Horner: “İlk zaferimizi hatırlıyorum, amacımıza ulaşmış gibi hissetmiştim!”

Horner: “İlk zaferimizi hatırlıyorum, amacımıza ulaşmış gibi hissetmiştim!”

 

 

. . .

2005 sezonunda Jaguar’ı satın alarak Formula 1’e giriş yapan Red Bull, dört senelik bir yapılanma sürecinin ardından 2009 sezonunda nihayet rekabetçi bir araç üretebildi.
O yıl henüz 3. yarış olan Çin GP’sinde Sebastian Vettel ile zafere ulaşan takım elbette bununla yetinmedi ve ilerlemeye devam etti.
Sonuç, altı pilotlar, beş takımlar şampiyonluğu ve 100 zafer barajını aşan 5. takım unvanı oldu.
Red Bull’un önünde sadece dört takım yer almakta: 242 zaferle Ferrari, 183 zaferle Mercedes, 125 zaferle Mercedes ve 114 zaferle Williams.
Bu noktaya gelene kadarki süreci değerlendiren Horner, “Formula 1’e girerken amacımız rekabetçi olmak ve yarışmaktı.”
“Red Bull’un bağımsız bir takım olarak seriye katılması Dietrich’in [Mateschitz] vizyonuydu, sadece katılmakla kalmayıp rekabetçi olmamızı da istiyordu.”
“İlk yarışımızı 2009’da, spora girdikten dört sezon sonra kazandık. O gün kupayı aldığımı ve o akşam eve gitmek üzere uçağa bindiğimde ‘En azından bir tane kazandık’ diye düşündüğümü hatırlıyorum. Başka hiçbir şey olmasa bile bir yarış kazanmıştık!”

“Ama o kadar iyi hissettirdi ki, içimizden ‘Bunu gerçekten tekrar hissetmek istiyoruz.’ dedik. Kim düşünürdü ki 99 zafer daha kazanıp yüzüncü zafere ulaşacağız.”
“Bu, hem pistteki, hem de perde arkasındaki bütün çalışanların, destekte bulunan herkesin adanmışlığının ve sıkı çalışmasının bir kanıtıdır.
“Bu inanılmaz başarıya katkıda bulunan pek çok isimsiz kahraman var. Dolayısıyla, ekip olarak bu başarıyla gurur duyuyoruz.” dedi.
Geçen sezon vefat eden eski sahibi Mateschitz’in Formula 1’e girme arzusunu ilk ortaya koyduğu zamanki tutumunu da öven Horner, “[Dietrich] bir şeyleri farklı yapmak istiyordu. Farklı olmak istiyordu. Karavana girmek için 25 geçiş kartı gereken bir şirket takımı olmak istemedi.”
“Bu yüzden Enerji İstasyonu ve Red Bulletin gibi projelere imza attı, işin eğlence boyutunu unutmadı. Ancak her şeyin ötesinde rekabetçiydi, kazanmak istiyordu.” 
“O bir yarışçıydı, bu spora tutkuyla bağlıydı. Günün sonunda tabii ki Formula 1 kendisi ve Red Bull için inanılmaz bir pazarlama yöntemiydi.” dedi.

‘un Red Bull’u böylesine başarılı bir takıma dönüştüren en önemli özelliğin ne olduğunu düşündüğü sorusuna Horner, “İnsanlar, takım ruhu, kültür.”
“Sahip olduğumuz tutum bu. Her yarışa aynı arzuyla, tutkuyla, bağlılıkla çıkıyoruz. Bütün bu unsurlara ihtiyacınız var.” 
“Red Bull gibi bir takım için çalıştığınızda hedefimizin ne olduğu çok açık. Kazanmak istiyoruz ve rekabetçi olmak istiyoruz. Herkes elinden gelenin en iyisini yapıyor ve bu hedefi benimsiyor.
“Aynı enerjiyi fabrikada hissediyorsunuz. Diğer takımlara göre daha farklı bir kültürümüz var. Biz sadece bir yarış takımıyız.” dedi.

 
tr.motorsport 

En güncel Motorsporları haberleri için sosyal medyada TRmotosports’u takip edin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir