bu asgari standartlar ve 2025 sonrası sözleşmeler tekrardan yükseliyor olacak.” dedi.
Formula 1, 2026’dan itibaren sürdürülebilir yakıtlarla çalışan güç ünitelerine geçecek. Ancak 20 araçlık gridden kaynaklanan emisyonlar toplam ayak izinin yüzde birinden daha azını oluşturuyor.
Dolayısıyla bu hamle, endüstriyi farklı yerlerde de karbon ayak izi olmayan yakıtı benimsemeleri için etkilemenin bir yolu olarak görülüyor.
Formula 1’in kendisine gelince Jones, Formula 1’in kazanımlarının doğrusal olmayacağı konusunda uyarıda bulunmasına rağmen en son girişim paketinin etkisi ölçülebildiğinde 2030 yılına kadar %50 azaltma hedefine ulaşma yolunda olduğundan emin.
Jones, “Kesinlikle bu hedefe ulaşma yolundayız. Bunun kilit parçaları 2023 raporunda okuyabileceğiniz denemelerin ve çalışmaların sonuçlarıdır.” 
“Araçlardan havaya ve sahadaki jeneratörlere kadar operasyonlarımızın bütün bölümlerinde alternatif yakıtların kullanılmaya devam edilmesidir.”
“Aynı zamanda başkalarını da bizimle beraber bu yolculuğa çıkarmanın ortak etkisinde. Padoktayken 10 takımın da farklı bir çözüme sahip olması önemli bir şeydir. İnsanların beraber çalışabileceği merkezi bir çözüme sahip olduğunuzda çok daha büyük tasarruflar elde edersiniz.”
“Muhtemelen en uzun süreye sahip olan 3. parça ise yeni nesil operasyonların neye benzediği olacak.”
“Bir ve 2. parça ise, bu sezon görmeye başlayacağınız ve hızlandıklarını göreceğiniz şeyler olacak. Yeni nesil operasyonların kuyruğu daha uzun olacak, çünkü bu teknolojinin içine giren çok şey var.” dedi.
Raporda ayrıca çeşitlilik konusunda kaydedilen ilerleme ve STEM konularında yeterince temsil edilmeyen gruplara mensup öğrencilere sağlanan bursların desteklenmesi de ayrıntılarıyla anlatılıyor. Ayrıca, Formula 1 Academy’nin Birleşik Krallık’taki Discover Your Driver karting programı aracılığıyla taban seviyesinde kadın katılımında bir artış görülmüştür.

 
tr.motorsport 

En güncel Motorsporları haberleri için sosyal medyada TRmotosports’u takip edin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir