Günümüzde Formula 1, geçmişe göre Amerika’da neden farklı hissediyor?


Günümüzde Formula 1, geçmişe göre Amerika’da neden farklı hissediyor?

 

 

. . .

Formula 1’in daha önce Amerika’ya parçalı yaklaşımı, Amerika Birleşik Devletleri Grand Prix’sinin daha önce 10 farklı yerde, 50’den fazla kez düzenlenmiş olması gerçeğinde de kendini göstermektedir.
Indianapolis 500, 1950’lerde Formula 1 puanları için sayılırdı; ilk ABD GP’leri birkaç on sezon boyunca Watkins Glen’e yerleşmeden önce Sebring ve Riverside’da yapıldı. Phoenix’te kısa bir geri dönüşün ve Indianapolis yol pistinde birkaç yılın ardından (muhteşem bir şekilde kendini imha etmeden önce 1. yılda rekor bir yarış günü kalabalığı ile), Austin’in Circuit of the Americas’ı nihayet tekrar sağlam bir yer edindi.
Zamanında Long Beach, Detroit, Dallas, Las Vegas ve Miami’de farklı etkinlikler de düzenlendi ve bu sayede Amerika’da düzenlenen toplam Formula 1 yarışı sayısını 75’e çıktı. Ancak 2017’de kitle iletişim devi Liberty Media’nın sporun hisselerini devralarak gelişiyle, her yıl birden fazla Formula 1 etkinliği için yoğun çalışma yapıldı ve sonunda Vegas bu hafta sonu takvime dönüyor.

Birdenbire döngünün ‘baskın’ kısmı buharlaştı ve patlamanın altı uzun vadeli sözleşmelerle çizildi. Bu noktayı tartışmak için iyi bir konuma sahip olan kişi, bunlardan birine ortak imza atan bir adam: Tom Garfinkel, Miami Grand Prix’nin yönetici ortağı, Miami Dolphins NFL takımının ve etkileyici Hard Rock Stadyumunun başkanı ve CEO’su.
Garfinkel daha önce IndyCar, NASCAR ve IMSA devi Chip Ganassi Racing’in ticari operasyonlarını yürüttüğü için motor sporlarında da güçlü bir geçmişe sahip. 
Formula 1’in şimdi Amerika’da geldiği noktayı özetlemesi istendiğinde Garfinkel, “Bence bu, tartışmasız benim hayatımda F1 için tarihsel olarak farklı bir his. Liberty Media sporu uluslararası alanda büyütmek için inanılmaz bir iş çıkardı ve bence Amerika Birleşik Devletleri’ne yatırım yapmaya devam etmek istiyorlar. ”
“Kesinlikle Las Vegas’ta büyük bir yatırımları var, bizim de burada büyük bir yatırımımız var ve Austin de bir süredir buralarda. Bazı takım yöneticileriyle de konuştum, ortakları Amerika Birleşik Devletleri’nde varlık göstermek istiyor. Yani bu faktörlerin bir kombinasyonu.”
“Herhangi bir işi büyütmek için olduğu gibi bir sporu büyütmek için de yatırım gerekir, gerçekten, bunun kendiliğinden olmasını bekleyemezsiniz. Eğer Formula 1, Birleşik Devletler’de büyümek istiyorsa, ona yatırım yapmalı ki onlar da bunu yapıyor.”
“NFL uluslararası alanda büyümek istiyor, bunun için diğer ülkelerde maçlar oynamanız ve o pazarlara yatırım yapmanız gerekiyor [Miami Dolphins ilk maçını Frankfurt, Almanya’da oynadı]. Dolayısıyla bu yatırımın devam etmesini bekliyorum, bu da büyümenin devam edeceği anlamına geliyor.” şeklinde cevap verdi.

Ve Formula 1’in büyümesi, Garfinkel’in kollarını açarak karşıladığı Amerika’daki 3. grand prix ile önümüzdeki hafta sonu Vegas’ta katlanarak artacak.  
Garfinkel, “Liberty Media buradaki yarışta F1 ile ortağımız. Fakat bu yarışın organizatörü de onlar. Dolayısıyla, başından beri çok dostane ve işbirliğine dayalı bir ilişkimiz oldu.”
“Bu onların yarışı ve biz de onlara yardımcı olabileceğimiz her şeyi seve seve yapacağımızı baştan söyledik. Bizi çok fazla aramadılar, ne yaptıklarını biliyorlar, ancak elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalıştık ve Amerika Birleşik Devletleri’nde farklı bir inanılmaz etkinlik düzenlemeyi dört gözle bekliyoruz.” dedi.

Ve bununla beraber Garfinkel, Formula 1’in Amerikalı sporseverlerin zihninde yer edindiğini düşünüyor: “Beş ya da 10 sezon önce, Amerika’daki ortalama bir sporseverin F1’deki üç pilotun adını söyleyebileceğini sanmıyorum. Şimdi ise muhtemelen Formula 1’de beş yarışçı sayabilir ve en sevdiklerinin kim olduğunu söyleyebilirler. Bence bu çok farklı bir şey.” 
Garfinkel ayrıca, Formula 1’in her zamankinden daha genç bir izleyici kitlesini cezbetmesi konusunda iyi iş çıkardığını, örnek olarak onlu yaşlarının sonlarında olan kendi çocuklarının buna bir örnek olduğunu söyledi.
Garfinkel, “Özellikle gençler arasında önemli bir ilgi olduğunu biliyorum. Yarış burada yapılmadan önce [oğullarım] Drive To Survive izliyordu ve Michigan Üniversitesi’ndeki bütün arkadaşları her hafta sonu F1 izliyordu.”
“Bence bu konuda beni en çok heyecanlandıran şey, Amerika Birleşik Devletleri’nde bu spora aşık olan çok sayıda genç insan olması. Bu da gençlerin gerçekten ilgi duymasının Amerika’da sporun geleceği için çok olumlu olduğu anlamına geliyor. Dolayısıyla bunun devam etmesini bekliyorum.” dedi.

Yüksek beklentilerin karşılanması 
Çok amaçlı spor tesisinde iki grand prix’ye başarıyla ev sahipliği yapmış olan Garfinkel, o çok önemli açılış etkinliği öncesinde beklentileri karşılamanın ne kadar zor olduğunu biliyor.
Miami’nin ilk yarışı 2022’de yapılmıştı. Garfinkel, Miami’deki ilk yarışın pistin bozulması ve dar şikanlardaki bordür taşları, pist boyunca uzanan köprülere erişim için kuyruklar ve bazı ağırlama sorunlarıyla ilgili şikayetlerle %100 plana uygun gitmediğini kabul etse de bu sezon hepsinin yatıştırıldığını düşünüyor. 
Garfinkel, “İlk yıl, yarışı 11 aylık bir zaman diliminde gerçekleştirmek açıkçası çok zordu, bu yüzden başardıklarımızdan memnun kaldık. Açıkçası öğrenmemiz ve geliştirmemiz gereken pek çok şey vardı.”
“İkinci yılda bunu yapmak için gerçekten çok çalıştık ve daha geniş köprüler, yarış pistinin tekrardan asfaltlanması ve kalıcı padok kulübünün inşa edilmesiyle bu hedefe ulaştığımızı hissettik – yemek ve oradaki bazı şeyleri geliştirdik. Üçüncü yılda da aynı şekilde iyi olmaya çalışacağımız için heyecanlıyız, umarım daha da iyi oluruz.” dedi.

Buna 2024’te daha fazla taraftar çekebilmek için kapasiteyi artırma planları da dahil. 
“Henüz kesinleşmiş değil. 85,000 ile başladık ve 90’a çıktık… Muhtemelen 95’e çıkacağız. Nasıl gördüğümüze bağlı olarak biraz daha yukarı çıkabiliriz fakat bu daha çok kapasiteyi genişletme konusunda ne kadar rahat olduğumuza ve insanlara hâlâ inanılmaz bir deneyim sunabildiğimize bağlı.”
“Her zaman 100.000’e ulaşmaya çalışmak gibi bir hedefimiz vardı. Eninde sonunda oraya ulaşmak istiyoruz. Gelecek sezon oraya ulaşacağımızı sanmıyorum çünkü yine, bunu kademeli olarak yapmak istiyoruz, böylece aşırı kalabalık olmadan ve taraftar deneyimi sorunları yaratmadan insanları idare edebileceğimizi biliyoruz.” 
Vegas, muhtemelen Garfinkel’in birçok yönden “yarış yapılan bir şarap ve yemek festivali” diye bahsettiği Miami’yi andıran ancak muhteşem ağırlama alanları ve imtiyaz standları ile daha fazla bir şamata ile geliyor. 

Vegas’ın karşılaştığı ekstra zorluk 
Miami’de her sezon beton bloklar, tel örgüler ve tribünlerin monte edilmesini gerektiren yarı kalıcı bir yarış pisti varken, Vegas’ın ek zorluğu dünyaca ünlü şeridini ve bitişiğindeki birçok yolu kapatmak zorunda kalması.
Garfinkel, bu zorluğa sahip olmayı kıskanıp kıskanmadığı sorulduğunda hemen “Kıskanmıyorum!” diye yanıt verip şöyle devam etti:
“Bence Amerika Birleşik Devletleri’ndeki cadde yarışları zor çabalardır. Ve Las Vegas GP, Strip’te inanılmaz olacak. Ancak arazimiz varken bunu burada yapmak yeterince zor. Ve devam eden pek çok farklı etkinliğimiz olduğu için zor fakat en azından bunu yapıyoruz.”
“Programı ve etrafındaki her şeyi yönetmek bizim kontrolümüzdeydi. Başkalarını rahatsız ettiğinizde, bu çok daha büyük bir zorluk haline geliyor. Bunu cadde ortamında yapmak çok zor.” 

Vegas’ta ne olursa olsun, 4. bir Amerika yarışına ilişkin konuşmalar sık sık ortaya çıkıyor ve sonra kayboluyor – özellikle New York bölgesi sıradaki yer olarak gündeme geliyor. Garfinkel daha fazla genişleme için yer olduğuna inanıyor, ancak henüz bunun olacağını düşünmüyor.
“Amerika Birleşik Devletleri’ndeki etkinliklerin büyümesini memnuniyetle karşılıyorum. Yetkililerle yaptığım konuşmalara göre, yakın zamanda Amerika Birleşik Devletleri’nde 4. bir yarış düzenlerlerse şaşırırım. Bunu asla göz ardı etmiyorum. Asla bilemezsiniz.”  
“Ve bence talep varsa, doğru zamanda doğru yerdeyse, neden olmasın? Ben buna varım.” 
Formula 1’in kurtlar sofrasında, Amerikan yarışlarının organizatörlerinin hepsinin ‘rakiplerinin’ başarılı olduğunu görmek istediklerini bilmek oldukça ferahlatıcı. Bu bir bakıma JFK’nin “yükselen dalga bütün tekneleri kaldırır” aforizmasının ruhunun ve geleneğinin bir yansıması diyebiliriz.
Bu etkinlikleri çevreleyen pozitifliğin – Andretti Formula, Cadillac ve Ford’un planlanan gelişinden önce bile – Formula 1 markasının bilinirliğini artırdığı ve öncekilerden “farklı hissettirdiğine” dair çok az şüphe var.

Copy link

Facebook’ta Paylaş

Tweetle

WhatsApp’ta paylaş

Linkedin’de Paylaş

Pinterest’te Paylaş

Viber’de paylaş

 
tr.motorsport 

En güncel Motorsporları haberleri için sosyal medyada TRmotosports’u takip edin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir