Red Bull’un direksiyonunda iki kişi mi var?

Red Bull Racing’in resmi web sitesine bakıldığında CEO Christian Horner’ın şirketin başındaki isim olduğu açıkça görülüyor. Ancak biraz daha derine inildiğinde uzun süredir devam eden bir güç savaşı göze çarpıyor.
Horner’ın rolü, Red Bull Racing’in tepesinde olabilir. Ancak Red Bull grubu açısından enerji içeceğinin spor bölümünün başında artık CEO Oliver Mintzlaff var.
Red Bull’da bir de Helmut Marko gerçeği var. 80 yaşındaki Marko, yirmi sezon önce takımın kurulmasında kilit bir faktördü. Motor sporları danışmanı görevine getirildi. Hatta Marko, Horner’ı operasyonu yönetmesi için seçenlerden biriydi ve bu ilişki uzun süre sağlıklı göründü.
Ama şimdi, bu ilişki zedelenmiş olabilir.
Marko-Horner güç savaşı söylentileri ilk olarak 2023 sezonunun ortasında, Marko’nun Sergio Perez’le ilgili yabancı düşmanlığı yorumlarıyla ortaya çıktı. 
Bu olaydan sonra Horner, Marko’nun Red Bull Racing’in bir çalışanı olmadığı ve bu nedenle kendi yetkisi altında olmadığı konusunda ısrar etti. Red Bull GmbH söz konusu olduğunda, Marko’nun Mintzlaff ve Mark Mateschitz’in rahmetli babasıyla olduğu gibi aynı etkiye sahip olduğu ortaya çıktı.
Marko olaydan sıyrıldı. Ancak şu anda de, Horner’ın uygunsuz davranış iddialarıyla ilgili soruşturma altında ve iddialardan kurtulup kurtulamayacağını göreceğiz. Horner ise, çıkan bu iddiaları reddediyor.
Soruşturmanın su yüzüne çıkması da manidardı. Çünkü Hollanda medyasının, Verstappen kampına yakın bir kaynağa dayandırdığı haber, bu olayın arkasında Jos Verstappen ve Marko’nun olduğu spekülasyonlarını başlattı. Bu elbette kanıtlanmadı.

Bunu haberi, Marko’nun gönderilmesi halinde Max Verstappen’in ayrılabileceğine dair haberlerin çıktığı dönemle kıyaslayın.
Ancak iddiaların asılsız olduğu kanıtlansa ve Horner’ın adı temize çıksa bile, iki isim arasındaki ilişki onarılamayacak kadar gergin görünüyor.
Griddeki diğer dokuz takıma baktığımızda her birinin liderini gösterebiliriz. Andrea Stella McLaren’in takım patronu olabilir fakat Zak Brown onun üstündeki CEO görevinde. Alessandro Alunni Bravi Stake’in takım temsilcisi, Andreas Seidl ise onun üstündeki CEO. James Vowles Williams takım patronu, Matthew Savage ise Dorilton Capital’in başkanıdır.
Visa Cash App RB’de bile Peter Bayer CEO ve Laurent Mekies takım patronu görevinde.
Ancak Red Bull’da aynı alanda çalışan iki isim var. Marko’nun rolü ona istediği yerde çalışma özgürlüğü verirken, Horner takım patronu olmanın getirdiği görevlerle baş başa kalıyor ve çoğu zaman bu ikisi çakışıyor.
Marko söyleyecek bir şeyi olduğunda takımın yüzü olmaktan mutluluk duyarken, aynı zamanda genç takımı demir yumrukla kontrol ediyor. Horner ise takım patronu olmanın getirdiği zorunlu basın toplantıları, toplantılar ve halkla ilişkiler işlerini yapmak zorunda.
Bütün bu gerilim Red Bull’un kazandığı bir döneme denk geldi. Bu durum şu soruyu akla getiriyor: neden şimdi? Horner soruşturması ayrı bir olay olarak ele alınırsa, perde arkasındakiler için işler bu kadar iyi giderken neden gemiyi salladıkları sorusu hala var.
Olası cevaplardan biri ego. Eğer bir taraf diğerinin takımın başarısından kendine pay çıkardığını görürse bundan pek memnun olmayacaktır. Ancak böyle bir hamle yapmanın tehlikesi bütün takımı raydan çıkarma potansiyelidir.

2024 yılına girerken, Red Bull’un tekrar en hızlı takım olmayacağını düşünenleri bulmakta zorlanabiliriz.
Bir önceki yıl 23 yarışın 22’sini kazanmaları favori etiketini hak ettikleri anlamına geliyor. Ancak bu dönemin ne zaman sona ereceği ve buna kimin sebep olacağı konusunda Red Bull’un kendisi giderek daha olası görünüyor.
Kazanan bir organizasyonda kayıtsızlık öldürücüdür fakat ego da aynı derecede öldürücü olabilir. Mercedes, W13 tasarımıyla, hatta W14 ile daha iyisini bildiğini düşündü ve bu onları savunmasız bıraktı.
O halde Red Bull’un bu baskın dönemi, bu tarz sorunlar sebebiyle yanıp kül olabilir.

Copy link

Facebook’ta Paylaş

Tweetle

WhatsApp’ta paylaş

Linkedin’de Paylaş

Pinterest’te Paylaş

Viber’de paylaş