Hamilton: “W14’ün kokpiti, ön tekerleklere çok yakın”

Hamilton, W14 kokpitindeki oturma pozisyonu nedeniyle araç içerisinde çok rahat hissetmediğini kabul etti.
Cidde yarışının ardından katıldığı röportajda Hamilton, araca çok bağlanmış hissedemediğini ve güven eksikliği yaşadığını söylemişti. Hamilton, Avustralya’daki son açıklamalarıyla, Cidde’de söylediklerini detaylandırmış oldu.
Hamilton, “Geçmişe bakarsanız, ben her zaman arkadan kayan araçları sevdim. İnsanlar biliyor mu bilmiyorum ancak biz diğer pilotlara kıyasla ön tekerleklere daha yakın oturuyoruz.”
“Bizim kokpitimiz ön tarafa çok yakın. Aracı sürerken, ön tekerleklerde oturuyormuş gibi hissediyorsunuz. Bu, bir aracı sürerken hissedebileceğiniz en kötü şeylerden birisi.”
“Kendi arabanızı kullanırken, ön tekerleklerin hemen bacağınızın altında olduğunu hissediyor olsaydınız, kavşaklara gelirken bundan pek mutlu olmazdınız!”
“Yani bu, aracın tutumunu ve hareketini nasıl algıladığınızı gerçekten değiştiriyor.”
“Daha geride olduğunuz ve daha merkezde oturduğunuz duruma kıyasla tahminde bulunmayı zorlaştırıyor. Ve bu gerçekten zorlandığım bir şey.” dedi.

Hamilton ayrıca W14’ün virajlardaki aerodinamik davranışlarıyla alakalı da bir konuyu açığa çıkardı.
Hamilton, “Bunun dışında, dönmeye başladığınızda daha arkada oturduğunuzda frenleri bırakıp arkayı hareket ettirdiğinize göre aşırı önde olan bir aero karakteristiği var.”
“Çok ön tarafa meyilli aracımız var.  Önce burun dönüyor ancak bu işlem arkaya çok geç uzanıyor. Yani istediğimizin tersini yapıyor ve biz de bunu düzeltmeye çalışıyoruz.” dedi.
Aracın bu tasarımını plan sürecinde destekleyip desteklemediği sorulduğunda Hamilton, “Ben takımı dinliyorum ve bana takip edeceğimiz yolun bu şekilde olacağını söylediler.”
“Şu an sahip olduğum hisleri yaşayacağımı bilseydim, bu şekilde olmazdı. Bu, gelecekte %100 değiştirilmesi gereken bir şey.” şeklinde cevap verdi.
Hamilton ayrıca, W14 ile geçen seneki Mercedes aracı W13 ve Red Bull’un bu seneki aracı RB19 arasında ilginç kıyaslamalar yaptı.
Hamilton, “(W13) Büyük ölçüde ön tarafı baskın bir otomobildi, çok az arka taraf vardı. Döndüğünüz andan itibaren çok sivri. Ve çok tahmin edilemez, büyük ölçüde tahmin edilemez.”
“Bu yılki araçta zıplama yok. Ara sıra ondan küçük kalıntılar çıkıyor. Hâlâ genel olarak çok güçlü bir ön tarafa sahibiz ve sahip olmayı umduğumuz kadar iyi bir arka tarafa sahip değiliz.”
“Red Bull’a bakarsanız, daha erken gaza basabiliyorlar ve virajlarda hız taşıyabiliyorlar. Bu, çok daha güçlü bir arka tarafa sahip olmaları sayesinde oluyor.”
“Bu yılki araba biraz daha öngörülebilir ve kullanması daha hoş. Fakat özellikle zıplama olmadığı içi bu şekilde.” dedi.

Hamilton son olarak  Cidde’de vurguladığı, kendi aracıyla George Russell’ınki arasındaki ayar farkını da detaylandırdı. Buna karşı Hamilton, takım arkadaşına kaybetmesi için ayarları suçlamaktan kaçındı.
Hamilton, “George’un hafta sonu ne kadar inanılmaz bir iş çıkardığını gerçekten tekrarlamak istiyorum. Üzerinde yorum yaptığım şey, süspansiyon konusunda değiştirebileceğimiz belirli bir şey olduğuydu ve bunu Cuma gecesi yapmanız gerekiyordu.”
“Ve bu değişikliği yapmanızın ardından, 3. antrenman seansı itibariyle hafta sonunun geri kalanında değişiklik yapamazsınız.”
“Ve bu değişikliği yaptığınızda, temelde zar atıyorsunuz. Bazen çalışıyor, bazen çalışmıyor. Geçmişte yaptım, bazen işe yaramadı ve bazen işe yaradı.”
“Bu değişiklik George için inanılmaz çalıştı ve o, inanılmaz bir iş çıkardı. Ve yarışta eksik olduğum şey, bu ayarların sağladığı güçlü ön taraftı. Ve geriye dönüp bakıldığında, bu inanılmaz olurdu. Ancak bundan çok fazla ders çıkardık.” 
“Bence yarış temposu özellikle 2. stintte oldukça iyiydi ve ileriye doğru ilerleyip 4. ve 5. olmamız takım için inanılmaz puanlardı. Performans eksiği açısından nerede olduğumuzu gerçekten düşünürsek, bu inanılmaz bir sonuçtu.” dedi.