Red Bull iç savaşı, Verstappen’in Mercedes’e geçişini gerçekten tetikleyebilir mi?


Red Bull iç savaşı, Verstappen’in Mercedes’e geçişini gerçekten tetikleyebilir mi?

 

 

. . .

Ancak kesin olan bir şey var: bu destan henüz sona ermedi ve nihai oyunun sonu bir süre daha netleşmeyebilir.
Tartışma geçen ay ilk kez patlak verdiğinden beri, bunun Horner ve bir kadın çalışanı içeren bir iç mesele olmanın çok ötesine geçtiğine dair spekülasyonlar vardı.
Başından beri, bunun Red Bull organizasyonundaki bazı kilit yönetim sütunlarını içeren daha geniş bir güç oyunu olduğu konuşuluyordu.
Ne de olsa her şey ancak Avusturyalı Red Bull enerji içecekleri şirketinin alışılmadık bir şekilde resmi bir açıklama yapmasının ardından kamuoyuna yansıdı.
Basın açıklamaları söz konusu olduğunda gereğinden fazla tek kelime etmeme politikasına sahip olduğu bilinen bir marka için, olayın bu kadar açık bir şekilde ortaya dökülmesi, görünenden daha fazlası olduğu konusunda düşünmeye sevk etti.
Olaylar geliştikçe, bunun çok daha geniş bir şeye dönüştüğü ve Red Bull şirketinin Avusturyalı tarafı ile Taylandlı çoğunluk sahibi Chalerm Yoovidhya arasında bir kontrol ve nüfuz savaşı olduğu söylentileri yayıldı.
Bütün bunların ortasında Red Bull motor sporları danışmanı Helmut Marko ile Max ve Jos’tan oluşan Verstappen kampı vardı ve her birinin ne olması gerektiği konusunda kendi fikirleri vardı.

Ayrıca, Red Bull’un Ford ve Oracle gibi büyük kurumsal ortaklarının etkisini de işin içine katmak zorundayız, ancak şimdi çitin hangi tarafında oturduklarını anlamak zor.
Bir yandan, bazıları Red Bull’daki karmaşa ile bağları nedeniyle şirketlerin potansiyel olarak lekelenmesi konusunda yönetim kurulunda endişe olduğunu iddia ediyor. Diğerleri ise en büyük kaygılarının aslında Horner’ı kaybetme ihtimali olduğunu öne sürdüler ki Horner’ın etkisi ve daha geniş bir dünyaya hitap etmesi onları ilk etapta bu işe dahil olmaya iten kilit faktörlerdi.
Bir darbe girişimi
Çarşamba günü Red Bull tarafından Horner’ın bağımsız bir soruşturma sonucunda aklandığının açıklanmasından birkaç saat sonra, dikkatler takımın RB20’sinin pistteki gücüne döneceği için işler yoluna girecek gibi görünüyordu.
Ancak bu düşünce Perşembe akşamı 2. antrenmanın yarısında FIA başkanı Mohammed Ben Sulayem, Formula 1 CEO’su Stefano Domenicali, takım patronları ve medya dahil olmak üzere üst düzey Formula 1 personeline gönderilen iki isimsiz e-posta ile suya düştü.
E-postalarda, soruşturmanın merkezinde yer aldığı iddia edilen bir dizi WhatsApp mesajı ve görüntüsü yer alıyordu.
Dosyanın doğruluğu teyit edilmemiş olsa da – ve 2. bir belgenin de yolda olduğuna dair söylentiler olsa da – asıl önemi, Horner’ı alaşağı etmek için kasıtlı olarak hamle yapan kişilerin olduğunu göstermesiydi.
Asıl soru ise onlar kim ve amaçları ne?
Bu işe karışanların Red Bull organizasyonu ve ekibiyle – profesyonel ya da kişisel olarak – yakın bağları olmalı ki, analiz edilmek üzere müfettişlere verildiği anlaşılan kanıtlara erişimleri olsun.
Max’in Red Bull organizasyonuna katılmasından bu yana yaşanan çeşitli olaylar nedeniyle Horner ile her zaman aynı görüşte olmadığı bilinen Jos Verstappen hakkında padokta pek çok dedikodu yapıldı.
Cumartesi gecesi Daily Mail’e yaptığı dramatik yorumlar, onun Horner’ın gitmesini isteyen kampa dahil olduğuna dair hiçbir şüphe bırakmıyor.
Hollandalı, “O görevde kaldığı sürece burada bir gerilim var. Takım parçalanma tehlikesiyle karşı karşıya. Bu şekilde devam edemez. Patlayacak. Sorunlara neden olan kendisi olduğu halde mağduru oynuyor.” demişti.

Ancak bir şeyin olmasını istemek ile bunun gerçekleşmesi için fail olmak arasında dünya kadar fark var.
Verstappen de bir karalama kampanyasının ya da e-postaların arkasında kendisinin olduğu fikrini reddetmek için büyük çaba sarf etti.
“Bu hiç mantıklı değil. Max burada bu kadar iyi giderken ben neden böyle bir şey yapayım ki?”
Fırsat çağrıları
Bütün bu olup bitenlerde bir yolcu mu yoksa sürücü mü olduğu şimdi doğrulanamıyor. Ancak yaşananlar Baba Verstappen’i Red Bull’un tepesindeki potansiyel değişimden faydalanabilecek bir konuma getiriyor.
Ve bir krizin ortasında olan Dünya Şampiyonu takım içinde, Piranalar Kulübü’nde, başkalarının da kazanması için fırsatlar ortaya çıktı.
Ortalıkta dolaşan en ilginç teorilerden biri, Red Bull’da olup bitenlerin, kıdemli personel sözleşmeleri ve Red Bull’un Formula 1’deki uzun vadeli geleceğiyle ilgili gerçek bir büyük resim oyunu içerdiği.
Horner’ın Red Bull’daki varlığının takımdaki birçok üst düzey çalışana güven duygusu vermede kritik bir unsur olduğu yaygın olarak kabul ediliyor.
Gerçekten de, aralarında teknoloji şefi Adrian Newey’in de bulunduğu bir dizi üst düzey personelin sözleşmelerinde Horner’ın gitmesi halinde ayrılmalarına olanak tanıyan maddeler olduğu anlaşılıyor.

Verstappen’in anlaşmasında da böyle bir maddenin bulunması sürpriz olmaz; bu madde onu 2028’e kadar takıma bağlıyor.
Dolayısıyla, eğer bir şekilde mevcut anlaşmadan çıkma – şartları tekrardan müzakere etme ya da farklı bir yere gitme – arzusu varsa, Horner’ın ayrılması bu konuda kapıyı açabilir.
Verstappen’in bakış açısına göre serbest olması, daha fazla para (ilk imzaladığı zamana göre çok daha büyük bir süperstar olduğu için), daha iyi pazarlama hakları veya daha fazla esneklik gibi daha uygun koşullarda yeni bir sözleşme üzerinde anlaşmasına olanak sağlayabilir.
Ya da kariyerinde yeni bir yol çizmek için farklı bir yere geçme olasılığı bile olabilir. Ne de olsa Jos Verstappen’in yorumları, oğlunun ve Horner’ın bir şeyler değişmeden devam etmesini neredeyse savunulamaz hale getiriyor.
Arka planda, çimlerin uzun vadede farklı bir yerde daha yeşil olabileceğini düşünmek için tartışmasız gerekçeler olabilir.
Ya Formula 1 2026’da yeni motor kurallarına geçerken, rekabet düzeninde bir değişikliğe işaret eden söylentiler doğruysa ve potansiyel olarak Red Bull’un güç ünitesi, diğer üreticilerin ulaşmaya hazırlandığı türden performans rakamları sunmazsa?
Bu da Verstappen’i, şimdi keyfini sürdüğü başarı serisinin 2026’dan itibaren aniden sona erebileceğini bilmekten kaçınmak için çaresiz bırakabilir – tabii Horner gitmediği ve gemiden atlayamadığı sürece.
 
Verstappen serbest kalırsa, onu almak isteyen rakip takımların sayısı hiç de az olmayacaktır – ve dedikodu değirmeni şimdiden tek bir yönü işaret ediyor: Mercedes.
Alman üretici, Verstappen ile genç kategorilerdeyken ilgilenmiş ancak o dönemde kendisine Formula 1’de bir koltuk teklif edemediği için Red Bull’a kaybetmişti.
Hollandalının Mercedes’in elinden kayıp gittiğini görmek Mercedes patronu Toto Wolff’un aklını uzun süredir kurcalıyor. O döneme dair pişmanlık, genç Antonio Kimi Antonelli’nin gitmesine izin vermeme arzusunu etkiliyor.

Wolff’un geçtiğimiz günlerde Red Bull’un zamanında Verstappen’i alması hakkında söylediği gibi: “Genç sürücüyü kaybettik ve ne kadar başarılı olduğunu görebiliyorsunuz.”
Mercedes’in 2025 için müsait bir kokpiti olduğu ve Antonelli için belki de çok erken olduğu düşünüldüğünde, Mercedes’in Verstappen şansını değerlendireceği açık.
Lewis Hamilton’ın yerine geçecek bir süperstar olacaktır; hızı ve küresel popülaritesiyle Mercedes markasına muazzam bir destek sağlayacaktır.
Dahası, Mercedes Red Bull’un en büyük varlıklarından birini kapabilirse, kendisini daha güçlü ve rakibini daha zayıf hale getirmeye yardımcı olacaktır: çifte darbe.
Red Bull’un Bahreyn Grand Prix’sindeki baskın performansını ortaya koymasından kısa bir süre sonra padokta Jos Verstappen’in Wolff ile derin bir sohbette görülmesi muhtemelen tesadüf değildi.
Bahreyn Yarış hafta sonu boyunca yaptıkları ilk sohbetin bu olmadığı anlaşılıyor. Wolff, Verstappen’i yanına çekmek için bir plan yapmadığı konusunda ısrar etse de, Cuma gecesi de bir akşam yemeği toplantısı söylentileri vardı.
Hızlı bir araç istiyor
Şimdilik Horner’ın durumu bilinmeyen bir değişken ve yerinde kalıp kalmayacağını tahmin etmek zor, özellikle de onu itibarsızlaştırma kampanyası önümüzdeki günlerde daha agresif bir hal alırsa.
Horner yerinde kalma konusunda ne kadar kararlı olursa olsun, kaderi neredeyse kesin olarak Red Bull’un yönetim kurulu odalarında ve bütün olup bitenleri izleyen kurumsal sponsorlarında belirlenecek.

Wolff da kenardan gözlemliyor ve kendisine beklenmedik bir hediye verecek koşulların ortaya çıkma olasılığına karşı kör olmayacaktır.
Ancak aynı şekilde kendi evini de düzene sokması gerektiğini biliyor çünkü Verstappen Mercedes için cazip olsa da, takımın Formula 1 aracı daha iyi performans göstermezse oraya taşınma arzusu o kadar da büyük olmayacaktır.
Wolff’a Cumartesi gecesi Bahreyn’de Verstappen’in 2025’te Mercedes’te yarışıp yarışamayacağı soruldu ve o da dikkatlice düşünülmüş bir yanıt verdi.
“Bence sürücü her zaman en hızlı aracı seçecektir. Temelde her şey bununla ilgili. Şu anda Red Bull en hızlı araç, dolayısıyla önceliğimiz de bu olacak.”
Bu cevaptan ne anlamak istiyorsanız onu anlayın. Fakat bu bir ‘hayır’ değildi.

 
tr.motorsport 

En güncel Motorsporları haberleri için sosyal medyada TRmotosports’u takip edin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir