Hamilton: “Yıl boyunca pozitif kaldığım için şaşkınım”

Turbo hibrit dönemini domine eden ve arka arkaya sekiz kez takımlar, yedi kez de pilotlar şampiyonluğuna ulaşan Mercedes yeni kuralların ilk sezonunda ise epey zorlandı ve ne Red Bull’un, ne Ferrari’nin hızına yetişemedi. 
Özellikle ilk yarışlarda dalgalanma sorunundan ötürü araçtaki diğer sorunları çözemeyen takım, yıl ilerledikçe gelişti ve galibiyet mücadelesi verebilecek konuma geldi.
Channel 4’a konuşan Hamilton, bütün bu zorlukların yarattığı hayal kırıklığı atlatmanın kolay olmadığını itiraf ediyor.
“Yıl başlarken daha çok araçtan istediğimizi alamamaktan kaynaklanan bir hayal kırıklığı yaşadık. Araçtan ne istediğimizi biliyorduk, aracın oturması gereken ideal çerçeveyi biliyorduk, ancak araç bize karşılık vermiyordu.”
“Şunu söylemeliyim ki geçen seneki araç bütün yarış kariyeriniz boyunca deneyimleyeceğiniz bütün bu normal özelliklere meydan okudu.”
“Geçmişte sürdüğüm bütün araçlardan farklıydı; gitmesini istediğimiz yere gitmiyor, vermesini istediğimiz tepkileri vermiyordu.”
“Sanırım takım olarak yıl boyunca sorunları çözmek için çok şey denedik. Her hafta sonuna pozitif şekilde yaklaştık, simülatör başında ve ofiste sürekli çalıştık.”
“Ancak piste çıktığımızda karmaşa tam gaz devam etti, bunun herkes için zor olduğunu söyleyebilirim.” dedi.

Yıl boyunca yaşadığı en büyük zorluklardan birinin takımı ve kendisini karamsar davranmamaya ikna etmek olduğunu söyleyen Hamilton, bu zorlukla başa çıkabildiği için şaşkın.
Hamilton, “Pozitif kalmaya devam etmek ve ‘Endişelenmeyin, tekrardan iyi olacağız’ demek zorunda kalmak inanıyorum ki herkes için zordu.”
“Takımdaki herkes için zihinsel ve duygusal olarak çok zor bir dönemdi, ancak takımdaki herkes bunun üstesinden geldi, bundan ötürü gururluyum.”
“Sorunların nasıl üstesinden geldiğime ben bile şaşırdım.”
“Bu kadar uzun süredir takımla birlikte olduğumu ve büyük başarılar elde ettiğim için çok ayrıcalıklı olduğumu hatırlamaya çalıştım.”
“En önemli şey kazanıyor ya da kaybediyor olmamız veya nasıl kazandığımız değil; takım olarak kendimizi nasıl taşıdığımız, kendimizi her hafta, her gün nasıl temsil ettiğimiz.” dedi.