2026 güç üniteleri Formula 1’in yarışçı piyasası için neden kilit önemde?


2026 güç üniteleri Formula 1’in yarışçı piyasası için neden kilit önemde?

 

 

. . .

Avustralyalı pilot, Red Bull ile olan anlaşması 2028 yılına kadar devam eden Max Verstappen’den sonra o yıl için bir takıma bağlanan 2. yarışçı oldu.
Mevcut griddeki diğer bütün sürücülerin anlaşmaları 2024 veya 2025’te sona eriyor ve dolayısıyla 2026 onlar için boş bir sayfa.
Bunun önemi, ’26 sezonunda büyük bir şasi kuralları paketinin ve daha da önemlisi yeni bir güç ünitesi formülünün uygulamaya konacak olması. Bu da kaçınılmaz olarak en son büyük bir değişikliğin yaşandığı 2014 yılını hatırlatıyor.
O zaman Mercedes, rakipleri Ferrari ve Renault’ya büyük bir üstünlük sağlamış ve birkaç yıl süren bir avantaj elde etmişti. 2015’te bir sezon geç gelip Formula 1 programına sıfırdan başlamak zorunda kalan Honda, korkunç başlangıcın ardından performansı iyileştirmenin ne kadar zor olduğunu gösterdi.
Bu seferki değişim belki V8’lerden hibrit V6’ya geçiş kadar büyük değil fakat önemsiz de değil.
Teorik olarak, Honda, Ferrari, Mercedes ve Renault son on yılda edindikleri bilgi birikimi sayesinde avantajlı durumdayken, yeni gelen Audi ve Red Bull/Ford için görev daha göz korkutucu.
Bu aşamada hiç kimse, Mart 2026’da yeni kurallar altındaki ilk yarışta altı güç ünitesinin nasıl karşılaştırılacağı hakkında bir fikre sahip değil. 

Üreticilerin her birinin bildiği tek şey, kendi gelişim eğrilerinde şimdi nerede oldukları ve diğerlerinin geride veya ileride olduğuna dair ara sıra padok dedikodularını duymak.
Sürücüler ve menajerleri, mevcut takımlarının 2026’da nasıl bir performans sergileyeceğini tahmin etmek zorunda kalıyor ve rakiplerinin nerede olabileceği konusunda daha da az şey biliyorlar.
Herkesin yapmak istediği şey, Lewis Hamilton’ın Eylül 2012’de McLaren’den ayrılıp önceki iki sezonu 4. bitiren ve o sezon sadece 5. olan Mercedes’e imza atarak Formula 1 padoğunu şok ettiğinde yaptığı türden ilham verici bir kararı tekrarlamaktır. 
Ancak 2014 hibrid regülasyonları yaklaşıyordu ve Mercedes patronları Ross Brawn ve Niki Lauda, Hamilton’ı Mercedes’in projesinde oldukça ileride olduğu ve olması gereken yer olduğu konusunda ikna etti.
İkna olan Hamilton, Red Bull’un domine ettiği 2013 sezonunda V8’lerin son döneminde zorlanacağını biliyordu ancak Mercedes’e katılma kararı tamamen hibrit ve uzun vadeyle ilgiliydi ve takım 2014’te kontrolü tamamen ele aldığında bunun karşılığını muhteşem bir şekilde aldı. Hamilton, 2014’te Brixworth yapımı V6 hibrit ile kazandığı altı dünya şampiyonluğundan ilkini kazandı.
Hamilton’ın Mercedes hamlesi, bütün pilotlar bulundukları yerde kalmak mı yoksa farklı bir yerde daha temiz bir geçmişe sahip olmak mı istediklerini düşünmeye başladıklarında ideal bir vaka çalışması olarak duruyor.

İşin en ilgi çekici yanı ise Formula 1’in şu anki lideri Verstappen’in Red Bull motor projesinin bir fikirden öteye gitmediği günlerde çoktan bir taahhütte bulunmuş olması. Peki bu verilmesi zor bir karar mıydı?
Autosport’un sorusu üzerine Hollandalı, “Hayır, o zaman değildi. Burada kendimi mutlu hissediyorum. Ve tabii ki, ’26’da yine farklı motorlar olacak fakat bu konuda da çok endişeli değilim. Bunu o zaman anlayacağız.”
“21’den sonra da söyledim, ayrılmak için bir neden yok, takımdaki herkese gerçekten inanıyorum. Ve evet, kontratınızın son senesindeyken gerçekten geç kalmayı sevmiyorum çünkü o zaman takım içinde biraz garip bir his yaratmaya başlıyorsunuz.”
“Çünkü belki de ‘Oh, belki de ayrılıyor ya da henüz imzalamadı, her şeyi göstermek zorunda mıyız?’ diye düşünülüyor.”
“O noktaya gelmek bile istemiyorum. Mutlu olduğunuzda ve takımda kendinizi iyi hissettiğinizde ayrılmak için bir neden yok. Elbette bu uzun bir uzatma fakat farklı bir yere gitmek için herhangi bir neden görmüyorum.” şeklinde cevap verdi.
Verstappen kararını verdi fakat rakiplerinin motor durumunu yakından takip etmeleri gerektiğinin de farkında.
“Evet, inanıyorum ki bu da Formula 1’in bir parçası, değil mi? Bazen karar vermek biraz daha zor oluyor. Red Bull ailesinde büyüdüğüm için şanslıyım ve inanıyorum ki tekrardan beraber büyüyoruz çünkü ben katıldığımda muhteşem şampiyonluk yıllarından sonra tekrardan inşa etmeye çalıştığımız bir dönemdi.”

Takım patronu Christian Horner, şimdi takım için bile bazı şeylerin tahminden ibaret olduğunu kabul ediyor.
Horner, “2026 için kristal bir küre yok. Kimin rekabetçi olacağını kim bilebilir? Tamamen yeni şasi düzenlemeleri, tamamen yeni bir aerodinamik felsefe olacak, dolayısıyla şasi kilit bir rol oynayacak.”
“Motor, elektrifikasyon ve yanma arasındaki ayrımla beraber kilit bir rol oynayacak ve yakıt da bunda kilit bir rol oynayacak. Dolayısıyla sıfırdan başlamak bizim için hem en büyük risk hem de en büyük fırsat.”
“Bu yüzden ilginç bir yolculuk olacak ve eminim ki bütün motor üreticileri inanılmaz derecede sıkı çalışıyorlar. Yeni üreticiler ve Audi de geliyor. Ancak bu, mevcut Güç Ünitesi yönetmeliklerinden çok daha farklı bir meydan okuma.” dedi.
En ilgi çekici 2026 paketlerinden biri de Honda’nın fabrika takımı olan Aston Martin’de olacak. 
Japon üretici, yeni kurallar setinde mevcut formunu koruyacak mı, yoksa tekrar yavaş bir başlangıç mı yapacak?
Aston Martin takım patronu Mike Krack, takım seçeneklerini değerlendirirken Honda’nın halihazırda potansiyel sürücülerle görüşmelerin bir parçası olduğunu söylüyor.

Krack, “Bence bugünlerde sadece bir cüzdan dolusu para saçmak artık bir argüman değil. Tabii ki bir argüman, ancak bugünlerde sürücüler ve menajerleri bundan çok daha fazla soru soruyor.”
“Bence güç ünitesi önemli bir rol oynuyor, fakat bence aynı zamanda geçmiş performans ve mevcut durum da her zaman bir rol oynuyor ve hesaba katılıyor.”
“Bence ikna etme kısmı çok daha zor, çünkü sadece birkaç üst düzey sürücü ya da herkesin sahip olmak istediği birkaç sürücü var ve onları ikna etmek için uygun bir dizi sunum ve argümana sahip olmanız gerekiyor.” dedi.
Alpine’in geçici patronu Bruno Famin, 2026 motorunun sürücü pazarındaki  satranç oyununa katılmaktan daha öncelikli olduğu konusunda kararlı.
Famin, “İlk kaygımız takımdan mümkün olan en iyi performansı almak ve mümkün olan en iyi güç ünitesini geliştirmek.”
“2026 için güç ünitesinden bahsediyorum. Amaç mümkün olan en iyi güç ünitesini geliştirmek. Her şey birbirini takip ediyor. Şu anda sahip olduğumuz sürücülerden memnunuz. Öncelikle iyi bir paket oluşturalım.” dedi.
Sürücüler genellikle bir sonraki yarışa odaklanıyorlar, ancak gelecek yıl sonunda sözleşmeleri bitecek olanlar şimdiden yeni düzenlemeler öncesinde 2025’te nerede olmak istediklerini düşünüyorlar.
Piyasada kilit isimlerden birisi olan Ferari pilotu Charles Leclerc, “Bence sürücüler olarak her takımın tam olarak nerede olduğunu bilmek çok zor.”

“Kendime ve Ferrari’ye odaklandığım için, henüz simülatörde kullanma şansım olmadı. En kısa zamanda bu gerçekleşecek, o zaman muhtemelen biraz daha fazla şey söyleyebileceğim. Ancak gelişim açısından kimin önde olduğuna dair net bir resim elde etmek çok zor.” dedi.
Nico Hulkenberg gibi sıralamada daha aşağıda olanlar için 2026 çok uzak görünüyor.
Hulkenberg, “Bence şu anda ile o zaman arasında hâlâ çok fazla zaman var. Yani, kulağa oldukça büyük bir değişim gibi geliyor. Ve kesinlikle, inanıyorum ki önümüzdeki yılın başında bunu merak etmeye başlarız.”
“Sandalye kapmaca bence önümüzdeki sezon biraz daha hareketlenecek ve bence doğal olarak insanlar için bir şeyler yerine oturacak. Bu ne olacağına, nasıl performans göstereceğinize ve değerinizin ne kadar güçlü olduğuna bağlı.” dedi.
En büyük soru işaretlerinden biri Audi. Büyük bir üretici için yarışmak Formula 1’in en büyük isimleri için bile bariz bir çekiciliğe sahip, ancak 2026’da bir Formula 1 motorunda ilk şansı ne seviyede olacak? Ve Sauber takımı genel oyununu yükseltebilecek mi?
Valtteri Bottas, “Audi’nin 2026’da oldukça güçlü olacağını duydum, söylenti bu. Fakat tabii ki herkes gibi benim de kafamda pek çok soru işareti var. Ben de son rakamlarla simülatör testi yapmadım, bu yüzden hâlâ biraz uzak.”
“Ama sonuçta her şey çok çabuk olacak ve en azından Sauber için, neler olacağına dair net bir plan var ve şimdiden pek çok çalışma yapıldığı kesin.” dedi.
Piastri’nin sözleşmesinin 2026’ya kadar uzatılmasının belki de en ilginç yanı, takımın o yıl hangi motoru kullanacağını kimse bilmemesine rağmen McLaren’e bağlanmış olması.

McLaren için Williams’da olduğu gibi Mercedes’in de varsayılan tercih olduğu açık. Teorik olarak, her iki Brixworth müşteri takımı da farklı bir yere bakabilir ve bu nedenle bir dereceye kadar seçeneklerini değerlendirmeye çalışan sürücülerle benzer bir konumdalar.
McLaren’in Toyota ile olan dostane ilişkisi, Japon üreticinin 2026’dan sonra bir noktada seriye geri dönme ihtimalini de gündeme getirdi.
Peki, 2012’de o büyük çağrıyı yapan ve mevcut motor kurallarıyla iki yıl daha Mercedes’e bağlanan Hamilton ne olacak?
Hamilton, “Dürüst olmak gerekirse bu konuda pek bir şey bilmiyorum. Fakat elbette çok da uzak olmayan bir gelecekte, 2030’a kadar olan kontratıma bakıyor olacağım.” dedi.

 
tr.motorsport 

En güncel Motorsporları haberleri için sosyal medyada TRmotosports’u takip edin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir