Yorum: Pilotların 2022 Avusturya Yarış performansı nasıldı?

Yorum: Pilotların 2022 Avusturya Yarış performansı nasıldı?

 

 

. . .

Avusturya’da galibiyete ulaşan isim Charles Leclerc olurken, Max Verstappen ikinci olarak hasarı minimuma indirdi. Red Bull özellikle tek turda iyi görünse de, Ferrari yarış temposunda daha kuvvetliydi ve lastiklere çok iyi baktı. Peki hafta sonunun yıldızları kimlerdi? Altay Gök sizin için kısa değerlendirmelerde bulundu. Sergio Perez 2020 Avusturya’nın dejavusunu yaşadı ve bu denli önemli bir yarışta Red Bull tek araç kaldı. Albon-Hamilton temasının yaşandığı virajın birebir aynısında spin atınca biraz gülmedim değil, ancak sprint temposu hesaba katıldığında Verstappen’e strateji avantajı sağlaması mümkündü. Nicholas Latifi: Kendisini yarış boyunca bir kez gördük, onda da bir baktık arabadan inmiş garajda laflıyor. Bana kalırsa bu Latifi’nin bütün kariyerini de oldukça iyi açıklıyor. Piastri anlaşması çok yakın gibi. Carlos Sainz Geçtiğimiz hafta galibiyete ulaşmamızın ardından onu daha bir hırslı bekliyorduk, bu hırsı sprintte görsek de yarışta pek göremedik. Hızlı olduğu tek bir periyot vardı, onda da yeni lastiklerle yol tutuşu eksikliği yaşayan Verstappen’e yaklaşıyordu. Ancak atak yapacak fırsat bulamadan motorundan dumanlar çıkmaya başladı ve yokuş bir yerde kenara çekerek yarışa veda etti. Aracı alev alırken geri geri gidiyordu ve Sainz bir süre araçtan çıkamadı, korkutucuydu. Sebastian Vettel Startının araç üstü görüntülerine baktığımızda Aston Martin’in Formula 1 arabası dışında her şey olduğunu bir kez daha görüyoruz. Vettel ne zaman iç çizgiyi korumaya çalışsa araç öyle bir sendeliyor ki sonraki virajda açık vererek rakiplerine geçiliyor. Albon ve Alonso’ya geçilmiş bu nedenle -Alonso ile birkaç viraj sağlam kapışmışlar tabi öncesinde. Yarışını da Gasly tamamen rezil rüsva etti. Sainz’ın VSC’si ile avantaj sağlayabilirdi aksi takdirde. Bu arada pist limitleri nedeniyle 5 saniye ceza aldığını da hatırlatalım. Sebastian Vettel, Aston Martin AMR22 Alessio Morgese Yuki Tsunoda Sert lastikle başlayan isimler arasında en büyük hayal kırıklığı yaşayan isimdi, AlphaTauri zaten hafta sonunun genelinde rekabete girebilecek durumda değildi gerçi. Alonso’yu çimlere itmesi sonucu bir el hareketi de yedi. Yarışın sonunda ise bir kez daha takıma bağırdı telsizden. Sinir problemlerini aşamadığı sürece F1’de ne kadar tutunabilir bu ise soru işareti. Jaime Alguersuari gibi çok genç biten bir kariyerle karşı karşıya olabiliriz. Pierre Gasly Bütün hafta sonunun tartışmasız şekilde en zayıf ismi. Sıralama turlarında Perez olayı nedeniyle Q3’te olmaması bir şanssızlık; ancak hem sprintte temas yaşayıp son sıraya düştü, hem yarışta Vettel’in yarışını bitirecek bir hamle yapıp 5 saniye ceza aldı, hem de pist sınırları nedeniyle bir ceza daha aldı! Gasly sezona istikrarsız başlamıştı ancak son 2 haftadır ciddi bir performans düşüşüyle karşı karşıyayız. Guanyu Zhou Yine şanssız bir hafta sonunda elinden geleni yaptı ve yine sessiz sakin iyi bir yarış çıkardı. Genel olarak rekabetçiydi bile diyebilirim. Alonso’ya yaptığı savunmayı çok beğendim, sorunsuz ve “boşluk bırakılan” bir savunmaydı. Zhou Guanyu, Alfa Romeo C42 Xavi Bonilla / DPPI Lance Stroll Yarışın en iyilerinden biriydi. İlk iki stintinde çok güzel lastik korudu, ancak Aston Martin güvenlik aracı beklemek yerine alakasız anlarda pit stop yapınca tüm avantajı eridi. Üstüne Aston Martin’in berbat aracı da eklenince Stroll’ün bu iyi yarışı arka planda kaldı. Alex Albon Williams’ı sırtlamaya devam ediyor. Önündekiler kendini imha etmeye başlayana kadar 12. sıraya kadar gelmiş ve yerini sağlamlaştırmıştı, sonrasında 10. sıraya yükselip puan kokusu aldı. Elbette çok daha iyi bir araç olan Alfa Romeo’daki Bottas’ı DRS olmadan tutması imkansızdı, dolayısıyla puan bir kez daha tam kıyıdan kaçtı. Valtteri Bottas Pit yolundan başladığı yarışta 11. sıra Alfa Romeo kariyerinde kaydettiği gelişimi -veya uzun süredir sakladığı Bottas’ı- gösteriyor, normalde geçiş yapamayan ve pitlerde avlanan Bottas’ın böyle yükselebiliyor olması açıkçası 32 yaşındaki bir pilotun bile öğrenebildiğini görmemiz açısından değerli. Şu ana kadar sezonun hikayelerinden birini yazdı Bottas. Sıkıntı ise araçtaki sorunlardan ötürü şampiyonada Ocon’a geçilmesi. Son 5 yarışta sadece 8 puan toplayabildi. Fernando Alonso, Alpine A522 Glenn Dunbar / Fernando Alonso Son haftaların şanssız ancak güçlü ismi Avusturya’da şanssızlığını da, performansını da tam gaz konuşturdu. Sprintte motor arızası yaşayarak piste çıkamayan ve yarışa son sırada başlayan Alonso sert lastiklerle iki uzun bölüm atmasının ardından gelen VSC periyodunda büyük avantaj sağladı ve piste 9. sırada döndü -hatta yeni lastiklerle 7. sıra mümkün görünüyordu. Ancak bir lastiğinde büyük titreşim vardı, bu da ikinci kez pite dönmesine ve 14. sıraya kadar düşmesine sebep oldu. Son 10 turda klasını konuşturan Alonso 1 puanla ayrıldı ancak bu yarıştan çok daha fazlasını çıkarmalıydı. Daniel Ricciardo Son haftalarda ilk kez Norris’e bu denli yakındı. Startta takım arkadaşını geçti ve birçok kez kendisini diğerleriyle tekerlek tekerleğe mücadelede gördük. Tabi günün sonunda 5 saniye cezalı Norris’in 2 sıra gerisinde bitirdi yarışı, ancak yine de 2 yarışlık aranın ardından puan alması bir artı. Zak Brown’ın “Ricciardo kalacak ancak Norris ile eşit performans vermeli” şeklindeki demecinin etkisi var mı bu hafta nispeten iyi olmasında, bu da bir soru işareti. Kevin Magnussen: Bu yıl ilk kez bir hafta sonunu takım arkadaşının net şekilde gerisinde tamamladı. Sprintte önde kalmayı başaran taraf kendisiydi, ancak yarışta DRS trenine takılması sonucu zaman kaybetti ve daha ikinci pitler başlamadan Schumacher’in gerisine düştü. Sonrasında temposunu koruyamadı ve Norris’e de geçilerek kendisini 8. sırada buldu. Bu pistte hep iyi sonuçlar alan bir yarışçı Magnussen, 8. sıranın onu ne kadar tatmin ettiğini söylemek zor. Kevin Magnussen, Haas VF-22 Alessio Morgese Lando Norris Belki bu pistteki en kötü sonucunu almış olabilir, ancak hafta sonunun geneline baktığımızda 7. sıra zafer gibi. Kısa bir gezinti: ilk antrenmanları 20. dakikada motor arızası ile bıraktı, sıralama turlarında Q2’yi geçemedi, sprintte yükseldi, yarışta ise startta geçilmesine ve 5 saniye ceza almasına rağmen son stintinde gaza basarak hem Ricciardo’yu, hem de Magnussen’i geride bırakarak 7. oldu. Sorunsuz bir hafta sonunda daha önlerde bile olabilirdi. Mick Schumacher Kendisinin “2. sezonunun ortalarına kadar bir şeye alışamadığı” söylenir, bir kez daha bu durumla karşı karşıyayız. İlk 9 yarışta puan alamamasının ardından Silverstone’da bir şeylerin değişeceğinin sinyalini vermişti, Avusturya’da ise Lewis Hamilton’a sıkı savunma yaptığı bir sprint ve takım arkadaşına üstünlük kurduğu bir yarış ile kendisi için yeni bir çağ açmayı resmi olarak başardı. 6. olması ve günün sürücüsü seçilmesi de moralini yükseltmiştir diye tahmin etmekteyiz. Esteban Ocon Bütün hafta sonu boyunca oldukça güçlüydü. Bu pistte geçen sene iki yarışta da sıkıntılar yaşayarak puan alamamıştı, acısını sıralamalarda 5, sprintte 6, yarışta ise 5. olarak çıkarttı. Orta gruptaki neredeyse herkesten çok daha iyi bir temposu vardı, takım arkadaşını hızlıca geçen Schumacher kendisiyle olan farkı bir türlü kapatamadı. Hafta sonunu 13 puanla kapatarak sezonun en iyi sonucunu elde etti böylece Fransız pilot. Gelecek hafta kendi evinde yarışacak ve ilk kez kendine ait bir tribün olacak. Bir diğer güçlü performans beklenebilir kendisinden. George Russell, Mercedes W13 / George Russell Geçtiğimiz hafta yaşadığı büyük kazanın ardından temiz bir hafta sonuna ihtiyacı vardı. Performans olarak oldukça güçlüydü ancak “temiz miydi” diye sorarsanız cevabımız hayır olacaktır, nitekim ilk turda Perez ile “2020 Avusturya GP” tadında bir temas yaşadı ve Perez’in son sıraya düşmesine, kendisinin de 5 saniye ceza almasına ve ilk pitinin ardından sonlara gerilemesine sebep oldu. Buna rağmen temposunu yarış boyunca hiç düşürmedi ve takım arkadaşının sadece bir sıra ardında 4. oldu. Lewis Hamilton Sıralama turlarında yaptığı kazanın ve sprintte uzun süre Schumacher’in arkasında kalmasının ardından “hasarı azaltacağı” bir yarış bekliyordu, yarışa da çok dengeli başlayamamıştı, ancak turlar ilerledikçe ve önü açıldıkça toparlanarak kendini 3. sırada buldu, uzun bir ilk bölüm, nispeten kısa bir ikinci bölüm stratejisi de yerini sağlamlaştırmasını sağladı. Sainz’ın yarış dışı kalmasıyla da arka arkaya 3, bu yıl 4. kez podyuma çıktı. Kariyeri boyunca şansları değerlendirmesini bilmiştir Hamilton, araç güçlendikçe o da bu şansları daha sık yakalayacak bir konum yakalayabiliyor. Max Verstappen En sevdiği ve en başarılı olduğu pistlerden birinde bu denli hayal kırıklığı yaşamayı hiç beklemiyordur, özellikle de güçlü göründüğü bir sıralama ve sprintin ardından. Ancak rakibine henüz 12. turda geçilmesinin ardından “kedi” yerine “fare” konumuna düştü ve bütün yarış boyunca Leclerc’i hem savunması, hem de yakalaması gereken bir pozisyona düştü. Esrarengiz bir yol tutuşu eksikliğinden bahsediyordu, aracın çekiş yakalayamadığı yerler dahi oldu. Red Bull’da bir sorun olup olmadığını geçen sene galibiyete ulaştıkları Paul Ricard’da daha iyi göreceğiz. Charles Leclerc 2 aydır podyuma çıkamayan, 3 aydır yarış kazanamayan bir Leclerc ile karşı karşıyaydık, Silverstone’dan kalan problemlerin yansıması riski de cabasıydı. Ancak geçmişi geçmişte bırakan Leclerc daha sprintte Sainz ile farkı açmayı başarmıştı, yarışta ise daha 12. turda Miami’nin rövanşını alarak rakibini hızlıca geçmiş ve avantajı eline almıştı. Ama Verstappen’i geçişleri bununla sınırlı kalmadı Uzun bir ilk bölümle kendisinden yaklaşık 12 tur önce pite giren Verstappen’i bir daha geçmiş, ikinci pitlerin ardından ise geçişleri üçlemişti. Red Bull’un evinde psikolojik avantajı Ferrari’ye getirdiğini söylemek mümkün. Max Verstappen, Red Bull Racing RB18, Charles Leclerc, Ferrari Formula 1-75 Red Bull Content Pool

 
tr.motorsport 

En güncel Motorsporları haberleri için sosyal medyada TRmotosports’u takip edin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir