Vowles’ın Williams’ta öncelik vereceği değişiklik: “Takım kültürü oluşturmak”

Williams’ın son beş sezonun dördünde takımlar şampiyonasının en alt sırasında bulunması onun için bir sır değildi.
Diğer taraftan Williams, takım patronu Jost Capito ve teknik direktörü FX Demaison’un ayrılmasının ardından yeni bir belirsizlikle karşı karşıya kaldı.
Vowles, 2023 aracıyla ilgili işlerin çoğunun tamamlanmış olduğu bir zamanda göreve geldiği için, onun için takımın kaderini hızla tersine çevirmek pek kolay olmayacak.
Vowles’un iş listesi de geniş olacak; çünkü takımın mümkün olan en hızlı şekilde ilerlemesine yardımcı olabilmek için kısa sürede yeni bir ekip kurması gerekecek.
Ancak teknik departman ve genel raporlama yapısıyla ilgili kararlar Vowles için önemli olsa da, her şeyin üzerinde öncelik taşıdığını düşündüğü bir şey var: yeni bir takım kültürü.
Vowles’un 1990’ların başında, en baskın döneminde Silverstone’da çitlerin arasında izlediği takım ile bugünkü takım arasında çok büyük fark var.
Vowles bu konuyla alakalı, “Bana sporun önünde olanları ve en ikonik markalarının neler olduğunu sorarsanız, aklıma Williams gelir.”
“Son birkaç yıldır biraz canı yanan, inanılmaz derecede yetenekli insanlar bulunuyor. Fakat bu takımın büyük bir potansiyeli var.” diyor.

Bu nedenle Vowles’ın düşündüğü şey, Williams için daha iyi bir geleceğin şekillenmesine yardımcı olmak için kritik önem taşıyor; yani takımı gelecekteki yönüne inandırmak.
Vowles, gridde yükselebilmek için herhangi bir değişiklik yapmadan önce yeni bir zihniyet ve kültür değişikliği gerektiğini düşünüyor.
Williams’ta neyin eksik olduğu konusunda Vowles, “Kesinlikle yanlış olan şey, incindiğinizde ve cezalandırıldığınızda ve acı çekerken organizasyon olarak aşağı itiliyor olmanız çünkü kültürde, yöntemlerde ve sistemlerde bir değişiklik olmazsa, olup bitenlerde bir değişiklik olmadıkça her sezon daha iyiye gitmez.”
“Birkaç sezon geriye gidersek, o dönemde Dorilton [takım sahipleri] kadar güçlü olmadığımızdan şüpheleniyorum.”
“Dorilton burayı gerçekten başarılı bir takım yapmak için doğru miktarda yatırım yapmak istiyor ve yapacak. Ve sadece birkaç sezon önce durumun böyle olduğunu söylemenin adil olduğunu düşünmüyorum. Bu etkinin başlaması muhtemelen biraz zaman alacaktır.”
“Ama ben değişikliklerden biriyim ve açıkça bunu bir kişi başaramayacak. Gereken şey, teknik ekibi tekrardan güçlendirmek fakat aynı zamanda kendi içimizde inanılmaz derecede iyi olanların parlamasına ve gelişmesine izin vermek.”
“Ve takımın mevcut ortamının bir süredir buna elverişli olmadığından şüpheleniyorum.” dedi.
Vowles, her ne kadar Formula 1’in turbo hibrit çağına hakim olmasıyla tanınan Mercedes takımından geliyor olsa da, bu onun sadece kazanmayı bildiği anlamına gelmiyor.
Geçen yıl, Mercedes’in yıl başında dalgalanma sorunuyla mücadele ettiği bazı zor zamanlar olmuştu.
Ayrıca Vowles, British American Racing olarak mücadeleye başladığı 2000’li yılların başından beri Brackley merkezli takımın bir parçasıydı.
Geçen hafta konuşan Vowles, “Birçoğunuzun ne yazık ki herkesin gözü önünde gördüğü seviyelerde başarısızlığı bilecek kadar şanslıyım.”
“Mercedes’ten önce bile çok kötü durumda olduğumuz zamanlar oldu: Mesela 12 yarış üst üste puan alamadık.”
“Bundan elde edeceğiniz asıl kazanç, herkesin sizin güçlendirilmeniz gerektiğini fark etmesini sağlayan bir kültür aşılamanız gerektiğidir. Büyümek zorundasınız, beraber bir tüm olarak ilerlemek zorundasınız ve bunu bir tüm olarak hareket ederek başarabilirsiniz.”
“Birkaç yıldır acı pekiştireç olduğu için, iş birliğinin olabileceği veya olması gereken seviyede olmadığı bir durumda olduğumuzdan şüpheleniyorum.” demişti.

Brackley’de (Mercedes Formula 1 takımı) puan kazanmak için mücadele eden bir takımdan, gittiği her yarışı kazanmayı bekleyen bir takıma dönüşen yolculuk boyunca orada olan Vowles, başarılı bir organizasyonda işlerin nasıl yürümesi gerektiğine dair muazzam bir deneyime sahip.
Vowles, “Mercedes’teki kıdemli yönetim ekibimize, takımın en önemli unsurunun ne olduğunu sorduğumuzda, her zaman iki şekilde dönüş olurdu: insanlar ve kültür.”
“Makine atölyesi, rüzgar tüneli araçları ya da simülatördeki sürücü değil. Başarı insanlara ve kültüre bağlıdır. Aynı şeyin Williams için de geçerli olduğuna inanıyorum.”
“Oraya ayak basmadan önce, şimdi nerede olduğumuzdan emin değilim ancak öncelik listemdeki en yüksek şey: herkesin bunun beraber çalışmakla ilgili olduğunu anladığından emin olmak.”
“Bu, yetkilendirme ile ilgili. Bu, iş arkadaşlarınıza onlardan beklediğiniz saygıyı ve onlardan beklediğiniz büyümeyi göstererek davranmakla ilgilidir. Böylece nihai bir hedefe doğru beraber çalışabiliriz.” dedi.
Vowles’ın kültürün bu kadar önemli olduğuna dair inancına belki de en büyük destek, uzun süredir bunun Alman otomobil üreticisinin başarısında kilit bir faktör olduğu görüşüne sahip olan eski patronu Toto Wolff’tan geliyor.
Mercedes Formula 1 takımına karşı algısı hakkında konuşan Wolff, “Yolculuğa başladığımız yerde, hakim olan felsefe türü, ‘bu bir yarış arabası ve yarış arabasının iyi aerodinamiğe, güçlü bir motora vb. ihtiyacı var’ şeklindeydi.”
“Ama yarış takımının bir yolculuğa katılmış bir grup insan olduğu neredeyse her zaman göz ardı edildi. Ve bu insanların umutları, hayalleri, hedefleri ve kaygıları vardır.”
“Mercedes’te yapabildiğimiz şey, tamamen kişilerin etrafında kurulu bir yapı oluşturmak oldu. İnsanları önemsiyoruz. Ve önemsediğimizde onlara inanırız.”
“Bunu her gün gösteren bir organizasyon kurduğunuzda olağanüstü performanslar elde edebilirsiniz. Şimdi, 2022’de gördüğümüz gibi bu sonsuza kadar garanti değil fakat kültür ve değerler her organizasyonun bağışıklık sistemidir.”
“James, hedef belirleme konusunda kültürümüzü geliştirmeye yönelik bu yolculuğun bir parçası olmuştur. Ve böylece bunu Williams organizasyonunda uygulayabilecek.”
“James’in organizasyon içerisindeki yetenekleri keşfedeceğinden, kendini adamış ve hırslı insanları keşfedeceğinden hiç şüphem yok. Ve bütün bunları ilgili bir takım patronu olarak olumlu bir zihniyete, güvenli bir ortama yerleştirirse, Williams’ın büyük ölçüde geri dönüp ilerleyebileceğini düşünüyorum.”
“Bu tür şeyler zaman en tepeden başlar ve ardından organizasyonun içine kademeli olarak girmesi gerekir. Williams’da görev aldım. Orada olmayı sevdim. Ve James’in de seveceğinden hiç şüphem yok.” diyerek kültürün önemini vurguluyor.