Korona Virüs Salgın Sürecinin Madeni Yağ Sektörüne Etkisi

Korona Virüs Salgın Sürecinin Madeni Yağ Sektörüne Etkisi

 

Petronas Türkiye Genel Müdürü Burak Işıldak, canlı yayın bağlantısına katılarak madeni yağ sektöründeki güncel gelişmelere ve pandemi sürecine dair değerlendirmelerde bulundu. Madeni yağ sektörüne dair detaylar veren Işıldak, “ Madeni yağ sektörünün önce terimine bakalım. Çok düzgün bir tercüme mi bu? Aslında yağlama ürünleri, yağlama yağlayıcıları da geçiyor. Türkçeye çevirirsen madeni yağ, yağlama ürünleri, fonksiyonel sıvılar olarak çevirirsin. Sadece madeni sağlar ile de sınırlı değil bizim işimiz. Fonksiyonel sıvılar dediğimiz bir bölüm de var. Çok ama çok keyifli bir sektördür. Bir kere coğrafya sınırlaması yok. Nasıl? Yani Kuzey Kutbu’nda ya da Antartika’da bir araştırmacı ekip bir araçla orayı keşfe gidiyorsa ya da orada bir jeneratör kullanıyorsa elektrik sağlamak için orada bir madeni yağ kullanan var. Bir çölün ortasında bir petrol şirketi bir petrol çıkartıyorsa ve bir ekipman varsa orada da bir madeni yağ var. Uzaya bir koloni kurduğunuzda orada da bir madeni yağ olacak. Size bir coğrafya sınırlandırması yok, bu çok zevkli bir şey.” dedi.

“Genel Olarak Baktığınızda Biz Madeni Yağ Sektörünü İki Kısma Alıyoruz”

Madeni yağ sektörünü iki kısma ayırdıklarını belirten Işıldak, “Çok değişik kanalları ve segmentleri var. Genel olarak baktığınızda biz madeni yağ sektörünü iki kısma alıyoruz. Bir; Endüstriyel ürünler. İki; Otomotiv yağları olarak ayırıyoruz. Otomotiv yağları; bildiğimiz binek araçlar. Muhtemelen katılımcıların birçoğunun özle ilgi alanına da girer. Bindiğimiz binek araçlar. Ağır, Hafif ticari vasıtalar vardır. Bunlarında on road, off road kısmı vardır. Tır filosu, inşaat makineleri de var. Bir diğer önemli sektör tarım da var. Bu kadar geniş yelpazede bir müşteri ağı ile çalıştığınız zaman bu yatayı işin bir de dikeyi vardır. Otomotiv sektörü örneğin; Çanakkale’de Rıza Bey vardır. Onun bir göz dükkanı var. Rıza yağ değiştirir. Yetkili ve özel servis var. Bunlara hizmet sağlayan yedek parçacı, plaza sahibi insan ve otomotiv sektörü ana firması var. CEO’sundan satın alma müdüründen bakım yapma elemanına kadar sadece yatay değil dikeyde de inanılmaz bir çeşitlendirme ilişkisi içinde olursunuz.” Açıklamasında bulundu.

 

Işıldak sözlerini; “Eğer gözlemleyebilirseniz, yatay ilişkinin Rıza ustanın da Tofaş’ın CEO’su Cengiz Bey’in de aslında temeldeki gayesi birdir. İşletmelerini kara geçirmek. Yani bir hizmet ya da bir ürün üretip bunu bir bedel karşılığında müşteriye satmak, buradan gelecek gelirle de giderlerini karşılamak ve bu ağ içerisinde müşteri ve çalışanlarını ve tabii ki hisse sahiplerini mutlu etmek. Tabii ki ölçek çok farklı; alt kırılımları, segmentasyonları, davranış şekilleri çok farklı ama çok basite indirgersek bu arasında devasa fark olan bu iki şirketin temelinde de benzer özellikleri olduğunu görmek çok büyük keyif. Onun dışında yataya tekrar gidersek otomotiv sektörünü, üreticinin ihtiyaçlarını, otomotiv bayilerinin ihtiyaçlarını bilirsiniz, ona hizmet veren yetkili servislerin, özel servislerin alt kademelerine kadar bilirsiniz. Ayrıca ağır vasıtayı bilirsiniz. Ağır vasıtanın hem on road kısmını yani otobüs, kamyon, tır kısmını ve buradaki insanları bilirsiniz ve Off road kısmını; yani iş makineleri kısmında da geniş bir bilgiye sahip olursunuz. Bu sektörde belli bir zaman çalışan insan bu yıl Trakya da buğday dönüm başına kaç ton verdi? Kilosuna kaç para verilir? Ne zaman ekilir? Ne zaman biçilir? Buğdaydan sonra ne ekilir bunu çok iyi bilir. İnsanı çok değişik bir şekilde besler. Bu nedenle be çok seviyorum bu sektörü.” şeklinde sürdürdü.

 “İyi Giden Bir Sene Çok Daha Başka Bir Yere Evrildi”

Pandemi sürecine dair değerlendirmelerine son birkaç seneyi değerlendirerek başlayan Işıldak,“ Önce 2019’u net analiz etmek lazım. Onun için de 2018’e bakmamız gerekir. 2018’in yarısının sonlarında çıkan finansman sıkıntısı diye adlandırıyorum.  Finansman sıkıntının etkileri çok oldu, bizim sektör içinde çok oldu. Sektör sadece finansman değil, gerek stok gerekse ödeme olarak finanse eden bir sektör. Biz bayilerimiz, distribütörlerimizi finanse ediyoruz, onlar gerekli yerleri finanse ediyorlar. Yüksek stok taşınıyor, ödeme vadeleri oluyor. Finansman enstrümanları kısıldığı zaman finansman sağlayan bankalar diyelim ya da maliyeti çok arttığı zaman çok hızlı bir şekilde dar boğaza giriyor bizim sektör. 2018’in Ağustosundan sonra bir dar boğaz geldi. İyi giden bir sene çok daha başka bir yere evrildi. 2019’da da bunların izleri devam etti. Faizler aşağı doğru indikçe dövizdeki oynaklık nispeten bir yere oturdukça bizim sektörde bir yere oturdu. Döviz girdisi bizim sektörde kaçınılmaz bir değer.” dedi

 

“Bizim En İyi Ocak- Şubat Dönemimizdi”

 

Işıldak, dışa bağımlı olunan alanlarda maliyetlerinin yüksek oluşunu ve bunun etkilerinin nasıl yansıdığından şu şekilde bahsettti; “Ürünün ana kalemini oluşturan 4 başlık var. Baz yağı, Katıklar, Ambalaj, işçilik. İşçilik Türk lirası, ambalaj dahil maalesef ambalajın hammaddesi dövize bağımlı bir sektörüz. Baz yağı; Türkiye’de tek baz yağı üretici, tek rafinerimiz var. Tek çeşit grup baz yağı üretebiliyor. Grup 1 sınıfı baz yağı ile belli yağları yapamıyorsunuz. Bunun için grup 2, grup 3 ve grup 4 dediğimiz yağları kullanmanız lazım, hepsi ithal ve dövize bağlı. Grup 1’de Türkiye’de üretilse bile dolaylı olarak dövize bağlı, petrolden rafine sonuçta. Petrolde tüm dünyada olduğu gibi döviz ile alınıp satılıyor. Kayıklar da çok büyük bir maliyet kalemi. Türkiye’de katık üreticisi olmadığı için, hepimiz katığı ithal ediyoruz. Dövize bağlı ve maliyetinizi yükselten ya da döviz borcunuz varsa yüksek kalemli kur yediğiniz bir sektör bizim ki, ister istemez. 2019 bu şekilde başladı. Biz biraz daha hem kendi stoklarımızı hem distribütörlerimizin stoklarını hem kullanıcımızın stoklarını verimli bir hale getirmeye ve finansmanı herkes için arttırmamaya gayret ettiğimiz bir yıl oldu. 2019 bizim için amaçlarımıza ulaştığımızı bir yıl oldu, bir basamak olarak belirledik.” dedi.

“2020’de Çok Daha Büyük Bir Sıçrama Yapmayı Planlıyorduk”

Pandemi öncesine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Işıldak; “2020’de çok daha büyük bir sıçrama yapmayı planlıyorduk. Planlarımız da harika gitti. Ocak- Şubat başladı, biz 1993’den beri faaliyet gösteriyoruz ben uzun zamandır buradayım, şahsen söylüyorum bizim en iyi Ocak- Şubat dönemimizdi. 2019 senedinde yüksekti. Biz daha yüksek bir plan koymuştuk. Ocak- Şubatta 2019’dan yüksek koyduğumuz yüzde 25’in de biz üzerine çıktık.  Tam her şey planladığımız şekilde bitiyordu, herkes memnundu.” şeklinde devam etti.

 

 

 

“Mayıs’ını Yeni Kapattık, Ambra Markalı Ürünler Yüzde 16 Artış Gösterdi”

Pandemi dönemine ilişkin ise; “ Çok kötü bir Mart geçmedi, planlanan bütçenin içinde tamamladık. Nisan bir felaketti. Her şey kapandı. Hiç alışık olmadığımız bir düzen. Ekonomik bir sıkıntı olsan, ortaya bir proje koyardık ama bu hiç alışık olmadığımız bir şey. Önümüzü göremiyoruz, bir kötümserlikte hakim oldu. Bütün dükkanlar kapandı. Ben o günden itibaren sokağa çıkma yasağı yoksa bir plan yaptım kendime, Anadolu yakasındayız; Pendik sanayi sitesinden başlayıp, Kartal sanayi sitesi, Bostancı sanayi sitesi ve Ümraniye sanayi sitesini gezdiğimde yine de o kadar kötü değildi. En kötü zamanda bile tamamı kapalı değildi,  yüzde 25-30 civarındaydı. Geçtiğimiz hafta yüzde 80’lerdeydi. Sıkıntı o haftaydı. Haftanın 6 günü açık olan dükkanlar 3 gün açık oluyor. Tabii günlük performanslarında sıkıntı olmuyordu ama bunu haftalığa vurduğunuz zaman 6 günde yaptığın işi 3 günde yapmana imkan yok. Yüzde 30-40 mertebesine geliyordu o günden beri dolaştım.” açıklamasında bulundu. Bizim çok geniş bir sektörümüz var. Binek araç sektörü bir kısmı. Bundan daha kötü etkilenenler oldu. Üretim sektörü. İlk dolum yağ verdiğimiz, Türkiye’nin Tofaş gibi en büyük otomotiv üreticilerinden. Onlar haklı olarak durdurdular üretimi. Orası sıfır oldu. Keza globalde de çalıştığımız Mercedes var onlar durdu. Sanayi yağlarında daralma oldu.  Tarım sektörü kendine has özellikler gösterir. Çiftçi o tarlaya çıkar. Sezona yayılan bir emek var. Ektiğini çapalayacak, gübreleyecek ya da ekim zamanı geldiği zaman çıkar. Sezon olarak da hareketli bir dönemdi. Çiftçi tarlasına çıkmaktan vazgeçerse hepimiz için kötü bir şey olur. Bizim de tarım grubuna yağlarımız var. 26 senedir referans olmuş yağlarımız var. Çiftçi de kendi ekipmanı, traktörü ile çok yakın bir temas halinde. En iyi verimi almayı ister. Bizim yağlarımızdan Ambra, referans özelliği olan önemli bir yağdır. Bir nebze yardımcı oluyorsak, mutlu oluyoruz. Şu an Mayıs’ını yeni kapattık, Ambra markalı ürünler yüzde 16 artış göstermiş. Tarım ürünleri bu dönemde artış göstermiş. Herkes için aynı mıdır, onu bilemeyeceğim ama bizim için önemli bir destek noktası oldu.” değerlendirmelerini yaptı.

 

 

En güncel Motorsporları haberleri için sosyal medyada TRmotosports’u takip edin.

facebook.com/TRmotosports
twitter.com/TRmotosports
instagram.com/trmotosports/
linkedin.com/company/trmotosports-com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir