Steiner’ın kitabı “Surviving to Drive” raflardaki yerini aldı!

Netflix dizisi Drive to Survive’ın henüz ilk sezonunda sarf ettiği “bir avuç serseriye benziyoruz” sözüyle izleyicilerin ilgisini epey çeken Gunther Steiner, o zamandan beri Formula 1 dünyasının ikonlarından biri haline geldi.
Steiner’ın yüzü ve sloganlarıyla süslenmiş tişörtler dünyanın dört bir yanında piyasaya çıktı, öyle ki, kendisi neredeyse bazı sürücüler kadar ünlü oldu.
Dolayısıyla kendisinin bir noktada Surviving to Drive başlıklı bir kitap yayınlaması belki de kaçınılmazdı: kitap, kendisinin Formula 1’de geçirdiği bir yılı -2022 sezonu- anlatmakta.
Kitap -hiç de şaşırtıcı olmayan bir şekilde- Steiner’ın alametifarikası olan ve onu bir yıldız haline getiren ani çıkışları ve açık sözlü yorumlarıyla beraber çok fazla küfür içerdiği için okuyucunun sağduyulu olması tavsiye edilir.
Bir otobiyografi olmaktan ziyade Steiner’ın Haas ile 2022 Formula 1 sezonunun her hafta sonunu ve kampanya sırasında aradaki diğer önemli kısımları anlattığı bir günlük olan kitap, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından Nikita Mazepin’in ve takımın Uralkali sponsorluğunun bırakılmasıyla başlıyor ve Kevin Magnussen’in Brezilya GP’sinde takıma ilk pole pozisyonunu kazandırmasıyla zirveye ulaşıyor.
Drive to Survive maceralarına benzer bir Steiner performansı bekleyenleri bir sürpriz bekliyor, sinirli tavırlardan ziyade pek çok kahkaha dolu anı, esprili yorumlar ve bolca laf salatası mevcut.
Kitapta geçen yıl Haas’ı etkileyen FIA kararlarının yanı sıra eski Formula 1 pilotu Ralf Schumacher’i de hedef alan sözlerinden nedeniyle dava edilmekten tartışmasız korkmayan Steiner, lafını asla esirgemiyor.

Formula 1’de çalışan hemen herkesin genellikle belli halkla ilişkiler kalıplarına göre hareket etmek zorunda kaldığı düşünüldüğünde, Steiner’ın dürüstlüğü biraz da ferahlatıcı. Başkalarını eleştirmekten mutlu olsa da, kendini azarlamaktan ya da şaka konusu olmaktan tartışmasız kaçınmıyor.
Kitap doğal olarak Steiner’ın hayatından kesitlere de yer veriyor; örnek olarak motor sporlarına ilk olarak ralli yaparak nasıl girdiği, Jaguar Formula 1 takımında üç kez Formula 1 şampiyonu olan Niki Lauda ile nasıl çalıştığı ve Gene Haas’ı bir Formula 1 takımı kurmaya ikna etmeden önce Amerika’da geçirdiği zaman.
Kitapta kendisinin 1992 Dakar Rallisi’ndeki deneyimlerinden, Lauda ile beraber Japonya’daki bir otele “olimpiyat madalyası olan” bir adam tarafından götürülmelerine kadar pek çok hikâye yer alıyor.
Yine de her şey komedi değil. Formula 1’de daha fazla kapsayıcılık ve çeşitliliğin yanı sıra sürdürülebilirlik konusundaki düşünceleri gibi daha ciddi konular da tartışılıyor. Ayrıca kanserden ölen ve Steiner’ın kitabı ithaf ettiği Haas teknisyeni Harvey Cook hakkında dokunaklı bir bölüm de var.
Kitapla ilgili en büyük eleştiri, günlük şeklinde yazıldığı için bazı anlatıların -çoğunlukla Cuma antrenmanlarıyla alakalı olanlar- gereksiz kalmasıyla ilgili.
Tıpkı Steiner’ın türünün tek örneği olması gibi, daha önce hiç böyle bir kitap yazılmamıştı!