Red Bull, 2026 için Ford ile görüşme halinde!

Red Bull ile motor tedarikçileri arasındaki ilişki her zaman pek iyi gitmedi. Dört sürücüler ve dört takımlar şampiyonluğu kazandıktan sonra Renault ile olan ilişkileri, güç ünitesindeki sorunlar nedeniyle bozuldu.
Her iki tarafın da kamuoyuna yaptığı açıklamaların ardından, taraflar arasındaki bağlar koptu ve Red Bull bunun üzerine Honda motoruna geçti.
Böylelikle yankı uyandıracak yeni bir başarı hikayesi ortaya çıktı. Ama işler tam iyi giderken, bu kez de Honda spordan çekildi.
Red Bull, bir müşteri motoruyla kazanamayacağını bildiği için kendi motor fabrikasını kurmaya ve kendi güç ünitesini üretmeye karar verdi.

Red Bull Powertrains projesi, Milton Keynes’teki takım merkezine yapılan yatırımla başladı ve ardından Brixworth’teki Mercedes merkezinde çalışan mühendislerin bir kısmını transfer ettiler.
Red Bull’un geleceğiyle ilgili her şey artık netleşmiş gibi görünürken, 2026’da piyasaya sürülecek yeni nesil güç ünitesinin tasarımın ortak hareket etmek için Porsche ile görüşmeler yapıldı.
Görüşme sonucunda Stuttgart merkezli şirketin güç ünitesinin hibrit bileşenlerini tasarlaması, Red Bull’un ise diğer kısımlar üzerinde çalışması kararlaştırıldı.
Tam her şey yoluna girmiş gibi görünürken, Porsche’nin Red Bull Technology’den hisse almak istemesi  ve bunun sonucunda F1 projesinde söz sahibi olmaları, -artık bir şirket olarak hızlı hareket edemeyecekleri için- Christian Horner ve Helmut Marko’yu endişelendirdi. Sonuç olarak görüşmeler negatif sonuçlandı.

Horner bu kararı yorumlarken net bir noktaya vurgu yaptı: “Güç ünitesi departmanımız Red Bull için yeni ve heyecan verici bir bölüm olacak. Hiçbir zaman 3. taraflara veya üreticilere bağımlı olmadı.” 
Yani aslında Red Bull, bu projeyi tek başına da üstlenebilir ve yürütebilir. Bu konuda bazı şüpheler hep oldu ancak Horner bunları net bir dille yalanladı.
Ancak Porsche ile yapılan görüşmelerin negatif sonuçlanmasının ardından yeni bir üreticinin Red Bull ile görüştüğü söylentileri ortaya çıktı. Bu üretici belki de kimsenin beklemediği bir marka: Ford!
Red Bull ve Ford arasında halihazırda WRC’de devam eden bir ortaklık var. Burada Red Bull, M-Sport Ford araçlarının ana sponsorluğunu yapıyor.

Ford’u Porsche’den ayıran iki önemli nokta var: Bunlardan ilki Ford’un takımdan hisse almaya yanaşmaması.
İkinci nokta ise ortaklığın teknik boyutu gibi görünüyor. Ford artık markanın spor tarafının sorumluluğunu üstlenen Cosworth’e sahip değil. Ayrıca hibrit dünyasında bugün F1’de ihtiyaç duyulan standartlara uygun deneyimleri de yok.
ABD’li üreticinin teknik konuları üstlenmesi zor gibi görünüyor çünkü böyle bir şeyi yapmaları için çok fazla yatırım gerekecek ve 2026 projesi çok da uzakta değil. Red Bull ile yapılan anlaşma farklı temellere dayanabilir: Bütçe ve geçmişi olan bir marka.
Red Bull, motorun Ford adı altında kullanılmasından rahatsız olmayabilir çünkü halihazırda zaten kendi takımları var ve araca Red Bull markalı bir motorun eklenmesi, çok büyük bir değer yaratmayacak.
Oysa Ford ile olan ortaklık finansal açıdan oldukça cazip olacak ve projenin maliyeti büyük oranda düşecek. Buna ek olarak, F1’in Amerika’da yükselişe geçtiği bir dönemde böyle bir markanın desteğini almak, Red Bull’a pazarlama ve ekstra gösterim fırsatı verecek. Ford’un NASCAR gibi diğer spor alanlarındaki varlığı göz önüne alındığında, ortaklığın potansiyeli çok yüksek olacak.
Sadece bütçe ve güç ünitesi isminin değişimine dayalı bir ortaklık olsa da, Red Bull-Ford anlaşması her iki tarafa da fayda sağlayacak.
Bu aynı zamanda  Liberty Media için de harika bir haber olacak.
Üç sezon içinde pistlere geri dönmeyi düşünen Honda da bu denklemde kendisine yer bulabilir.
Japon üretici aslında bir takımı devralarak geri dönmek de dahil olmak üzere birçok ihtimali değerlendiriyor. Eğer Formula 1’e dönüp, projeyi şekillendirmeye başlarlarsa, Red Bull yöneticileriyle bir toplantı yapılabileceği göz ardı edilemez. Ama tartışılan konu muhtemelen AlphaTauri’nin satın alınması olacak.