GPS verileri, Red Bull’un erken avantajı konusunda ne söylüyor?

GPS verileri, Red Bull’un erken avantajı konusunda ne söylüyor?

 

 

. . .

Avustralya GP’de 58 turluk yarışın 54. turunda Kevin Magnussen’in lastiğini duvara sürtmesinden kısa süre önceydi. Duvara sürten lastik patladı ve çok geçmeden kaosa ve 2. kırmızı bayrak seansına neden oldu. O noktaya kadar Max Verstappen, en yakın rakibi Lewis Hamilton’la farkı 8.5 üzerine taşımıştı. Bu fark, Red Bull’u şu ana kadar rakiplerinin bir tur önüne taşımaya yetiyordu.
Son iki sezonun şampiyonu Verstappen, Bahreyn’deki yarışı takım arkadaşı Sergio Perez’in önünde kazanırken onları en yakın takip eden pilot, Aston Martin’den Fernando Alonso’ydu. Alonso, liderin 38.637 sn gerisinde damalı bayrağı görmüştü. Suudi Arabistan’da kazanan isim Perez olurken, Red Bull harici en yukarıda yer alan isim, Aston Martin’in itirazı sonucunda yerini tekrardan alan Alonso olmuştu. Alonso bu sefer liderin 20.728 sn arkasındaydı. İlk iki yarıştaki farklar sayesinde Red Bull’un şu ana kadarki kümülatif farkı 1 dakika 07.718 sn oldu. Bu, Verstappen’in geçen seneki Avusturya Yarış pole derecesi olan 1:04.984’ten 3 sn daha yüksek bir fark olduğu manasına geliyor.
Tabii ki Melbourne’deki yarış bu şekilde tamamlanmadı. Güvenlik aracı arkasında tamamlanan yarışta Verstappen, Hamilton’ın 0.179 sn önünde yarışı tamamlamış oldu. Buna rağmen Red Bull’un sezona yapmış olduğu üstün başlangıç, herkes için açıktı. Avustralya’daki kırmızı bayrak seansları ve tekrardan startlar olmasaydı ve Red Bull şu ana kadar performansını kontrol altında tutmak durumunda kalmasaydı, bu fark daha da büyük olurdu. 
Formula 1 CEO’su Stefano Domenicali, yeni taraftarların bu tür bir tekelden rahatsız olmadığı ve diğer takımların Red Bull’a yetişeceği konusunda ısrarcı. Red Bull, McLaren’in 1988’deki 16 yarıştan 15’ini kazanması gibi bir oran tutturmazsa, bu neredeyse kaçınılmaz görünüyor. Ancak hüküm süren şampiyon ekibin gücünün doğasına daha yakından bakıldığında, bir yenilginin yakın zamanda gelmeyebileceği söylenebilir.
Aston Martin, 2022’deki yedinciliğinden ikinciliğe yükselmesiyle 2023’ün sürpriz paketi oldu. Ancak Alonso, RB19’ları yenmek istiyorsa Red Bull’un ceza alması, başarısız pit stop yapması, kaza geçirmesi veya bir dayanıklılık sorunu yaşaması gerektiğini düşünüyor. Alonso, saf performans açısından daha fazla sürtünmeye sahip AMR23’ün henüz Red Bull ile mücadele edebileceğine inanmıyor.

Mercedes’in motor sporları patronu Toto Wolff, George Russell’ın Avustralya GP’nin başında Verstappen’i geçme hızına sahip olmasına rağmen, araç konseptinde bir değişiklik sözü verirken, Hamilton, en iyi ikincilik için çok fazla rekabet olduğunun altını çizdi. Mercedes, testten önce bile yeni bir yönün gerekli olduğunu fark ettiğini ve planlanan parçalar için rüzgar tünelindeki çalışmaların devam ettiğini söylese de, güncel parçalar en azından Emilia Romagna GP’ye kadar araca eklenmeyecekler. Yeni parçalar geldiğinde bile Mercedes’in mucizevi bir dönüş yapmasının mümkün olacağı düşünülmüyor.
Sonra, yeni zemin etkili kuralların ilk sezonunda Red Bull’a en yakın rakibi olan Ferrari var. Yeni takım patronu Fred Vasseur, başlangıçta sürücüleriyle ters düşmüştü ve rekabetçi olmak için araç güncellemelerinden ziyade ayarlarda daha iyi iş çıkarmaları gerektiğini söylemişti. Vasseur’un bu konudaki görüşü, o zamandan beri değişti. Vasseur, tam bir “B-versiyon” güncellemeyi reddederken, kötü gidişatı durdurmak için Miami, Imola ve Barcelona hafta sonlarının her birine bir dizi güncelleme geleceğini söylüyor.
Vasseur ayrıca ilk üç yarışta ve Azerbaycan GP’de, Ferrari SF-23’e asla uymayacak aykırı değerler olduğunu belirtti. Bahreyn’in asfaltı çok aşındırıcıydı, Suudi Arabistan’da düzlük hızı üstünlüğü vardı, Avustralya kazalarla kesintiye uğradı. Vasseur, “Üç yarışı anlamamız gerek, pistlerin tamamında kötü değildik.” dedi. Bu bahanenin ve Red Bull’un rakiplerinin sorunu, RB19’un bu değişen koşullardan hiçbirinden zarar görmemiş olması.
Verstappen’in Charles Leclerc’e karşı Bahreyn GP’de pole pozisyonunu garantileyen 0,3 saniyelik avantajı, RB19’un düşük hızlı virajlardaki hızlanması ve orta hızlı virajlara taşıdığı hızla elde edildi. Bu bölümlerde o kadar büyük avantaj vardı ki, Verstappen’in düzlükte 2,5 mph daha yavaş olması, sürekli olarak 150 mph’nin üzerine çıkan bir Ferrari’ye kıyasla önemli değildi. Bu, yere basma gücünün önemini işaret etti.
İlk yarıştaki örnek, Red Bull’un geçen sezonki durumundan büyük bir sapmaya işaret ediyordu.  Geçen sene yenilenen Honda motoru, Red Bull’un yıl başındaki ağır şasinin hemen üstesinden gelememişti ve daha hafif olan Ferrari şasisi, virajlardan daha hızlı bir şekilde çıkabiliyordu.

RB19’un nasıl farklı performans gösterdiğini işaret eden 2. yarış Suudi Arabistan’dı. Orada DRS’yi güçlü bir şekilde değerlendiren Perez, hız ölçüm noktalarını domine etti. Verstappen’in sıralamalardaki 2. seansta yaşadığı vites kutusu sorunuyla geride kalmasının ardından Perez ön plana çıktı. Perez, Leclerc’in motor değişikliği nedeniyle aldığı grid cezası uygulanmadan önce Ferrari pilotu ile farkı 0.155 saniyeydi. Perez, o pistte yüksek hızlı virajlarda geriye düşmesine rağmen düzlükteki 5 mph hız farkıyla öne geçmeyi başarıyordu.
Avustralya’ya gittiğimizde sıralamaların 3. seansında mücadele Verstappen ve Russell arasındaydı ancak Verstappen, 0.236 sn farkla pole pozisyonunu kazanmayı başardı. Verstappen’in bu farkında, Mercedes’e karşı yavaş virajlarda kaybetse de düzlük hızıyla beraber yüksek hızlı virajlarda hızını koruması etkili oldu.
Yarışta tek silindirde yaşanan problem Russell’ın yolda kalmasına neden olurken Verstappen’in en yakın rakibi Hamilton oldu. 20 ile 53. turlar arasındaki 34 turluk stintte Verstapen’in Hamilton’a karşı tur başına avantajı 0.162 sn oldu. Verstappen’in lastiklerini korumak ya da dayanıklılık sorunu yaşamamak için yavaşlayıp yavaşlamadığı hakkında kesin bir şey söylemek zor. 
GPS verileri, RB19’un güçlü yanını ve aynı zamanda değişken davranışını da ortaya koyuyor. Bir pistte virajlarda hızlı olmak için ayar yapılırken, diğerinde düzlükte hızlı olunacak ayarlar yapılabiliyor ve araç buna çok hızlı ve olumlu tepki veriyor. Takım, araçta sahip olduğu geniş bir çalışma aralığının keyfini çıkarıyor gibi görünüyor. Örnek olarak 2022’deki Mercedes W13, engebeli bir pist yüzeyinde çok fazla problem yaşarken pürüzsüz pistte çok daha iyi performans sergileyebiliyordu.
Ayrıca geçen sezonun aksine, Ferrari virajlardan gözle görülür şekilde daha hızlı çıkabiliyorken, Red Bull’un bariz bir zayıflığı şu an kadar kendini göstermedi. Alonso, süper geç frenleme noktaları ve erken bir şekilde gaza basıp hızlanma becerisiyle standardı belirliyor. Bu, kendilerine Monaco’da üstünlük sağlayabilir. Ancak telemetre verileri, tam olarak eşleşmese bile, RB19’un da aynı bölümlerde tam olarak dağılmadığını gösteriyor. Bunun haricinde Red Bull RB19, her yerde güçlü olabileceğini kanıtladı.

Vasseur, henüz SF-23’e tam olarak uygun bir pistin gelmediğini söylese de, aynı şekilde Red Bull’un tökezleyeceği bir pist de gelmeyecek gibi. 
Bu nedenle, bütün bir grand prix hafta sonu boyunca her takımın en hızlı turuna odaklanan “süper zamanlar” metriği, Red Bull’a kıyasla Ferrari’nin %0,401 geride kaldığını işaret ediyor. Bu, standart bir 90 saniyelik turda, Red Bull’un en iyi ikinciye 0.36 saniye fark atabileceği manasına gelir.
Bunu ortalama 55 turluk bir yarışın üzerine uygularsanız (güvenlik araçları, kırmızı bayraklar ve gridden start olmadan) Verstappen ve Perez, en yakın takımın pilotu karşısında 20 saniyelik bir galibiyet marjının daha tadını çıkarabilir.

 
tr.motorsport 

En güncel Motorsporları haberleri için sosyal medyada TRmotosports’u takip edin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir