Russell: “Ön grupta yarışmaya başladığımda bir çaylak gibi hissettim”

2019 sezonunda Williams ile Formula 1’e giriş yapan Russell, gridin arka sıralarında geçirdiği üç sezonun ardından geçen sene itibariyle Mercedes’e geçiş yaptı.
Yeni takımıyla ilk senesinde şampiyonluğa, hatta galibiyete oynamakta zorlanan bir araçla karşı karşıya kalan Britanyalı pilot, buna rağmen özellikle istikrarıyla dikkatleri üstüne çekmeyi başardı ve sezonu takım arkadaşı Lewis Hamilton’ın önünde kapattı.
Bunun yanı sıra Russell, Brezilya’da kariyerinin ilk galibiyetini, Macaristan’da ise kariyerinin ilk pole pozisyonunu da elde etti. 
Autosport/’a konuşan Russell, “Bazı açılardan, geçen yıl kendimi biraz çaylak gibi hissettim, nitekim takımın çalışma seviyesi daha önce Formula 1’de hiç denk gelmediğim kadar yüksek.”  
“Takıma alışmak zamanımı aldı; bir yarış hafta sonunda takımın nasıl süreçlerden geçtiğini ve araç ayarları açısından nasıl daha iyisini yapabileceğimi öğrenene kadar çaylak bir yarışçı gibi hissettim.” 
“Lewis ile takım arkadaşı olmak harika, çünkü kendisi bütün zamanların en iyi pilotu ve ondan öğrendiğim çok şey var… dürüst olmak gerekirse muhtemelen daha çok pist dışında, mühendislerle nasıl iletişim kurduğu ve işine nasıl devam ettiği konusunda.”
“Aynı şekilde pistteki küçük ayrıntıları görmek de benim için gerçekten etkileyiciydi.”
“Ancak Formula 1 dünya şampiyonu olmak istiyorsanız, en iyileri ve herkesi yenmeniz gerekir, dolayısıyla Lewis’i kendime kıstas aldığım için oldukça iyi bir konumdayım.” dedi.

Kariyerinde ilk kez ciddi şekilde tekerlek tekerleğe mücadele veren Russell, bu durumdan biraz negatif da etkilendi.
Birkaç yarış içi temasa karışan Russell’ın yaşadığı önemli olaylara örnek olarak Britanya GP’sinin ilk turunda Pierre Gasly ve Guanyu Zhou ile yaptığı kazanın yanı sıra ABD GP’sinin ilk turunda Carlos Sainz’ı yarış dışı bırakması ve Singapur GP’sinde Mick Schumacher ile teması gösterilebilir.
Bu yaşananların sebebinin çok fazla zorlaması olup olmadığı sorulan Russell, “Evet, günün sonunda bu sadece deneyimle ilgili.”  
“Kendimden biliyorum: bu sporda ne kadar çok zorlarsanız, o kadar belli bir seviyeye ulaşırsınız, ancak bazen de her şeyi akışına bırakmalısınız. Arabayı öfkeyle sürmek istersiniz fakat bazen bu en hızlı yol değildir. Dediğim gibi, iş dönüp dolaşıp deneyime geliyor.”
“Her zaman %99’da sürmenin %101’de sürmekten çok daha fazla ideal olduğunu düşünmüşümdür. Eğer %99’unuzu kullanıyorsanız en fazla 0.01 saniye kaybedersiniz, ancak %101’inizi kullanıyorsanız muhtemelen kaza yapmışsınızdır.”
“Eğer %99 ile sürerseniz, muhtemelen masada sadece 0,01 saniye bırakmış olursunuz. 101 ile sürerseniz, arabayı kaybettiniz ya da kaza yaptınız demektir. Bu sınırı aşmamak bir deneyim meselesi.”
“Meksika’da pole için o turu atarken biraz hata yaptığımı biliyordum, bu yüzden kaybettiğim zamanı telafi etmek için daha çok çalıştım.”
“Turu mahvetmem kaçınılmazdı çünkü zaten mümkün olduğunca hızlı gitmeye çalışıyordum.” dedi.

“Austin’de çok fazla zorladığımı düşünmüyorum, bence bu sadece talihsizlikti. Carlos’un dışarıdan atak yapmasını bekliyordum fakat o iç çizgiden gitmeyi tercih etti, her şey için çok geçti.” 
“Ama yine de bu sınırları zorlamaya çalışıyorum ve bazı açılardan neredeyse bir çaylak olduğum hissine geri dönüyorum, ilk kez ön tarafta yarışıyorsunuz. Arka sıralardaki mücadeleye kıyasla bambaşka bir hikaye.”
“Örneğin ilk viraja girmek dahi bambaşka bir deneyim, önünüzdeki 15 aracın oluşturduğu akordeon etkisinden çok daha farklı.”
“15 arabanın arkasında olduğunuzda, üç arabanın arkasında olduğunuza kıyasla çok daha fazla kirli hava var. Üç yılımı arkada yarışarak geçirdim, ön taraftaki deneyimim henüz 20 yarış.”
“Tıpkı benim arkada olmanın nasıl bir şey olduğunu öğrendiğim gibi, siz de orada olmanın kendine özgü yanlarını öğreniyorsunuz.” dedi